Growler translate Turkish
32 parallel translation
If it isn't Thunder, it's Tang or Silversides or Oahu or Growler.
Thunder olmazsa, Tang, ya da Silversides, Oahu veya Growler.
Yeah, she was afraid you were sore at me, so she had me rush the growler.
Evet, bana kızmandan korktu, bu nedenle bana hemen bira fıçısını getirtti.
Seabream, growler, red mulet, sole, swordfish, and of course lobster.
Mercan, Kırlangıç, Tekir, Dil, Kılıç, Şiş, İskâna, Istakoz tabi.
Go get'im, Growler.
Mahvet onu, Hırhır.
Growler's our man!
Hırhır bizim adamımız!
Lovely, Growler.
Şahane, Hırhır.
- Growler, leave it.
- Hırhır, bırak onu.
- Growler!
- Hırhır!
Growler, is that you?
Hırhır, sen misin?
- That was Growler's fault!
- Hırhır'ın hatasıydı!
Growler!
Hırhır!
Growler, move in your man here!
Hırhır, adamın burada!
You're the world champion growler.
Dünya kükreme şampiyonusun.
This is... I don't even wanna growl. I'm not a growler.
Kükremek falan istemiyorum, ben o tür bir yorumcu değilim.
I gotta growler down there the size of a cane frog.
Aşağıda sağlam bir parça var.
No buffing the beaver. - No groping the growler.
kıl meraklısı.. onu vibrörlemek yok..
I know we're not together, but if we were I wouldn't want to share your growler with anyone.
Benim sevgilim olmadığını biliyorum... ama olsaydın senin şeftalini öyle her yerde sergilemezdim.
What say we pour you off a growler for St. Paddy's?
Sizi yemek için özel arabayla aldırmamızı ister misiniz?
- I wouldn't mind taking a growler in that executive bathroom, but, uh, not the promotion thing.
Özel tuvalet iyi ama terfi olayı beni bozar.
All I do know is I gotta go pinch out a growler, and it's a furious beast.
Çok sıkıştım. Ben şu işi halledeyim.
But... but I think there is a problem with this car... because they've called it the Growler.
Ama, ama bence bu arabada bir problem var.. .. çünkü arabanın adı Growler ( homurdayan ayı )
we Googled "growler"... and we were quite surprised and a bit shocked by what it turns out to mean.
Growler'ı googladık. Anlamının ne olduğunu öğrenince.. .. baya şaşırıp birazda şoka uğradık.
I think they're sitting in Zurich, or wherever... This is the first time they've realised that "growler" means THAT in England.
Bence Zürihde yada her neredeyse oturuyorlar..... ve İngilterede ne anlama geldiğini ilk defa şimdi fark ettiler.
The car, the Growler... is it based on an XK?
Şu araba, Growler.. XK esas alınarak mı yapılmış?
It's called a Growler.
Adı Growler.
There's a bloke at some point going to say, "I'm just going outside to wax the Growler."
Burada söylemek istediğim bir şey var. "Growler'ımı ağda yaptırmak için dışarı çıkıyorum."
Uh, growler.
Delik.
Mm. I'm gonna go take a growler.
Ben gidip biraz homurdanacağım.
I just got hit up on Growler about an hour ago by a guy staying two cabins down the road.
Growler'da iki kabin aşağıda kalan bir adamdan mesaj aldım yarım saat kadar önce.
- Good night, horse-growler!
- İyi geceler, atlara homurdayan adam!
I'll stand myself a growler.
Kendime bir kadeh bir şeyler alayım.
[Matt] Okay, so how much do you sell a growler for?
- Bir testi siseyi ne kadara satarsin?