English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grossly

Grossly translate Turkish

168 parallel translation
That's a singularly stupid observation, sir, and grossly unscientific.
Bu söylediğiniz çok aptalca. Bilimsel de değil.
But whilst this muddy vesture of decay doth grossly close it in, we cannot hear it. "
Ama bu çamurlu çürümüş giysisi yavaş yavaş yaklaşırken onu duyamıyoruz. "
Never during my army career have I been so grossly insulted!
Ordudaki kariyerimde hiç böyle aşağılanmamıştım. Onları elime geçirene kadar bekleyin.
When he that is my husband now... came to me as I followed Edward's corse... when scarce the blood was well washed from his hands... which issued from my other ángel husband... within so small a time... my woman's heart... grossly grew captive to his honey words.
Şu andaki kocamla karşılaştığımız o gün, ben Edward'ın naaşının ardından yürürken o melek kocamın, o sevgili evliyanın kanı, ellerinde daha kurumamışken, yanıma geldiğinde, kısacık bir sürede, şu kadın yüreğim, aptalca, onun ağzından dökülen tatlı sözlere tutsak düştü.
Already I have been grossly negligent of my other patients.
Diğer hastalarımı haddinden fazla ihmal ettim.
They're all grossly inaccurate.
Çoğu bir işe yaramıyor.
You are grossly mistaken if you think that we were there...
Eğer böyle düşünüyorsan hatalısın...
"The airport" - me "is inefficient in snow..." - "Grossly inefficient."
"Havaalanı", yani ben... -... kar durumunda yetersiz... - Fena halde yetersiz.
All of which seems to me to be grossly unjust.
Tümüyle bana fena halde adaletsiz görünüyor.
Hero Fung, I'm afraid you're grossly mistaken
Bay Fung, galiba bir hata yaptınız.
The reports of the count were grossly exaggerated.
Kont hakkındaki söylentiler çok abartıldı.
Someone will pay with their life for this grossly offensive act!
Bu iğrenç saldırının bedelini hayatıyla ödeyecek!
Some are grossly fat, others perhaps pot-bellied...
Kimileri aşırı şişman. Kimileri kocaman göbekli, kimileriyse çöp gibi ince.
Mr. Brady, I've been insulted grossly in this house.
Bay Brady, bu evde çok büyük hakarete uğradım.
Grossly, it was normal.
Normaldi. Kesiyorum.
This man is grossly offensive!
Bu adam çok saldırgan!
They're grossly overpopulated and begging formoney.
Nüfusları aşırı yükselmiş ve para için yalvaranlar.
All I am saying is that the Civil Service is grossly overmanned and must be slimmed down.
Tek söylediğim ; kamuda çok fazla çalışan olduğu ve bunların eritilmesi gerektiğiydi.
I promoted him because John Fryer was grossly inefficient.
Onu terfi ettirdim çünkü John Fryer fena halde verimsizdi.
the improvement was so marked that the mortality grossly decreased in the concentration camp.
... öyle belirgin bir değişim yaşanmıştı ki ölüm oranları oldukça düşmüştü.
And he's done an excellent job very thorough so of course it would be grossly unfair to push him back to his second slot now
Ve oldukça başarılı işler çıkardı. Elbette, şimdi onu ikinci mevkiye geri göndermek haksızlık olacaktı.
But they'd have to be grossly mismanaging... and they're not.
Çok kötü yönetiyor olmalılar... fakat değiller.
Your actions are grossly insubordinate.
Son derece pervasız davranıyorsunuz.
We are grossly outnumbered.
Sayıca çok üstünler.
Marilyn was grossly irresponsible for leaving and she doesn't even have the decency to call me and tell me that she's okay.
Marilyn gitmekle sorumsuzluk etti. Üstelik arayıp iyi olduğunu söyleme nezaketini bile göstermiyor!
Until the night a grossly overweight pervert named Homer Simpson gave her a crash course in depravity.
