English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gulls

Gulls translate Turkish

203 parallel translation
- Maybe sea gulls.
- Belki martılar.
If they're sea gulls, they're wearing boots.
Eğer martılarsa, çizme giyiyorlar.
And this house, and the sea and the gulls, and memories,
Ve bu ev deniz ile martılar bir de anılarım.
See those sea gulls, ma'am?
görüyormusunuz deniz martılarını, madam?
Outside, the gulls were screeching.
Dışarıda martılar ciyaklardı.
No more sea gulls.
Hiç martı yok.
Should be seeing gulls by morning.
Sabaha kadar martıların görünmesi gerek.
The wind from time to time will carry in the cry of the gulls. As if shaken by a sudden shiver, Frida turns.
Ani bir soğukla ürperen Frida sırtını döner, yorgun ve yaşlıdır.
Scream the gulls down when I go over.
Ben güverteden düşünce çığlık atarak ortalığı ayağa kaldır.
All day long you can hear the lonely sound of the gulls overhead... and set your watch by the coming and going of the tides.
Bütün gün boyunca yukarıda martıların yalnız seslerini duyabilir... ve saatini medcezire göre ayarlayabilirsin.
'All day long, you can hear the sound of the gulls...
" Bütün gün boyunca yukarıda martıların seslerini duyabilir...
When I think of all that's out there trees and flowers and those sea gulls... When I think of the dearness of you, Peter and the goodness of the people we know Mr. Kraler and Miep, the vegetable man all of them risking their lives for us every day when I think of these good things, I'm not afraid anymore.
Dışardaki her şeyi düşününce, ağaçları ve çiçekleri ve şu martıları, senin benim için değerini düşününce, Peter ve tanıdığımız insanların, Bay Kraler'le Miep'in, manavın, bizim için her gün hayatlarını tehlikeye atan herkesin içindeki iyiliği, bütün bu iyi şeyleri düşününce, artık korkmuyorum.
Speak against the wind the sound of the sea, the gulls
Konuşurken rüzgârı, denizin, martıların sesini bize hissettirmelisiniz.
It's time he was thrown to the gulls.
Martılara atılma vakti gelmiş.
Have you ever seen so many gulls?
Hiç bu kadar martı gördünüz mü?
Those gulls attacked.
O martılar saldırdı.
How many gulls did you count, Mrs Bundy?
Kaç tane martı saydınız bayan Bundy?
Which gulls, Mr Sholes?
Hangi martılar, bay Sholes?
- Have you had trouble with gulls?
- Martılarla sorun mu yaşadınız?
A whole flock of gulls nearly capsized one of my boats.
Koca bir martı sürüsü teknelerimden birini neredeyse batırıyordu.
The gulls were after your fish.
Martılar balıkların peşindeydiler.
All I said, some gulls -
Tüm söylediğim, bazı martıların
Gulls are scavengers, anyway.
Martılar zaten leş yiyici.
- The gulls must have been after the fish.
- Martılar balıkların peşinde olmalılar.
These are gulls, crows, swifts -
Bunlar martı, karga, kırlangıç -
There's a white sail and some sea gulls.
Orada beyaz bir yelken ve martılar var.
In casting you out, the other gulls have only hurt themselves, and one day they will know this, and one day they will see what you see.
Seni dışlamakla onlar yalnızca kendilerini yıprattılar ve bunu bir gün anlayacaklar. Bir gün gelecek, onlar da senin gözünle görecek.
The gulls that had screamed across the sea flew silent over land.
Denizin sessiz tarafında martılar bağrışıyordu.
- When I was a kid, I used to watch the gulls - - [Ship Horn Blows] Flying through the air over the beach :
- Çocukken kumsalın üzerinden göğe doğru uçan, martıları seyrederdim.
Follow the gulls
Martıları izle
The gulls whirled about, mindless yet distracted.
# Bir şişe boktan içkiyi paylaşarak. # Martılar havada çılgınca dönüp duruyordu. Sersem sersem.
That when it comes to trickery Catching gulls, and thievery
İş hileye hurdaya gelince Kaçakçılığa ve dalavereye
That when it comes to trickery Catching gulls and thievery
İş hileye hurdaya gelince Kaçakçılığa ve dalavereye
Yes, when it comes to trickery Catching gulls and thievery
Evet, iş hileye hurdaya gelince Kaçakçılığa ve dalavereye
When it comes to trickery Catching gulls, and thievery
İş hileye hurdaya gelince Kaçakçılığa ve dalavereye
I'm at The Gulls, myself, a stone's throw from the gasworks.
Gulls'da kalıyorum. Havagazı fabrikasından bir taş fırlattılar.
In a kingdom by the sea, along clear gulfs, and plump waves to stop the waves, and flying fish, gliding like gulls, and plankton to your heart's content, and red salmon leaping from the heavens, the sour jellyfish and purple seaweed, and the winter's kelp..
Deniz kenarındaki bir krallıktayım boylu boyunca açık körfezlerin olduğu ve dalgaları durduran tıknaz dalgaların olduğu ve süzülen martılar gibi uçan balıkların ve kalbini dolduran planktonların ve kıpkızıl somon balıkların, cennetten fırlayan ; deniz anaları ve mor deniz yosunları ve de kışın kayaların yosun tuttuğu.
I see a couphe of gulls, but- -
Bir çift martı görüyorum ama...
A worthless gangster Wandering sea gulls
Değersiz bir gangster amaçsız deniz martıları
We'll see lovely chaffinches, robins, whistle ducks... almonds, caimans, cormorants, sea gulls.
İspinozları, bülbülleri, ördekleri... kuğuları, bıldırcınları, karabatakları, kumruları göreceğiz.
Beyond the shore Where the gulls fly free
Martıların özgürce uçtuğu sahilin ötesine.
We're just gonna wind up with sea gulls pecking out our salt-encrusted eyes.
Sonunda denizi boylayacağız ve martılar tuzla kaplı gözlerimizi oyacaklar.
. With the sea gulls.
Martıların yardımıyla.
. The sea gulls!
Martılar!
[Centipede Grunts] Sea gulls away!
Martılar uçuyor!
- Come on, sea gulls!
- Hadi martılar!
We attached it to a hundred sea gulls.
Onu yüz martıya bağladık.
Sea gulls? [Laughing]
Martı mı?
And- - And then- - And then the sea gulls- -
- Ve sonra- - Ve sonra martılar- -
If all they're doing is flying around imitating sea gulls we don't have much to worry about.
Tek yaptıkları martıları taklit edip etrafta uçmaksa endişelenecek bir şey olmaz.
Though I'm not sure the gulls would agree.
Ancak martıların buna katılacağını pek sanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]