Greeting translate Turkish
958 parallel translation
You should do your bowing greetings before you go. ( bowing is a form of very formal greeting )
Selamlarını sun da git!
I was pretty busy, so I have been putting off getting a greeting from you.
Oldukça yoğun olduğum için seninle tanışmayı erteliyordum.
"You know, David, if I could send a message to humankind, " l would like to send them a New Year's greeting. "
Biliyor musun David, eğer insanlığa bir mesaj gönderebilecek olsam onlara yeni yıl tebriği gönderirdim.
- Gentlemen, we have received the greeting from the Black Sea Fleet.
- Beyler, Karadeniz Filosundan bir tebrik aldık.
You're greeting the man you love.
Sevdiğin adamla konuşuyorsun.
In sincere friendship the greeting of the Movement is extended... especially to the representatives of the Armed Forces here, now under the orders of the Führer!
Samimi dostluklar, Hareketin kutlanmasıyla gelişti... özellikle burada bulunan Silahlı Kuvvetlerin temsilcileri, şu anda Führer'in emri altında!
What, Sir Guy, no greeting from you?
Ne o, Sör Guy? Selam yok mu?
"To all to whom these present shall come, greeting be it known Frederick Steele as a fellow of the something-or-other."
"İşbu belgenin ibraz edileceği tüm kişi / kuruluşlara bilmem ne üyesi olan Frederick Steele selamlar falan filan.."
He sends you his greeting. What may I do for you?
Senin için ne yapabilirim?
I will listen the music from here and imagine you parading and greeting... -... your public.
Müziği buradan dinleyeceğim ve geçitte seni halka selam verirken hayal edeceğim.
Look, mademoiselle. He's greeting us.
Bakın matmazel, bizi selamlıyor.
His idea of greeting the conquering hero, I suppose.
Fetih kahramanını bu şekilde karşılıyor sanırım.
After all these years, no word of greeting, no word of regret for all the unhappiness you've caused me. I have an appointment to keep.
Bu kadar sene sonra, ne bir selâm, ne de sebep olduğun kötülük için özür dileme.
Then while he's greeting the caretaker... I'll slide it out, hide it in a hollow old apple tree.
Ve o, bekçiyle laflarken ben de şişeyi çıkarıp yaşlı bir elma ağcının kovuğuna saklayacağım.
Laire takes pride in being a plain blood fellow without polish for anybody, so think nothing of his greeting.
Laire hiç kimseye yaltaklanmadan sadece kan kardeşi olmak ile övünür yani aklına bir şey gelmesin.
- I was greeting some acquaintances.
- Tanıdıklarıma selam verdim.
This call is the lover's greeting, and it is accomplished by the diaphragmatic pressure so necessary to the primitive sound in this fashion.
Hissettiğim... Bu çağrı sevgililerin selamlaşması. Primitif ses için çok gerekli ve diyaframın kasılması sonucu ortaya çıkıyor.
I want to bring a special greeting from the pilots of the Luftwaffe... to the American pilots in England, the 8th Air Force.
Luftwaffe pilotlarından, İngiltere'deki Amerikan pilotları 8. Hava Kuvvetleri'ne özel selam göndermek istiyorum.
Instead of a warm greeting you're complaining of the cold?
Güzel şeylerden söz edeceğine soğuktan şikayet ediyorsun.
This is Carl Zurski, greeting you from the Earth.
Ben Carl Zurski, Dünya'dan selamlar.
A fine greeting for a friend who comes a-visiting.
Ziyarete gelen bir dost böyle mi karşılanır?
I like that Indian greeting more every time I see it.
Bu Hint tarzı selamlamayı her görmemde ondan daha da çok hoşlanıyorum.
And you are come in very happy time to bear my greeting to the senators, and tell them that I will not come today.
Tam da zamanında geldin senatörlere selamlarımı götürmek için. Bugün gelemeyeceğimi söyle onlara.
Your manner of greeting Mr Egerman made him furious.
Bay Egerman'ı karşılama şeklin onu deliye çevirdi.
And I got the privilege of greeting you because your nephew killed my friend.
Bana da seni karşılamak düştü çünkü yeğenin dostumu öldürdü.
I am greeting the delegates of the Hungarian Nation and cordially welcome you to Vienna!
Macar delegelerini selâmlıyorum ve Viyana'ya içtenlikle hoş geldiniz diyorum!
Helluva greeting.
Ne karşılama ama.
Friendly greeting, Sunday-go-to-meeting Just plain folks
Sıcak bir selamlama, gideriz Pazar vaazına Sıradan halkız biz
What a greeting!
Ne karşılama ama!
– Who are you greeting?
– Kimi selamlıyorsun?
There's a fulsome greeting. There's a hallelujah chorus.
Bu berbat bir karşılama, kilise korosu gibi.
I thought you and the boy deserved a greeting from there.
Sen ve oğlan oradan bir selamı hak ettiniz diye düşündüm.
- Now they're a greeting to your son.
- Onlar oğlunuza bir kutlama.
That's the kind of greeting a girl likes.
Her kızın hoşuna gidecek bir karşılama.
For Mother. A Hannukah greeting.
Annem için bir Hanuka tebriği.
They aren't greeting us.
Bizi karşılamıyorlar!
I expected a more enthusiastic greeting...
Daha coşkulu bir selam beklerdim.
It was you who answered me, in the sudden silence... greeting my implausible remark with irony.
Sen cevap vermiştin bana ; sessizleşen ortamda... mantıksız yorumumu ironiyle karşılayarak.
What sort of a greeting is that at 3 : 30am?
Sabahın üç buçuğunda bu ne biçim bir selamlama?
- What a gruff greeting.
- Pek dostça bir selamlama olmadı bu.
A great big Donetsk greeting to the komsomol boys!
Büyük Donetsk'ten komsomol gençlerine kocaman bir tebrik!
Greeting and felicitations to your great queen.
Kraliçenize selamlar ve tebrikler.
Catalan children learn a new greeting.
Katalan çocuklar yeni bir kutlama şekli öğreniyordu.
Some of them stopped greeting me all of a sudden.
Bazıları anında selamı sabahı kesti.
How about a proper greeting?
Nasıl da uygun bir selam?
Greeting, fellow masks with my best wishes for Fathers Day!
Selam size maskeli yoldaşlarımız! "Ebeveynler Günü" adına sizi kutlarız!
Greeting, mates masks!
Selam size, maskeli yoldaşlarımız!
Well, now, that is an enthusiastic greeting.
Ne coşkulu bir karşılama.
( chuckles ) Well, I didn't sneak back like a thief after two years for this kind of greeting.
İki sene aradan sonra böyle hırsız gibi mi gelecektim?
( One of you will not be greeting dawn. We want to have fun? )
Sizlerden biri şafaktaki kutlamayı göremeyecek Eğlenmek istemiyor musunuz?
That's quite a greeting.
Çok da zor olmadı.