English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gumball

Gumball translate Turkish

86 parallel translation
Gumball machines?
Çiklet makinelerinin mi?
Barely manages to escape with a gumball machine stuck on his hand.
Elinin sıkıştığı sakız otomatıyla güç bela kaçar.
You owe me one gumball machine!
Bana bir sakız makinesi borçlusun!
Yes, he'll come out like a gumball.
Evet, top sakız gibi dışarı çıkacak.
It ain't worth that gumball machine.
Beş para etmez o araba.
The only gum I liked came with the Mickey Mouse gumball machine.
Ömrüm boyunca sevdiğim tek sakız şu Mickey Mouse makinelerinden gelendi.
Sweetie, now she's a woman, not a gumball machine.
Tatlım o bir kadın, sakız makinesi değil.
When I move in, can I get a gumball machine?
Beraber yaşamaya başladığımızda, çiklet makinesi alabilir miyim?
See, you don't get these in any gumball machine.
Sakız makinelerinden çıkmıyor bunlar.
I can't believe you talked me into this gumball-machine-looking ring.
Beni sakız makinelerinden çıkanlara benzeyen bu yüzüğü almaya ikna ettiğine inanamıyorum.
It's not a gumball-machine-looking ring.
Sakız makinelerinden çıkanlara benzemiyor.
You certainly can't give her that stupid gumball ring.
Kıza şu aptal sakız makinesi yüzüğünü vermen de imkansız.
He'd make me take him to the Super K-Mart and he put them quarters in that gumball machine.
.. kırmızı sakız düşene kadar beklerdi!
He had to wait till he get the red gumball.
Hep kırmızıyı çiğnerdi.
He'd get that red gumball and he'd just eat on that red gumball.
Kırmızı sakız düşünce atar ağzına çiğnerdi hemen.
Going down to the arcade, knock off some gumball machines.
Şekerli sakız makinelerini kırardık.
The coin's in the slot and the gumball's on its way and I'm plumb out of wisdom.
Telefona jetonu atıyorum ama bir türlü jeton düşmüyor ve daha ne yapsam bilmiyorum.
Don't you think you're overreacting, talking gumball machine?
Sence de fazla tepki vermiyor musun konuşan sakız makinesi?
We got two perps holding up a gumball machine on 5th Street.
Cadde'deki sakız makinesini soyan iki kişi belirlendi.
- A gumball machine?
- Sakız makinesi mi?
- From the gumball machine.
- Sakız makinesinden.
They grab the gumball machine...
Sakız makinesini kucakladılar...
Why the gumball machine? Why the gumball machine?
Neden sakız makinesi?
The gumball machine.
Sakız makinesi.
The gumball machine.
Sakız makinesinde.
Thatwas the gumball machine Henry Ford gave to Hitler.
Bu Henry Ford'un Hitler'e verdiği sakız makinesiydi.
Have a gumball.
Bir sakız alsana.
Everyone likes a gumball machine, so why not a gumbo machine?
Herkes sakız makinesini sever, peki o zaman niye bamya makinesi yapmıyoruz?
Let's face it, the brain's the size of a gumball.
Kabul edin, beyni bir sakız kadar.
Probably with the gumball on the
Muhtemelen çatıda ağzında sakızla duruyordur.
That bracelet didn't exactly come out of a gumball machine.
O bilezik sakızdan çıkmadı.
It's from the gumball machine at Quinn's market.
Queen'in marketindeki hediyelik eşya makinesinden.
We were 10 years old, and I gave you a plastic ring from a gumball machine at Quinn's market.
10 yaşındaydık ve ben sana, Queen'in marketindeki hediyelik eşya makinesinden plastik bir yüzük vermiştim.
A 19-year-old kid was drinking at The Break tonight with a gumball-level ID. He stumbled out and a car hit him.
Bu akşam, sahte kimliğinde 21 yaşında olduğu yazan 19 yaşındaki bir çocuk adı "The Break" olan bir barda içip sallanarak dışarı çıktı ve bir araba ona çarptı.
Now, Gumball, that's hardly the point.
Gumbel, bunun konuyla ilgisi yok.
Funke, want a gumball?
Funke, top sakızı ister misin?
I'm not falling for the gumball trick, Cipriato, so you can put your ballbag back in your pants.
O top sakızı numaranı yemem Cipriato. O toşbiklerini pantolonunun içine geri sok.
What's the deal there, gumball?
Neyin var şekerli sakız?
I'll tell you what, at least help me buy the boy a gumball.
Bak ne diyeceğim, bari çocuğa sakız almama yardımcı ol.
Like a marble. Or a gumball.
Veya yuvarlak sakızlar.
Maybe coincidence weird, uh... as in gumball weird?
Belki de tesadüfi gariplikler, gökten şekerleme yağması gibi?
Eat a gumball or something?
Şekerleme falan mı yemeliyim?
Mr. Rhodes? Would you like a giant gumball as well?
Bay Rhodes, siz de büyük top sakız ister miydiniz?
No, Timmy, I am not gonna make you get me a stupid gumball.
Hayır, Timmy. Seni aptal bir top sakız almaya göndermem.
It's not a gumball machine, eli.
O bir sakız makinası değil, Eli.
- Hey, is that a real gumball machine?
Bu gerçek sakız otomatı mı?
You're gonna sleep where I tell you, you're gonna get your bags out of the way and you're going to replace every single gumball.
Nererede uyumanı söylersem orada uyuyacaksın. Eşyalarını ortalıktan kaldıracak, sakızlarımdan uzak duracaksın.
I want a puppy, a kitty, a gumball machine...
Köpek yavrusu, kedi yavrusu, sakız makinesi istiyorum.
Got to get him some morphine from the gumball machine.
Ona sakız makinesinden morfin almaya gelmiştim.
"The gumball machine."
"Sakız makinesi" demek.
He always had to get the red gumball.
İlla da kırmızı olacak! ..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]