English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gratification

Gratification translate Turkish

189 parallel translation
But unlike Kirk his only interest in money lay in spending it for his own gratification
Ama Kirk'ten farklı olarak parayı sadece kendi zevki için harcamayı seviyordu.
Intellectual gratification is nonexistent.
Entelektüel doyum diye bir şey yok.
Aposto's gratification from fighting stems from two sources.
Aposto'nun kavgadan memnuniyeti iki şeyden kaynaklanıyor.
The gratification sensitizes the region of his mouth and lips. ... so that it becomes an erogenous zone.
Hoşnutluk, ağız ve dudak bölgesini duyarlılaştırır ve böylece ağız erojen bölge olur.
That's the only gratification I have left.
Umutlarım ve başıma konan para ödülü vardı.
He is a machine for self-gratification.
Sadece kendi zevklerini düşünen bir makinedir.
when individuals identify with an imposed life-style and experience self gratification and satisfaction, anyone subject to alienation gets swallowed up by his existence.
Bireyler kendilerini bir yaşam tarzı ile özdeşleştirip bundan etkilendiği ve bunları hoşnutluk ve doygunluk hissi ile tecrübe ettiklerinde yabancılaşmaları, kendilerinin yabancılaşmış varlıkları tarafından sınıflandırılır.
You're indulging in this self-gratification in some sort of mental masturbation
Kendi zevklerinin esiri olup kendini tatmin etmek bu senin yaptığın
But, what really goes on there are nightly parties for the elite members of our society who indulge themselves in self - gratification and hedonism.
Ama, yaptığımız tek şey toplumumuzdaki, eğlenceye düşkün elit üyeler için parti vermek olacak.
You see, through the gratification of curiosity one acquires knowledge.
ve tüm bu sevindirici merak sonunda, birimiz bilgiyi edineceğiz.
- Gratification behavior...
- Haz veren davranış...
But for others, the animal lure of mayhem... the physical sensation of life-and-death struggle... produces gratification.
Ama bazılarına da, kargaşanın hayvani cazibesi... ölüm-kalım mücadelesinin verdiği heyecan doyum sağlar.
To knowledge I'm devoted, most painful gratification.
Bilgiye adadım kendimi, en acılı hazlara,
Here sex hunger is reflected in every aspect of daily life... and instant gratification is tirelessly pursued.
Cinsel açlık bu şehirde günlük hayatın her noktasına yansımış durumda ve insanlar bıkmaksızın anlık hazların peşinden koşmakta.
What you see before you is the latest fashion in full sensory gratification.
- Görmüş olduğun duyusal hazzın son moda hâlidir. - Öyle mi?
Just this shameless pursuit of immediate material gratification.
Yalnızca, anlık maddi tatmin duygusunun peşinden utanmazca koşmak.
I went shopping f or gratification. But that's like sex without a climax, you know?
Tatmin olmak için alışverişe başladım ama bu orgazmı olmayan bir seks.
The expectation of receiving... instant gratification in daily life... and that this gratification constitutes... the normative parameter of existence.
Günlük yaşamda bir an önce zevk alma ve bu zevkin varoluşun örnek parametresini teşkil etmesi.
You think I'm doing this for my own self-gratification?
Sence bunu kendi keyfim için mi yapıyorum?
Hey, speaking of penises, do you know how the Playboy Unabashed Dictionary defines oral gratification?
Penislerden laf açılmışken Utanmaz Playboy Sözlüğü'ndeki oral zevk tanımını bileniniz var mı?
They want instant knowledge, instant power and gratification.
Hazır bilgi, hazır güç ve memnuniyet istiyorlar.
You see, it seems a lot of today's parliamentarians are quite unable to achieve sexual gratification without fantasising about the SAS, you see.
Günümüzde milletvekillerinin çoğu Hava Kuvvetleri hakkında hayal kurmadan cinsel zevk yaşayamıyor.
You only want instant gratification.
Sen hemen tatmin olmak istiyorsun.
- Instant gratification takes too long.
- Hemen tatmin olmak uzun iş.
Being able to observe a partner in such an intimate way and know that they're indulging for your gratification can deliver an intense sexual charge.
