English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gumshoe

Gumshoe translate Turkish

67 parallel translation
He was a good gumshoe.
İyi bir hafiyeydi.
- Then what's the reason for all this gumshoe work... dragging in all these people to blacken me in this case?
- o halde bütün bu saçma soruşturmanın amacı ne? Bütün bu insanları toplayıp beni karalamalarına göz yumuyorsunuz.
You're so bright, working on your own, you penny-ante gumshoe.
Çok akıllısın ya, tek başına çalışıyorsun. Seni pabucumun detektifi!
You might as well before this amateur gumshoe gets any more bright ideas.
Bu amatörden yeni parlak fikirler çıkmadan önce başla.
- See, Archie... we're looking for a gumshoe named Mike Murphy.
- Bak Archie Mike Murphy adında bir detektif arıyoruz.
Detective stories about a gumshoe who warbles.
Dedektif hikayeleri. Sürekli uyaran biri hakkında.
Slide your feet, gumshoe.
Ayağınızı uzatın.
- Glide, creep, pussyfoot, gumshoe.
- İçeri süzülmek, ihtiyatlı olmak, hafiyelik...
That might be why Nick became a gumshoe.
Nick'in, ajan olma sebebi bu olabilir.
Gumshoe?
Ajan mı?
Some gumshoe in a dime novel loose-cannoning around the city?
Ucuz romanlardaki serseriler gibi davranıyorsun.
- Richard, this is gumshoe law.
Evet. - Richard, bu hafiye hukuku. Biz bu tür avukatlar değiliz.
I have a little gumshoe work for you.
Halletmen gereken küçük bir dedektiflik işi var.
A gumshoe!
Hafiye!
A private eye, they're called, a shamus, a gumshoe.
Özel göz dediklerinden, bir yapışkan ayak.
In case you're unfamiliar with our L.A. gumshoe detective slang.
Tabi siz, bizim L.A.'de kullandığımız özel dedektiflik argomuza aşina değilsiniz.
How can some two-bit gumshoe such as yourselfafford such a luxury item?
Senin gibi bir ezik onu nasıl karşılayabilir?
Not your standard gumshoe, is he?
Sıradan detektiflere benzemiyor, değil mi?
Do it now, gumshoe.
Hemen detektif.
A gumshoe.
Bir hafiye.
Ohief, Leoni just kidnapped the gumshoe.
Şef, Leoni adamı kaçırdı.
The first gumshoe didn't last a day.
İlki bir gün sürmedi.
Leoni's with the gumshoe!
Leoni dedektifle!
Gumshoe.
Çizme.
Using the gumshoe skills that made him great the number-one detective in Papen County took the fight to his opponent.
Onu mükemmel yapan gizlilik yeteneğini kullanan Papen beldesinin bir numaralı dedektifi, savaşı düşmanının ayağına götürmüştü.
I'd be the alive-again avenger who came back from the dead to solve her own murder and stayed back from the dead to bring justice to murder victims, with the help of a crusty unflappable streetwise gumshoe.
Kendi cinayetini çözmeye çalışan ve diğer cinayet mağdurlarına yardım etmek için de ölülüğe geri dönmeyen, tüm bunları da haşin ve soğukkanlı bir ajanın yardımıyla yapan hortlak intikamcı kız olurum.
I'll hire a gumshoe, in 2 days we'll know.
Bir dedektif tutacağım, 2 gün içinde öğreniriz.
Like gumshoe.
Tıpkı araçekim gibi.
I may not be the gumshoe you are,
Senin gibi bir hafiye olmayabilirim,
But while you're playing gumshoe, bear in mind that I am not a racist.
Niye peşimde ya da etrafımdasınız?
- Quit following me, gumshoe! - Woah, Woah, Woah!
Takibi bırak artık casus!
The way you always do - - do that gumshoe thing.
Her zaman bir yolunu bulursun. Şu casusçuluk oyununla.
"That gumshoe thing"?
"Casusçuluk oyunu" mu?
So it makes it a little difficult to do my gumshoe thing.
O yüzden casusçuluk oyununu oynamam biraz zor olur.
I'm off - - to do my... Gumshoe thing.
Casusçuluk oynamaya gidiyorum.
And I'll do my gumshoe thing.
Ben de sokaklara çıkayım.
You got yourself a gumshoe.
Kendinize bir dedektif tuttunuz.
Joan, you quit your job and moved out of your apartment so you could live full-time with a recovering drug addict who's going to teach you how to be some sort of gumshoe?
Joan, işini bıraktın ve evinden taşındın. Sana birkaç hafiyelik işini öğretsin diye bir uyuşturucu bağımlısını kurtarmak için onunla mı yaşıyorsun?
Gumshoe, a shamus, a bird dog.
Ajan, aynasız, av köpeği.
He hired a private eye, called him a gumshoe, to follow me.
Özel dedektif tutup ajan ayağına peşime takmıştı.
A missing boat's the kind of case that Blacktop and Gumshoe would tackle.
Kayıp tekneler asfalt ve kauçuk ayakkabı türünde ele alınan davalarmış.
Yeah, and I was Gumshoe because I stepped on gum a lot.
Evet, ben de kauçuk ayakkabıydım çünkü çok sakız çiğniyordum.
Gumshoe, I have a mystery for you.
Kauçuk, senin için bir bilinmeyen mevcut.
Blacktop and Gumshoe together for one last case.
Asfalt ve Kauçuk Ayakkabı birlikte son davalarında.
Blacktop and Gumshoe solve another one!
Asfalt ve Kauçuk Ayakkabı bir dava daha çözdü!
Gumshoe out!
Kauçuk gider!
Roger that, Gumshoe.
Anlaşıldı Kauçuk.
Gumshoe.
Kauçuk.
- Anytime, Gumshoe.
- Her zaman, Kauçuk.
He's my gumshoe man.
Benim hafiyem.
Gumshoe?
Çizme?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]