English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grilling

Grilling translate Turkish

279 parallel translation
This fellow will face the shrewd, relentless grilling... of the juggernaut of justice, the Casanova of the courthouse... the Blackstone of the barroom.
Bu adam sorgulama neymiş görecek. Adalet abidesi, kanunların Kazanova'sı... baronun baronu onu sorgulayacak.
You'll want sleep, if you've been standing up under a police grilling all night.
Tüm gece sorgulandiktan sonra uyumak istersin herhalde.
He told me he'd been standing up under a police grilling. I wonder.
Bana tüm gece karakolda oldugunu söyledi, ama tam emin olamadim.
THE GRILLING, THE RUBBER HOSES.
- Sorguya çekme, lastik hortum.
I somehow got involved in this very unfortunate incident. I came here to make a simple statement of fact and not be subjected to a police grilling.
Bir şekilde bu çok talihsiz kazaya bulaştım ve buraya gerçekler üzerine ifade vermeye geldim polis sorgulamasına maruz kalmaya değil.
No grilling, no lamp.
Ne kızartma, ne lamba vardı.
Any other wife would have given me a thorough grilling. Any more questions, and I'll start with the crockery.
herhangi bir kadın ayrıntılı bir sorgulama yapardı hiç soru yok, ve ben şimdi çanak çölek kırmaya başlıyacağım.
They're just bodies, butcher's meat, steaks grilling in the sun.
Sadece vücutlar. Kasaptaki et gibi güneşte pişen biftekler!
I was grilling Ann about your marriage.
Ann'ı evliliğiniz hakkında sorguya çektim.
I thought the bird could see the hunters right then grilling their chops on the fire.
Etlerini pişirmek için ateş yaktıklarında kuşun onları görebileceğini düşündüm.
It's turning into a grilling.
Bu konuşma soruşturmaya dönmeye başladı.
Grilling frozen cow parts at Burger King?
Burger King'de kızaran donmuş inek parçaları gibi mi?
Then why's nobody grilling the captain?
Peki neden kimse kaptanı sıkıştırmıyor?
- The only way to solve cases is running down leads, grilling suspects, long, lonely nights.
- Davaları çözmek geceler boyunca araştırma yapmak, şüphelileri sorgulamaktan geçer.
You show up grilling me about work?
Gelip beni sorguya çekiyorsun.
Mrs. Montgomery, I'm not grilling you.
Bayan Montgomery, Sizi sorguya çekmiyorum.
Grilling you about your family... pressuring you for answers.
Seni ailen hakkında sıkıştırırken cevap vermemeni şimdi anlıyorum.
Mary grilling and Juney Eastman : getting really big ones.
Mary Grilling ve Juney Eastman'ınkiler çok büyüyor.
Mary Grilling was right.
Mary Grilling haklıydı.
Are you going to keep grilling him until you get the answer that you like?
Bu tanığı hiçbir şey şaşırtmıyor.
Aeryn's supposed to be grilling Larraq right now.
Aeryn şu anda Larraq'ı pişiriyor olmalı.
Well, I hope you have an appetite tonight because I am gonna be grilling filet mignon and baking potatoes.
Umarım bu akşam iştahın açık olur çünkü fileminyon ve fırında patates yapacağım.
Now if you're done grilling me, mr. Rosso, Why don't you give me a dollar so i can get some sno-balls?
Beni kemirmeyi bitirdiyseniz, Bay Rosso biraz Sno-Ball almam için neden bir dolar vermiyorsunuz?
They kept grilling me... asking me for proof of God.
Beni sorguladılar... Tanrı'nın varolduğunu kanıtlamamı istediler.
The Coopersmith detectives have been grilling them all morning.
Coopersmith detektifleri bütün sabah sorguladı.
Some player-haters be throwin'salt in my game, grilling'me over my gear.
Bazı spor düşmanları atıştırmalarıma tuz septiriyor, işkembemi ütüyor.
She'd be here grilling us for details if she had.
Yoksa şimdiden ayrıntıları öğrenmek için bizi sıkıştırmaya başlamıştı.
I'm not grilling the boy.
Çocuğu sıkıştırmıyorum.
They were grilling me about that bank job in Buffalo.
Buffalo'daki banka işi hakkında sıkıştırmaya çalışıyorlar.
I'm thinking whe n you first came here, the panic attack with ducks. As i remember it you wer e grilling meat, weren't you?
Düşünüyorum da, ilk geldiğinde, ördek yüzünden olan panik ataklar hatırladığım kadarıyla et kızartıyordun, değil mi?
No, see, Bob and I do the grilling.
Hayır, Bob ve ben ızgarayı yaparız.
Bob's telling me to shut it... you're over there grilling with Susan B. Damn Anthony.
Bob uzatmamamı söylüyor... Susan B. lanet Anthony ile ızgara yapıyorsunuz.
If it bothers you... we can invite them over, and you can do the grilling.
Eğer rahatsız oluyorsan... biz onları davet edelim, ızgarayı da sen yaparsın.
I can't believe you're so threatened by something as trivial as me grilling chicken.
Beni tavuk ızgara yapmak gibi sıradan birşey için tehdit ettiğine inanamıyorum.
Stop grilling me, you bastard!
Sorguya çekmeyi bırak, hergele!
I'm here to introduce you to an exciting new grilling system that will rev olutionize the way you feed your family.
Sizlere, ailenizin beslenmesinde yeni bir çığır açacak heyecan verici yeni bir ızgara sistemini tanıtmak istiyorum.
I don't know about you, but the mess of grilling...
Sizi bilmem ama, ızgaranın pisliği...
- Did my mom stop grilling you?
- Annem seni sorgulamayı kesti mi?
I got that at a barbecue, grilling halibut.
Mangalda balık kızartırken oldu.
I'm grilling some chicken.
Tavuk kızartacağım biraz.
I MADE IT! I WAS UP AT 6 A.M. GRILLING FLANK STEAK JUST TO CHEER MYSELF UP.
Biraz neşelenmek için sabahın altısında kalkıp kendime biftek kızarttım!
Hey, what are you grilling up?
Selam, ne kızartıyorsun?
When he wasn't making calls, he was working a laptop... then, about 1 : 00, Jenny started grilling some prawns.
Telefonda konuşmadığı zamanlarda bilgisayarıyla çalışıyormuş. Saat 1 civarında Jenny ızgarada karides yapmaya başlamış.
I love auss.... so, uh, Jenny was grilling prawns?
- Avustralyalılar. Bayılırı- - Demek Jenny karides yapıyordu?
You were sipping wine and uh, grilling sh.. prawns.
Minibüs geldiğinde şarap içip ızgarada ka- - jumbo karides yapıyordunuz.
- Thinks grilling'you about the landlord will lead to him.
Senin sayende bulacağını düşünüyor.
I've got a watchdog in my house, and now one of my best detectives... is grilling the guy who can blow the whistle on you.
Evde bekçiyle yaşıyorum ve en iyi detektifim foranı ortaya çıkartacak herifi sorguya çekiyor.
Right. I'm giving you a sound grilling.
Pekala, şimdi sizi azarlıyormuş gibi yapıyorum.
The Police gave you quite a grilling.
Polis herkesi nasıl da sorgulamıştı.
You had a grilling at the Select Committee.
Araştırma Kurulu'nda sorgulanmışsın.
"They are like rows of butcher's meat grilling in the sun," I said.
Madam Marshall'ın cesedini gördüğünüzü sanmanıza... hiç şaşırmıyorum, çünkü aslında gördüğünüz aslında...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]