Parterinizin samimiyetle sizi izleyebilmesi ve bunun size ne denli zevk verdiğini bilmesi sizde yoğun bir seksüel dürtü uyandırabilir.
Dr Crane, we have Stewart who has a problem with delayed gratification.
Dr. Crane, ikinci hatta geciken tatminlerle ile ilgili bir sorun yaşayan Stewart var.
My dear, I have very little use for my husband... in the sexual gratification department.
Tatlım, kocamı yatak odasında mutlu etmek... için bu pedalları çevirmeye başladım.
Even though he made you and your girlfriend perform demeaning sexual acts for his own gratification.
O seni ve kız arkadaşını kendi zevki için seks filminde oynatmasına rağmen.
My God, man, there are far more important things here than simple immediate physical gratification.
Çabuk ve basit fiziksel doyumdan çok daha önemli şeyler var.
I hate it when people abuse positions of trust... for their own personal, sexual gratification.
Cinsel şehvetleri için iş pozisyonlarını kullanan insanlardan nefret ediyorum.
I renounce my own pleasure, comfort or gratification, except insofar as you desire or permit them.
kendi zevkimden, rahatımdan ya da hazzımdan feragat ediyorum, eğer sen aksini arzulamıyorsan.
... to deceive, no matter the physical gratification. So I thought it more honest to solicit a prostitute.
Bu yüzden, bir fahişeyle birlikte olmaffin daha dürüst bir davranış olacağanı düşündüm.
Add to that, a consumer culture based on self-gratification.
Buna kişisel mutluluğa dayalı bir tüketim kültürünü ekle.
I've performed public services bringing me great gratification.
Yardım kuruluşlarına para verdim, bir insan olarak bana inanılmaz haz veren kamu hizmetlerinde bulundum.
People look for instant gratification.
İnsanlar anlık hazlar arıyor. Günümüzde T.V. izlemek gibi.
The truth is, I was dying to sleep with him... but isn't delayed gratification the definition of maturity?
Gerçeği söylemek gerekirse, onunla yatmak için ölüyorum ama olgunlaşmanın tanımı, zevk veren şeyleri ertelemek değil midir?
- Everybody knows... that it's width, width that gives sexual gratification.
- Herkes bunu biliyor... kalınlık, kalınlıktır cinsel haz veren şey.
Nothing but your morbid gratification.
Sadece kendi yozlaşmış zevkin için.
So many authors are denied the gratification of a concrete response to their work.
O kadar fazla yazar işlerinin karşılığını alamıyor.
Instant gratification has worked so well for you in the past.
Çünkü şimdiye kadar anlık tatminler seni mutlu etmeye yetti.
I'm not havin'any brother of mine running around like a twat for your gratification.
- Kapa çeneni! Senin mutluluğun için dangalak gibi ortalıklarda dolaşıcak bir kardeşim yok.
This is not for my gratification. What good's it gonna do him?
Bu benim mutluluğum değil.
I happen to be seeking monetary gratification, yeah.
Maddi tatmin peşindeyim, evet.
To responsible sexual gratification.
Güvenli seks memnuniyetine.
Don't fall into the old role, and make yourself responsible for sexual gratification.
Kendini demode duruma düşürme ve kendini bundan sorumlu tutma.
I get this urge for gratification, and it overwhelms me.
Tatmin olma arzusu, beni ele geçirmişti.
There's no such thing as evil love. It's just gratification, lust.
Kötü aşk gibi bir şey yok Bu sadece haz, şehvet.
To understand a stable citizen you have to know that modern man quite often tries to work off his frustrations by spending on self-gratification.
Dengeli vatandaşı anlamak istiyorsanız, modern insanın sıkıntılarını gidermek için sürekli kendini tatmin arayışında olduğunu bilmelisiniz.
For your personal amusement and complete gratification,
Senin kişisel zevkin ve eğlenmen için.
Unhappy people spend more because they need gratification.
Mutsuz insanlar ayrı yaşıyorlar çünkü mutlu olmaya ihtiyaçları var.
There are no more available, but if that's the only way you can get gratification
- Uygun başka bir oda yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]