English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gulps

Gulps translate Turkish

107 parallel translation
( gulps ) WOMAN : That's General Brown Wiffingham.
Bu General Brown Wiffingham.
- ( burps, gulps )
GD-3 Proje geliştirme bölümü.
[GULPS] At the dentist?
Dişçide mi?
[GULPS] Like, what kind of curse?
Ne laneti?
Here, four gulps.
Dört yudum alabilirsin.
Kermit, y-y-you look worried. [Gulps]
Kermit, endişeli görünüyorsun.
[Gulps] ♪ chestnuts roasting on an open fire ♪
Ateşin üzerinde kestaneler kızarır
opens them and gulps in the prey. A very weird, Byjovian creature.
İlginç bir Jüpiteryen.
For someone who used to hate liquor, he simply gulps it down!
Likör bile içmekten nefret eden insan, şimdi kolayca içiyor!
Whoa, Big Gulps, huh?
Büyük fırt, ha?
[Burps, Gulps]
[Burps, Gulps]
His breath came in gusty gulps. "
Nefes rüzgarlı boğazlardan geçiyordu. "
- I look forward to whaling on all of you. - [Gulps]
Hepinizi dövmek için bekliyorum.
- [Gulps] - I want you to knock off that potty talk right now.
Bu çatlakça konuşmaların yüzünden seni şuracıkta dövmek istiyorum.
[Gasps, Gulps] I gotta get back to bed.
Yatağa dönmeliyim!
It's time I paid a visit to... - my daughter. - [Gulps]
Ziyaret etmenin vakti geldi kızımı.
[Gulps] All gone.
Hepsini hüplettim.
If he catches you after dark, he'll chop off your head and stuff your neck full of toys from his sack of horrors! [GULPS] Nice meeting you.
Eğer seni karanlık bastırınca yakalarsa, kafanı gövdenden ayırır ve boynundan aşağısını korkunç oyuncaklarla dolu çuvalından çıkardığı eşyalarla doldurur! Seni tanımak güzeldi.
You thought you'd beat me in a game of wits, but you just met your equal. [GULPS] Cornered!
Beni zeka oyunlarında yenebileceğini sanıyorsun, ama bu sefer dengine çattın.
- [Gulps] - Way to guilt him, Marge.
Ona iyi vicdan azabı çektirdin, Marge.
Is this all because of the - [Gulps, Groans]
Bunlar hep o şey yüzünden mi? İstediğin kadar dalga geç.
Sorry. [Gulps] Done.
Pardon. Bitti.
- Where do you think you're goin'? - [Gulps]
Nereye gittiğini sanıyorsun?
- [Gulps] - That's right.
Doğru bildiniz.
- That's Samson, idiot! - [Gulps]
Samson o salak.
- [Gulps] - l seen the way you logging me inside.
İçerde bana nasıl arzuyla baktığını gördüm.
You lie! Why would I not remember my own - [Gulps, Sighs] birthday?
Kendi yaş günü partimi neden hatırlamayayım?
[SPlVEY GULPS]
-
Who gulps that?
- Kim yer onu?
No big gulps. I'm ready to take a sip.
- Bir yudum almaya hazırım.
[GULPS] Your reflexes are perfect.
Reflekslerin mükemmel.
Cars have introduced larger cup holders to accommodate those huge 7-eleven double gulps, which are 64 ounces, a half gallon, and hold anywhere from 600 to 800 calories, depending on how much ice you put in.
Arabalarda bile daha büyük bardak altlıkları var. Kocaman 711 duble gulplar. Neredeyse yarım galon değerindeler.
- Big gulps, lots of sugar.
Bol şekerle. Tamam. Kalk.
One bucket of brie, two Gouda gulps and a flaming fountain of fondue.
Bir kova brie peyniri iki Hollanda peyniri ve yanan bir peynir tatlısı yığını.
Does this furniture polish have alcohol in it? [Gulps]
Bu mobilya cilasında alkol var mı ya?
- [Gulps] - Oh, thereyou are.
Buradaymışsın.
It gulps air, inflating its body, forcing fluid into the bundle on its back.
Derin nefes alarak gövdesini şişiriyor ve havanın sırtındaki bölmeye gitmesini sağlıyor.
It's them Big Gulps.
Hep Big Gulps yüzünden.
[Gulps] Do it to me!
Yap!
He was picking up goddamn Big Gulps.
Kahrolasıca pislikleri topluyordu.
They have martinis the size of big gulps.
Tadına doyulmaz Martinileri var.
What are you giving him Big Gulps for?
Ona niye bir ton şey içiriyorsunuz?
On occasion it rises to the surface and gulps air.
Arada sırada yüzeye çıkarak hava solur.
On occasion it rises to the surface and gulps air.
Gerek duyarsa, yüzeye çıkıp bir yudum hava alır.
It's not my fault they make the Garganti-Gulps so gargantuous.
İçecekleri bu kadar büyük yapmaları, benim hatam değil.
I was feeding him off my tank, and in between gulps he was full of fear, I had to press his face below the smoke level, and splinter lips.
Nefesler arasında da çok korktuğu için kafasını duman seviyesinin altına bastırmak zorunda kaldım ve dudakları kıymık oldu. Hadi.
- [Insect Buzzing ] - [ Disgusted Grunt ] [ Gulps] Oh, do let me guess :
Oh, dur tahmin edeyim :
But to brave those icy waters... would mean certain death. No doubt. - [Gulps]
Bunu ancak bir aptal yapabilir.
[Sputtering, Gulps ] Mmm. [ Narrator] Somehow, Homer became addicted to painkillers.
Homer ağrı kesicilere bağımlı hâle geldi.
( GULPS ) words.
Kelimelerle.
( Gulps ) Should I Be Insulted?
Aşağılandım mı şimdi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]