English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Groping

Groping translate Turkish

291 parallel translation
I was groping for some way to keep Laura's name out of it.
Laura'nın adını bu işin dışında tutacak bir yol arayışı içindeydim.
Well, that's something that'd make a man very unhappy, Mary - groping for the right lever, the means with which to express himself.
Bu, insanı çok mutsuz edebilecek bir durum, Mary... Nasıl yapacağını bilmeden kendini ifade etmenin bir yolunu bulmaya çalışmak gibi.
You're just groping, eh?
Sadece bir şeyler söylüyorsun.
Groping in the dark, overwhelmed... by the consequences of their acts, at every moment, groups and individuals... faced with outcomes they had not intended.
Körü körüne araştırıp... eylemlerinin sonuçlarından etkilenen gruplar ve bireyler her an kendilerini... istemedikleri sonuçlarla karşı karşıya bulur.
So high they won't admit they're groping for...
Onların kötülük düşünmediğini sanırsınız...
IT TRAVELS ALONE LIKE AN AGED BLIND THING GROPING THROUGH THE UNFRIENDLY DARK
Amansız, hasmane karanlığın içinde yaşlı, kör bir canlı gibi bir başına seyahat ediyor.
From all this groping, some flying machines actually began to fly.
Bütün bu denemelerin içinde bazı uçan makineler gerçekten uçmaya başladı.
So as they questioned him, he moved near it... little by little... groping.
Onlar onu sorgularken... yavaş yavaş... pencereye yanaşmış.
Bob, she was blind. She couldn't see. She kept reaching out her hands, and groping for me.
Kördü, göremiyordu beni bulmaya çalışıyordu.
Now they'll no longer be groping in the dark.
Artık el yordamıyla hareket etmeyecekler.
Except he's been fired from a ladies shoe store for groping a customer.
Bir de adam müşteriye asıldığı için ayakkabı dükkanından kovulmuş.
Twenty years of groping to prove the things I'd done before were not accidents.
Yaptıklarımın kazara olmadığını ispatlamak için geçirilen yirmi yıl.
But I'm searching, groping for my way to the new art of the revolution.
Ama, duyarlılık içinde Devrimin.. yeni sanatını arıyorum.
She put one hand up to her forehead, the other one she reached out as if groping for support, and with this long sigh, she collapsed in their arms.
Bir elini alnına koydu, öbür elini destek ararcasına uzattı ve derin bir iç çekişle kollarına yığıldı.
I tattooed a Mountain Witch on her back, and a Kintaro groping for a nipple in front!
Sırtına bir Dağ Cadısı önüne ise göğsünü elleyen bir Kintaro çizdim.
melons? If my husband, the king, and my son, the doctor... were approaching these homes... and they were listening what you say with regard to groping me... your life would cost not even a cent.
Beni iyi dinle eşim kral ya da oğlum bu parke yolların yakınında geziniyor olsaydı ve senin mıncıklamakla ilgili söylediklerini duysaydı.O zaman yaşamın beş para bile etmezdi.
This is the hour when, your eyes wide open in the darkness, you hand groping towards the foot of the narrow bed in search of an ashtray, matches, a last cigarette, you calmly measure the sticky extent of your unhappiness.
Gözlerini karanlıkta fal taşı gibi açıp, bir küllük bir kibrit kutusu, son bir sigara bulabilmek için döşeğinin bacağını elinle yoklayıp, üzerine yapışan mutsuzluğunu sakince ölçüp biçme vaktin geldi.
Behind us our fate was groping,
Kaderimiz takip ederdi bizi.
- The cops are groping in the dark...
- Polisler akıntıya kürek çekiyor...
In less than 5 hours Hosogaya will attack the Aleutians, and we will still be groping to Midway in this filthy squall.
Yaklaşık 5 saat sonra, Hosogaya Aleuten'a saldıracak, ve biz halen Midway'e ulaşmak için bu fırtına ile boğuşuyoruz.
It's no good groping in the dark.
Boşuna yorulma.
- Man you're groping around with your feet like a spider!
