Gstaad translate Turkish
56 parallel translation
I'll see you tomorrow at the Palace Hotel in Gstaad.
Yarın Gstaad'daki Saray Oteli'nde görüşürüz.
And he's on his way to Gstaad.
Ve şu anda Gstaad'a gidiyormuş.
- Gstaad?
Gstaad'a mı?
Look, it tells time simultaneously in Monte Carlo, Beverly Hills, London, Paris, Rome and Gstaad.
Bak, anı anına Monte Carlo, Beverly Hills, Londra, Paris, Roma ve Gstaad'te saati gösterir.
You know that in Gstaad they have 64 square miles of ski slopes?
Biliyor musun Gstaad'da 64 milkarelik kayak yamacı var..
Christmas in Gstaad is gonna cost us...
- Gstaad'da Noel çok pahalıya... -'Staad.
Gstaad. Dropping the "G" is phony.
- Gstaad. "G" harfini söylemek gerek.
Tuscany or Gstaad.
Toskanya ya da Gstaad.
Hey, my father brought this bear back from Gstaad years ago.
Şunu söyleyeyim, babam bu ayıyı Gstaad'tan yıllar önce getirdi.
Try Gstaad. When I'm not skiing, I swear I'm an ice cube.
Orada kayak yapmadan donarsın.
On the set of The Pink Panther in Gstaad, Switzerland with Peter Sellers.
Pembe Panter'in Gstaad, İsviçre'deki setinde Peter Sellers'layız.
Bruce is performing at Shea, Bono's on holiday at Gstaad... and Britney won't leave the Palms.
Senin davetin için çalacak müzikle ilgileniyorum. Bruce Shea'de sahneye çıkıyor, Bono Gstaad'ta tatilde... ve Britney Palms'dan ayrılmayacakmış.
So stick your head between your legs and go lick your wounds in Gstaad.
O zaman başını bacaklarının arasına göm, Gstaad'a gidip yaralarını sar.
So I imagine you and Quentin will be skiing in Gstaad or snorkeling in St. Bart's, then.
Ben de seni ve Quentin'i Gstaad'ta kayakta ya da St. Bart's ta yüzerken hayal ediyorum o zaman.
My folks are in Gstaad.
Ailem Gstaad'da.
Or what about the summers in South Africa, or the winters in Gastot?
Peki ya Güney Afrika'da ki yazlar ya da Gstaad'daki kışlara ne demeli.
Oh, I was practically born in Gstaad!
Ben orada doğdum.
- Go to Gstaad.
- Gstaad'a git.
How was Gstaad?
Gstaad nasıldı?
Gstaad!
Gstaad!
We haven't spoken since Gstaad.
Gstaad'dan beri konuşamadık.
well, he didn't lose it, it was stolen from him in Gstaad.
ama başka birine yenilmedi, Gstaad'da ondan çalındı.
Oh, Benny was just reminding me of the time we went skiing together in Gstaad.
Benny, birlikte Gstaad'a kayağa gittiğimiz zamanı hatırlattı da.
You were born in Gstaad, Switzerland, and named after your father...
İsviçre Gstaad da doğdun ve babanın adını aldın.
You were born in Gstaad, Switzerland and named after your father, who was a very important man.
İsviçre Gstaad da doğdun ve babanın adını aldın. Baban çok önemli bir adamdı.
- How about Christmas in Gstaad?
- Noel'de Gstaad'a gidelim mi?
- Eric, then. - Gstaad with Elliot. Please don't continue down the list.
Lütfen listenin aşağılarına inanma.
Chuck and Agent Rye will be going to a chalet in Gstaad, Switzerland, for the auction of a 100-carat diamond, the "Cane Volto."
Chuck ve Ajan Rye Gstaad, İsviçre'deki bir köşke gidecekler. 100 karatlık Cane Volto elmasının açık arttırması yapılacak.
No. With them in Gstaad, Chuck will never reach maximum fear.
Siz de gelirseniz Chuck asla azami korku seviyesine ulaşamaz.
Agent Walker, get to Gstaad.
Ajan Walker, sen Gstaad'a git.
They were at Gstaad Airport.
Gstaad Havaalanı'ndaydılar.
Hasn't been seen in public since the funeral, and rumor is, he's holed up in a chalet in Gstaad, Switzerland.
Cenazeden beri ortalarda görünmemiş. Söylentiye göre Gstaad, İsviçre'de bir dağ evine kapanmış.
They met in Gstaad years ago.
Yıllar önce Gstaad'ta tanışmışlar.
He's been with elliot nonstop since they got back from gstaad.
Gstaad'dan döndüklerinden beri sürekli Elliot ile birlikte.
Gstaad?
Gstaad?
Herr Schlotz fears they may attempt a kidnapping during a birthday party he's throwing this weekend in Gstaad...
Herr Schlotz, bu haftasonu Gstaad'da vereceği doğum günü partisinde bu adamların adam kaçırma girişiminde bulunasından endişe ediyor.
Ach, Gstaad!
- Ah, Gstaad. - Gstaad mı? - Oh evet, ben varım.
Even though Sterling Archer is here in Gstaad...
Sterling Archer Gstaad'a gelmiş bile olsa... - Archer mı?
Hey, what happens in Gstaad... [Tiny burp] Stays in Gstaad.
Gstaad'da olanlar Gstaad'da kalır.
We begin in the Swiss Alps, in the village of Gstaad, in the perfely-appointed living room of Kurt Hummel and Blaine Anderson's chic swank chalet.
İsviçre Alplerinde, Gstaad köyünde başlayacağız Kurt Hummel ve Blaine Anderson'un şık ve gösterişli dağ evlerinin mükemmel döşenmiş oturma odasında.
I have a condo on the Upper East Side, a chateau in Bordeaux, a chalet in Gstaad, and yet, on the word of some vagrant, you believe that I paid to squat in an abandoned building?
Yukarı Doğu Yakası'nda bir apartman dairem Bordeaux'da bir şatom, Gstaad'ta da bir dağ evim var. ... ama yine de bir evsizin sözüyle terkedilmiş bir binada kalmak için para verdiğime mi inanıyorsunuz?
He's in Gstaad right now.
Kendisi şimdi Gstaad'ta.
The weather at Thanksgiving in Gstaad can be so iffy.
Gstaad'ta Şükran günü hava çok değişken olabiliyor.
The clinic with the highest rate of recovery is in Gstaad.
En yüksek iyileştirme oranı olan klinik Gstaad'da.
Uh-huh. And Bryce is a good companion to the ballet, in Paris and galas in D.C... and parties in Gstaad.
Ve Bryce Paris'te bale izlemek için ve Başkentteki partiler için iyi bir refakatçi.
Gstaad is epic.
Gstaad muhteşemdi.
How do you feel about the Palace Hotel in Gstaad?
Gstaad'daki Palace Oteli'ne ne dersin?
I feel like I'm in Gstaad.
Gstaad'ta gibiyim.
Gstaad's all about après-ski.
Gstaad'ın her şeyi après-ski tarzıdır.
Snowboarding in Gstaad.
Gstaad'da kar kaykayı yaparım.
[Exhales sharply ] [ Birds chirping]
Gstaad, İsviçre Üç ay sonra