Ta ki Homer Simpson adındaki şişman sapık tarafından kirletilene kadar.
[Sighs] Even though reopening a trial at this point... is illegal and grossly unconstitutional... I just can't say no to kids.
Bu noktada mahkemeyi bir daha toplamak yasadışı... ve anayasaya hepten aykırı olsa da çocuklara hayır diyemiyorum.
Would you grossly gape on?
Salak gibi bakacak mısınız?
Well, you shall. But I warn you, your brother has grossly exaggerated my talents.
Şimdiden söyleyeyim, ağabeyiniz yeteneğimi fazlasıyla abartmış.
He's grossly overmatched but he did bring this on himself.
Bozguna uğrayacak ama kendi başlattı.
I know what you're thinking, my friend, but you are grossly mistaken.
Aklından neler geçtiğini biliyorum dostum, ama kesinlikle yanılıyorsun.
This is, for I must acknowledge myself grossly mistaken... on the one subject which has occupied us for some time past.
Son zamanlarda bizi epeyce meşgul eden bir konuda feci bir şekilde yanılmış olduğumu gördüm.
He took my father grossly, full of bread with all his crimes broad blown, as flush as May.
O babamı ne zaman, nerede öldürdü yemiş, içmiş dünya nimetlerine doymuş, günahları bahar çiçekleri açmışken.
It is my intention to prove that Mr. Worf was grossly negligent in his command of the Defiant.
Amacım Bay.Worf'un Defiant'ı komuta ederken ağır ihmalinin olduğunu kanıtlamaktır.
I have been grossly misinformed about witches.
Bayan, şunu söylemeliyim. Cadılar hakkında çok yanlış bilgiler edinmişim.
- You have? Yes, it appears that the house belonging to Mr. Kerrigan was grossly undervalued by mistake, and our client would like to rectify the situation.
Evet, Bay Kerrigan'a ait eve yanlışlıkla aşırı düşük bir değer biçildiği görülüyor.
- DPL's grossly positive, 2.
- DPL yüksek, pozitif 2.
- He's septic and grossly unstable.
- O septik ve durumu sabit değil.
Our service isn't "grossly incompetent."
Servisimiz "aşırı derecede yetersiz" değil.
Moreover, the probative value of her testimony is grossly outweighed by the prejudicial impact.
Ayrıca, ifadesinin ispat değeri hüküm öncesi etkinin yanında fena hale hafif kalıyor.
The mentality of Las Vegas is so grossly atavistic... that a really massive crime often slips by unrecognized.
Los Angeles'ın mantığı o kadar atacıdır ki... gerçek bir suç rahatça gözden kaçabilir.
Da queen's a being grossly nice, mesa tinks.
Kraliçe çok hoş karşılanmak bence.
- and being grossly underpaid.
- büyük, dini deneyime içiyorum.
Or... it's a grossly misunderstood area of alternative medicine.
Ya da yanlış anlaşılmış bir alternatif tıp alanıdır.
And the human-animals, grossly undersized.
ve şu insan-hayvanlar, fena halde güdükler.
I've always found fathers grossly overrated myself.
Her zaman babaların gereğinden fazla büyüttüklerini düşünmüşümdür.
Besides being grossly underpaid?
Çok düşük ücret almam dışında mı?
First, my prison-issued shower sandals are grossly undersized.
İlk olarak hapishane banyo terliklerim oldukça küçük.
We're at a crucial stage in our struggle for human rights which have been grossly abused by the ruling junta.
İnsan hakları mücadelemizde kritik bir aşamaya geldik. Cunta rejimi insan haklarını ihlal ediyordu.
- We have been grossly deceived.
- İkimiz de iğrenç bir şekilde aldatıIdık.
Jesse was grossly overcharged and you're basically terrorizing the defendant.
Jesse'ye yönelik ithamlar son derece abartılıydı. Açıkçası, bu sanığı korkutmaktır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]