English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gullible

Gullible translate Turkish

414 parallel translation
Do I look that gullible to you?
Beni bu kadar basit biri mi sandın?
You guys gonna be so gullible to fall for this, really?
Bunun öylece buraya inmesine gerçekten de aldandınız mı?
"Gullible warden releases maniac killer."
"Çenesi düşük müdür manyak katili serbest bırakmış."
- Yes, but none of them... have made the mistake of having a gullible female on their staff and trusting her.
- Evet ama hiçbiri saf bir kadını personel olarak alıp ona güvenme hatası yapmadı.
I tell her Santa's a myth and you bring her here. She sees gullible children, meets a convincing old man with real whiskers.
O'na Noel Baba bir efsane diyorum, sen O'nu buraya getiriyorsun... yüzlerce saf çocuk görüyor... gerçek bıyıklarıyla çok inandırıcı olan yaşlı adamla tanışıyor.
I've been gullible, all right, letting him make a fool of me.
Beni kandırmasına izin vererek salaklık ettim.
I think he's telling the truth. I think he's just gullible, like he said.
Bence doğru söylüyor, dediği gibi salağın teki.
And you are a very gullible man, professor.
Siz de çok saf birisiniz Profesör.
- Gullible?
Saf mı?
You are spoilt, lazy and gullible.
Beş para etmez, tembel ve saf birisin.
Miki will laugh as he watches you take your last gullible breath.
Miki kalenin tepesinden seni izleyip gülecek.
I'm not all that gullible either.
O kadar saf da değilim.
Do you think I'm gullible?
Saf olduğumu mu düşünüyorsun?
You thought you had fooled us but we're not that gullible.
Bizi kandırdığını sanıyorsun ama o kadar da enayi değiliz!
You're so gullible!
Çok safsın!
I'm so gullible, ready to believe everyone and everything.
Ama aptallık bende size güvenmem bir hataydı! Duyduğum her hikayeye hemen inanıyorum!
If you believe, my dear Francesca, you are gullible.
İman ediyorsan sevgili Francesca, safın tekisin.
Camouflage, that's all that is, to blind the gullible and cover up his real identity.
Kamuflaj, hepsi bu, göz boyayıp gerçek kimliğini örtmek için.
I think you're testing some sort of underwater craft, camouflaged to mislead the gullible.
Bir denizaltı gemisi deneyimi içindesin, saflar için kamufle edilmiş olarak.
And the word for you is still "gullible."
Ve senin için kullanılabilecek sözcük hala "ahmak" tır.
I can't see why he couldn't have got away from them at some point... but he was so gullible.
Onlardan niye kurtulamıyordu bilemiyorum. Çok saf biriydi.
How can you be so gullible?
Nasıl bu kadar saf olabildin?
I'm one of the world's most gullible men.
Dünyadaki en saf adam benim.
Not even to see the cracks and crevices through which one could peep, because then even the greatest fool would realize that he's just another gullible voter.
İçerisini dikizleyebileceğiniz çatlak ve yarıklardan bakmak bile zorlarına gidiyor,... çünkü, o zaman en aptal insan bile, kendisinin enayi yerine konulan bir seçmen olduğunu fark edecektir.
She struggles... and it is the end of poor, foolish... beautiful, gullible Arlena Marshall.
Aniden elleriyle boğazına sarılıyor, kadın çabalıyor... ama bu zavallı aptal güzel kızın Arlena Marshall'ın sonu oluyor.
- Toddy, no audience is that gullible.
- Toddy, kimse o kadar saf değil.
Why I'm not the most gullible person in the world!
Neden dünyadaki en saf insan olmadığım!
Gullible, negligent and naive.
Kolay kanan, savsak ve saf.
Don't be so gullible, McFly.
Bu kadar saf olma McFly.
Don't be so gullible, McFly.
- Bu kadar saf olma McFly. - Peki.
- I guess I'm just less gullible.
- Ben galiba daha az safım.
But I know a con man when I see one and I think he made up this whole story to get at a gullible kid so he can stay out of rest homes and hospitals.
Ama sahtekarları tanırım ve bence bunu saf bir çocuğu kandırıp hastaneden çıkmak için uydurdu.
Foolish, gullible, doltish...
Budala, enayi, ahmak...
Al's watching Gullible Girls Week on Channel 3.
Al ise Kanal 3'de Avanak Kızları seyrediyordu.
You're as gullible as the halfwits... in the psycho ward.
Psikiyatrideki yarım akıllılar kadar safsınız.
You're so gullible.
Ne kadar safmışsın.
I wish we weren't doing so well in the short-of-pressies-gullible-prat ledger.
Evet, "hediye-gelmedi-kendimizi - enayi-hissediyoruz" defterinde o kadar da yazılı olmasaydık keşke.
I admit, I'm sort of a gullible person.
Biraz saf olduğumu kendim de kabul ediyorum.
I think we're being a little gullible.
Biraz safız galiba.
And we end up on Geraldo Rivera as the most gullible couple in America.
Biz de Amerika'nin en enayi çifti olarak Geraldo Rivera'ya çikariz.
My worthy opponent seems to think that the voters are gullible fools.
Saygıdeğer muhaliflerim oyverenlerin saf aptallar olduğunu düşünüyor.
- How could you be so gullible?
- Nasıl bu kadar aptal olabildin?
I mean, I'm... I'm so trusting... And so gullible.
Yani, ben çok güveniyorum hemen kanıyorum.
That he'd been too gullible, and he'd let himself be taken in.
Çok saf davrandığını ve olayın içine çekilmeye göz yumduğunu.
Anna Mae, get your gullible country ass out of the clouds. He does that to all the girls.
Anna Mae, şu saf köylü kıçını bulutların üstünden indir o bunu bütün kızlara yapar.
The Tarahongians are incredibly gullible.
Tarahongianlar inanılmaz derecede saflar.
We tanuki are basically good-natured, gullible, and too obliging.
Biz rakunlar esasen iyi huylu, saf ve fazla nazik yapılıyız.
A creature who is reliable, beyond suspicion, and above all, extremely gullible.
Öyle birisi ki hiç kimsenin şüphelenmeyeceği, güvenilir, hepsinden önemlisi, çok saf olmalı.
You're so gullible.
Evet, zavallıcık!
I'm pretty gullible.
Kolay inanırım.
Gullible.
Kolay aldanan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]