English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gracie

Gracie translate Turkish

1,552 parallel translation
Get away, Gracie. Get away. Get back.
Gracie, uzaklaş.
Gracie?
Gracie?
But, Gracie, if the clinic goes down, people could die.
Fakat Gracie, eğer klinik giderse insanlar ölebilir.
Gracie, do you still have those crop pesticides?
Gracie, hala tarım ilacın var mı?
You think I'd let my sister eat it if I didn't think it was safe?
- Gracie, eğer güvenli olmadığını düşünseydim kardeşimin yemesine izin verir miydim sanıyorsun?
Everybody's laying claim to my crop. The IRS, Gracie, and now you.
Birden bre herkes çiftliğimden hak talep etmeye başladı Maliye, Gracie, ve şimdi de siz.
Some pesticides got stolen from Gracie's.
- Gracie'nin yerinden bazı böcek ilaçları çalınmış.
Gracie came down to the station.
Gracie merkeze geldi.
I paid some kids to steal them from Gracie's store.
- Birkaç çocuğa onları Gracie'nin dükkanından çalmaları için para verdim.
I was trying to protect Gracie.
Ben Gracie'yi korumaya çalışıyorum.
It's how I keep Gracie's stocked.
Gracie'nin stoklarını böylece doldurdum.
Gracie.
Gracie.
No, I didn't, Gracie.
- Hayır, ben yapmadım Gracie.
Gracie, how long have you known me?
Gracie, beni ne zamandan beri tanıyorsun?
You see, Gracie?
Gördün mü Gracie?
Gracie promised she'd hold on to it for me.
Gracie benim için ayarıcağına söz vermişti.
You can sell the food to the town through Gracie Lee's market and take your cut off the top in supplies that we have and you don't :
Gracie Lee'nin marketi aracılığıyla yiyecekleri satabilirsin. Aynı zananda bizde olup sende olmayan malzemelerden payını alırsın.
Gracie...
Gracie...
Gracie, we've got all this food out here.
Gracie, bütün bu gıdaları buraya getirdik.
Well, in that case, it's good to have you back too, Gracie.
Güzel, o halde seni de yeniden görmek güzel Gracie.
We can fit all the food into Gracie's store. Good. Good.
Bütün yiyecekleri Gracie'nin dükkanına sığdırabiliriz.
Now, if I still had a way of making a living at Gracie's Market, this might be a different conversation.
Hala Gracie'nin yerinden geçiniyor olsaydım bu konuşma farklı olabilirdi.
You were taking orders from Gracie Leigh this morning.
Bu sabah Gracie Leigh'ten emir alıyordun.
Okay, I'm just going to go into Gracie's and get some trail mix, or, you know, shoe polish, dental floss, whatever's left.
Peki, ben Gracie'nin yerine gidip biraz enerji yiyeceklerinden, bilirsin işte, ayakkabı parlatıcısı, diş ipi vs. ne kaldıysa onlardan alayım.
Oh, Gracie!
Gracie!
He said that he killed Gracie because she wouldn't do business with him anymore.
Gracie artık onunla iş yapmayacak diye onu öldürdüğünü söyledi.
- -I was there yesterday, when Gracie stood up to Jonah.
- Dün Gracie Jonah'a karşı dururken ben de oradaydım.
Son, the last thing you need to be doing right now - -is waving a gun around at the man you think killed Gracie.
Evlat, şimdi yapman gereken son şey Gracie'yi öldürdüğü düşündüğün birine silahla gitmek.
I've known Gracie all my life.
Gracie'yi hayatım boyunca bilirim.
- -Yeah? Tell that to Gracie Leigh.
Bunu Gracie Leigh'e söyle.
After the bombs went off and your mother died Gracie changed her will.
Bombalar patlayıp annen öldükten sonra Gracie vasiyetini değiştirdi.
Gracie loved you.
Gracie seni sevdi.
He killed Gracie Leigh.
Gracie Leigh'i öldürdü.
- -You didn't even blink when you heard about Gracie.
- Gracie'nin öldüğünü duyunca gözünü bile kırpmadın.
I didn't kill Gracie Leigh.
Gracie Leigh'i ben öldürmedim.
He tells me Gracie Leigh's been murdered.
Bana Gracie Leigh'in öldürüldüğünü söyledi.
Gracie gave it to me.
Gracie bana bıraktı.
Gracie's death makes that all too clear.
Gracie'nin ölümü her şeyi daha çok göz önüne serdi.
- -Jonah says Mitchell killed Gracie and then he set him up. - -What do you think?
- Jonah, Gracie'yi Mitchell'in öldürdüğünü ve sonra da kendisini devirdiğini söyledi.
Don't make the same mistake that Gracie made.
Gracie'nin yaptığı hatayı yapma.
- -He killed Gracie.
- Gracie'yi o öldürdü.
He said if I refuse to give him a cut of the store, he'd do to me what he did to Gracie.
Eğer ona haraç vermeyi reddedersem bana da Gracie'ye yaptığını yapacağını söyledi.
Mitch just told Dale that he would do to him what he did to Gracie if he didn't go along with him.
Mitch, Dale'e eğer onun dediğini kabul etmezse Gracie'ye yaptığını yapacağını söylemiş.
Drink your bourbon and say good night, Gracie.
Burbonunu iç ve "İyi geceler Gracie." deyip git.
How come you didn't come to see Gracie?
Nasıl olur da Gracie'yi görmeye gelmezsin?
Me and Gracie are out for a walk, walking to school.
Ben ve, Gracie yürüyüşe çıktık, okula doğru yürüyoruz.
And in fact, Gracie has a couple of words for you.
Bu arada Gracie'nin sana söyleyecekleri var.
I love you, Grace.
Seni seviyorum, Gracie.
Sorry, Gracie.
Özür dilerim, Gracie.
- See baby Gracie?
- Bebeğim Gracie'yi gördün mü?
No, sorry, Stanley. Have you tried Gracie's?
- Üzgünüm Stanley.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]