- Amanın! El yordamıyla bir örümcek gibi dünyayı dolanmaktasın!
This give you a thrill, Jim Bob? Groping a man's crotch like that?
Bir erkeğin kasıklarını yoklarken için mi gıcıklandı Jim Bob?
A groping hand doesn't always mean a killer...
Elin her tarafta dolaşıyor diye herkesi öldürecek değilsin.
I can find it by groping my way in the dark.
Gece bir yudum almak istediğimde el yordamıyla bulabiliyorum.
So that, by force, I walk groping about trying to find the just expression.
Bu nedenle el yordamıyla ifade etmeye çalışıyorum.
I catch you groping my daughter... I'll use that shotgun on you.
Seni kızıma sarkıntılık ederken yakalarsam bu silahı üstünde kullanırım.
Is "dump" the word you are groping for?
Aradığın kelime çöplük mü?
I'm groping.
El yordamıyla ilerliyorum.
This mayor stuff is not about power, it's about reaching out to people touching people, groping people.
Bu başkanlık dalgasının güçle bir ilgisi yok. Amaç insanlara erişebilmek dokunmak, onları mıncıklamak.
- To avoid any groping, I suppose.
- Halktan kaçmak için sanırım.
Soon, he starts moving his hands around her grabbing her touching her fondling her, groping...
Sonra ellerini vücudunda dolaştırmaya başlıyor. Ona sarılıyor. Ona dokunuyor.
They're groping in the dark.
İşlerini el yordamıyla yapıyorlar.
I guess you know I've been out here now for some days... groping my way along, trying to realize my vision here.
Ben biliyorum sanırım. Buralarda bir kaç gün... Ben yol boyunca el yordamıyla, benim vizyonumu gerçekleştirmek için çalışıyordum.
It's the groping.
Bu el yordamıyla yürümekti.
It's the groping.
Bu arayış. Özlem.
Hunt backed up against the air-lock door, his hand groping for the lever.
Hunt el yordamıyla kapı kolunu arayarak hava hücresine doğru çekildi.
Although, some people do send me groping for synonyms.
Her ne kadar bazıları tacizlerle bana gönderme yapsa da.
I love all these hands groping my tush.
Popomda bu kadar el dolaşmasına bayılıyorum.
They're not kissing. They're not groping.
Öpüşmüyorlar.
Ma'am, groping Lance will cost you 100 bucks.
Bayan Lance'i ellediniz. 100 Dolar vereceksiniz.
If Shinji doesn't waste it groping blindly in the dark, if he stays in the most minimal life-support mode, then he can survive for sixteen hours.
Eğer Shinji karanlıkta eliyle yoklayarak harcamazsa eğer minimum hayat destek moduyla kalırsa 16 saat kadar kurtulabilir
We'll give you the next one, and this way, you get your cut and don't have to get within groping distance.
O zaman bir sonraki senin olur. Böylece payını alırsın ve ellenme mesafesine girmen gerekmez.
Kissing, nibbling on nipples, tongues in ears and mouths groping of breasts and thighs, hands on penises, groins that's real.
Meme uçlarını ısırmak, dillerini birbirlerinin ağızlarına kulaklarına sokmaları, göğüsleri, kalçaları avuçlamak. Penislerin üzerindeki eller. Bunlar gerçek.
Yeah, some stuff's about groping.
Evet, ellemek de var.
- It wasn't about groping?
- Elleme yoktu değil mi?
Is that true, or are you just getting over Janice by groping my sister?
Bu doğru mu yoksa Janice'i aşmak için kız kardeşimi yokluyor muydun?
- He was groping you.
- O herif resmen seni okşuyordu.
Now that is a brilliant example... of pitifully groping for arguments!
Bak bu acınası tartışmalar için... Mükkemmel bir örnek olur!
- Groping in a closet isn't dating.
- Hizmetli odasında sarılıp öpüşmek çıkmak sayılmaz.
I believe we're to the awkward groping part.
Utana sıkıla öpüşme zamanı geldi galiba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]