Gums translate Turkish
454 parallel translation
He asks her to open her mouth. Her gums and throat are inflamed.
Ondan ağzını açmasını istiyor ve dişlerini ve iltihaplı boğazını görüyoruz.
- Stop beating up with the gums.
- Ağzında geveleyip durmasana.
You batted your gums so much, you have bunions on your lip.
O kadar çok konuştun ki, dudakların şişti.
You sit there batting your gums about how the old man let you down.
Yaşlı adam seni hayal kırıklığına uğrattığından oturmuş sakız şişiriyorsun.
I would, while it was smiling in my face, have pluck'd my nipple from his boneless gums, and dash'd the brains out, had I so sworn as you have done to this.
Öyleyken, senin ettiğin yemini etmiş olsaydım eğer, mememi çeker alırdım dişsiz damaklarından, Beynini ezerdim kendi yavrumun.
Come on, stop beating your gums.
Haydi, konuşmayı kesin artık.
I can't chew on K rations with my gums.
Tayınımı damağımla yiyemem.
His gums started bleeding 10 days ago.
Dişetleri 10 gün önce kanamaya başladı.
My gums bleed for ya! It's awful.
İçim cız etti, ne feci (!
Listen, we can't stand here beating our gums.
- Ama yinede... - Bay Roberts, emirlere karşı gelemeyiz.
Like, um, guys beating their gums... you know, giving out with the rumors.
Çiklet çıtlatmak gibi yani.. Hani.. söylenti çıkarmak.
Well, they don't seem to beat their gums on very hopeful poop... do they, Mr. Allison?
Çikletlerini yağırın karşısında çıtlatmıyorlar, değil mi Bay Allison?
Show's the receding gums.
Diş etlerinin çekildiği gözüküyor.
My gums have gone soft.
Diş etlerim yumuşadı.
Asiak's mother has worn her teeth to their gums softening hides so her daughters do for her as she did for them when they were babies.
Anne'nin dişleri gönleri yumuşatmak için dişetlerine kadar körelmiş olduğundan bebekken onlar için yaptığını şimdi kızları onun için yapar.
I'd have done better to save my gums for tomorrow.
- Hiç tartışma onunla Arthur. Haydi gidelim.
If we won, if we won. Make the blue-eyes guys, became warrior head. Chawing the gums.
Savaşı biz kazansaydık mavi gözlü Amerikanlar bizim kızların saçlarından yaptırıp şamisen çalarken bizim çikletlerden çiğneyeceklerdi.
It isn't something that you just suddenly notice like bleeding gums. - They woke me up and told me.
Tutuklandığı ne biliyorsun?
If you don't want the cocktail shaker in your gums, shut up and pay attention.
Kafanı kırmamı istemiyorsan, çeneni kapa ve dikkat et.
Dr Sheldrake says I have very tender gums.
Dr. Sheldrake çok nazik diş etlerim olduğunu söyledi.
Fed up to the teeth, into the gums and the jawbone.
Dişimden diş etime ve çene kemiğime kadar usandım.
Control, those damned old pussycats chewing their wine gums.
Control, şaraplı sakızlarını çiğneyen o yaşlı budala pısırıklar. Nefret ettiğim...
For those who haven't had access to orange juice, fresh vegetables, vitamin C in general, and that'll be most people, haemorrhages around the gums will set in at about the 4 month stage and then you're into the initial stages of scurvy,
Portakal suyu, taze sebze... ya da kısaca "C" vitamini alamayan birçok kişide... 4 ay sonra dişeti kanamaları görülecek.
Beat your gums, dago.
Dişlerine vur, dago.
Through the teeth and over the gums. Look out, stomach, here it comes.
Dişlerden, dişetlerinden Dikkat et mide, işte geliyor.
Now, stop beating your gums and sound the attack.
Artık çene çalmayı bırak da, hücuma hazırlan.
I just want to check your gums.
Lütfen ağzınızı açın. Diş etlerinizi kontrol etmek istiyorum.
Into the mouth and over the gums... look out, stomach, here she comes.
Ağzın içine ve diş etinin üstene aman dikkat et mide, işte o geliyor.
He's got capped gums.
Bütün dişlerini yaptırmış.
- They boil the nose and the gums down to a big jelly of fat.
Burnu, yanakları, damağını, hepsini yağ peltesi olana kadar kaynatıyorlar.
My mother's standing right here, and she's not gonna let her youngest baby get shrapnel in his gums.
Benim, anam değil. Benim anam, burada ve en küçük oğlunun bir şarapnele hedef olmasına izin vermeyecektir.
He that abideth in truth and will have frankincense and myrrh smeared on his gums in abundance and he shall dwell in the house of the Lord for six months with an option to buy.
Gerçekten de sakızlarında günlük ve mürrüsafi varmış ve bolluk içinde, Tanrı'nın evinde altı ay, alınmaları için bekleyecekmiş.
Profuse bleeding of the gums, hair falling out, and intermittent blindness.
Diş eti kanaması, saç dökülmesi, anlık körlük gibi.
Rounded gums.
Dişetleri yuvarlak.
Well, then this huge mountain with a gold mine stuck in his gums... picked me up and threw me off the train.
Şey, sonra şu ağzında bir altın madeni olan azman... beni yakaladı ve trenden aşağıya attı.
Last year, he discovered He had gingivitis of the gums, So he had all his teeth pulled.
Geçen yıl diş etlerinde abse olduğunda tüm dişlerini çektirdi.
YOU'RE NEVER TOO DRUNK TO ASK FOR SCHRITZ. AND BY BRIGHT GUMS, THE TOOTHPASTE
Ve bembeyaz dişetleri için kullanmanız gereken diş macunu...
He has no teeth... but you can get a pretty nasty bite from these strange beak-like gums.
Dişi yok ama bu gaga benzeri diş etleriyle çok iyi ısırabilir.
Shelley, I call him he's a great dentist from New York a city in which, as you probably know, general there are thousands of Spanish-speaking people who stand in dire need of extensive bridgework and this man's death, I'm afraid would be a crushing blow to whatever small hopes they might have for a healthier set of teeth and gums.
Shelley, derim büyük bir diş hekimi New York'tan, İspanyolca konusan binlerce... . ... insanın köprü yaptırmaya ihtiyaç duyduğu bir şehirden ve bu adamın ölümü onların küçük umutlarına darbe indirecek sağlıklı diş ve dişetlerine kavuşamayacaklar.
There's teeth and gums and blood!
Dişler, diş etleri, kan!
Even the gums are charred but look here.
Diş etleri bile yanarak kömür haline gelmiş. Ama şuraya bakın.
Goddamn it, my gums are bleeding again.
Lanet olsun! Yine diş etlerim kanıyor.
- My goddamn gums are killing me.
- Lanet diş etlerim beni öldürecek.
The blood in your mouth is from the gums.
Ağzındaki kan dişetinden kaynaklanıyor.
I got two chewing gums. And I got two of these.
Bende iki tane ciklet var.
You rub it on their gums.
Diş etlerini onunla ovalarsın.
My gums are smarting.
Dişetlerim acıyor.
Recently my gums are...
Son zamanlarda, dişetlerim...
My gums are smarting!
Dişetlerim acıyor!
My gums must hurt.
- Dişetlerim acıyor olmalı.
Tender gums.
Nazik diş etleri.