English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Guru

Guru translate Turkish

945 parallel translation
That's the stuff. Daddy's proud of you.
Baban seninle guru duyuyor.
There's no troop, and the Guru has us.
Alay falan yok ve Guru da bizi yakaladı.
- The Guru.
- Guru geliyor.
Each man is mounted on a valiant charger... and eager to slay for his guru.
Her adam, cesur bir savaş atına biniyor... ve guru'su için öldürmeye hazır.
Beloved guru, our men will not move if it is to cost your life.
Aziz guru, hayatına mal olacak korkusuyla adamlarım kıpırdamıyor.
Our guru has given his life for our cause.
Gurumuz, mücadelemiz uğruna hayatını verdi.
You'll make your guru proud someday
Birgün ustanı onurlandıracaksın.
Then... why not with pride?
Buuu... guru değilde ne peki?
The world is full of sorrow There's a good heart in my pot belly I'm proud of my pot belly
Dünya acılarla dolu ama mataramın içinde kalbimi iyi tutacak suyum herzaman bana eşlik eder guru duyuyorum mataramla...
I am obliged to uphold the honour of our sect
Bu kutsal mirası senin gibi şeytanlardan koruyup saklamak ödevim ve bundan guru duyuyorum!
- I'm proud of you, yes.
- Seninle guru duyuyorum.
Guru, I'm really trying.
Guru, gerçekten deniyorum.
Dear Doctor. As a doctor you'll certainly be glad to hear, how quickly your patient has become...
Bir hekim olarak kesinlikle kendinizle guru duymalısınız, hastanız çok çabuk bir şekilde iyileşti.
Thus spake the super guru.
Böyle buyurdu süper guru.
The infomercial guru?
Şu pazarlama reklamları gurusu mu?
Surprisingly, MV Enterprises, the corporate offices, infomercial guru Moctesuma Valdez caved to union demands without a fight.
MV Şirketler Grubu, şirket merkezi ve ünlü reklam programı gurusu Moctesuma Valdez sendikanın isteklerini sürpriz bir şekilde, direnmeden kabul etti.
I've got a guru from Spokane and two more hellfires who see visions of the Virgin Mary.
Spokane bölgesinden bir bilge ve Bakire Meryem'i görebildiğini iddia eden iki vaiz daha var.
Here's a new move for the great guru to teach his students.
Burada öğrencilerini eğitmek için yeni bir usta var.
He told me a few things aboutJerzy Grotowski... the great Polish theater director... who was a friend and almost like a kind of a guru of André's.
Jerzy Grotowski, ünlü Polonya'lı tiyatro yönetmeni hakkında bir şeyler anlattı André'nin arkadaşı ve bir nevi akıl hocasıymış.
A guru of many acolytes.
o bazen yardımcım bazen akıl danışmanımdı.
You are my best friend my highest guru and my sovereign lord.
Sen en iyi dostum en büyük rehberim ve yüce efendimsin.
There are many of them all over Southeast Asia, looking for a guru, spiritual discipline, who knows what.
Güneydoğu Asya'da bu tür bir çok insan var, bir lider arıyorlar, ruhsal disiplin, ya da bu tür şeyler.
He's their guru, their Zen master.
O onların Guru'su. Onların Zen Ustası.
You know, my... my yogi, my guru, my guide Ranbir always says that we are all part of the same oneness, the same universal electric tide.
Yogim, gurum, rehberim, Ranbir her zaman şöyle der... hepimiz aynı özün parçasıyız. Aynı evrensel elektrik akış.
Except for a pathological need to have teachers, gurus...
Guru ya da öğretmeninin olmasının patolojik gereksinimini saymazsak.
And then the announcer's voice says, "Ladies and gentlemen, presenting your guru into the unknown, " the master of miracles, " the Great Sheldrake!
Sonra anons sesi diyor ki "Bayanlar ve baylar bilinmeyen diyarından gelen mucizeler uzmanı karşınızda muhteşem Sheldrake!" Alkış!
Oh, yeah, yeah, like, um, Snout's like... Our guru.
Evet, evet, kendisi sanki bizim adeta gurumuz gibi.
Our guru.
Gurumuz.
And who made you the expert, the doctor, the guru?
Seni uzman, doktor, guru kılan ne?
Shut up and pleasure me.
Bu tip şeylerle, guru duymuyorum Marcie. Şimdi yeminini tutmak zorundasın. Bu manyak ile kavga etme.
And your hair- - Where are you guys going?
Bence çüce bir adamı dövebildiğin için cesaretinle guru duymalısın.
- More like a guru.
- Guru daha iyi olur.
No, not talk, Michele, but there are some things that need to be said. How can I know if my son wants to be a guru... in a place like this, if he doesn't tell me, if he's like a wall?
ama söylenmesi gereken bazı şeyler var. nasıl bilebilirdim.
What's that? Guru stuff?
Bunlar Guru lafı mı?
Maybe I should become a Guru.
Belki de Guru olmalıydım.
I promised my guru.
Ben T.M.'e giriştim, adamım. Guruma söz verdim.
I believe you're either scared or you're getting too goddamn close to this surfing guru buddy of yours.
Bence ya korktun..... ya da bu sörf arkadaşlarınla çok yakınlaştın.
It's the guru.
Mürşit arıyor.
Now, you should be very proud of that.
Kendinle guru duymalısın.
I have no guru.
Bir mürşidim yok.
I look upon you as my guru.
Ben, sizi kutsal gurum olarak görüyorum.
But you considered me your guru.
ama sen beni gurun olarak düşündün.
But I considered you my guru and let you win that round.
lakin ben, seni ilahım olarak düşündüm ve ve sana o yuvarlak şeyi kazanman için izin verdim.
You got the guru, the legend, in Gene Pingatore.
Üstad, efsane Gene Pingatore görüntüde.
- Do you know I have an Indian guru?
- Hint gurusu bir arkadaşım var.
And now I'd like you to meet the shoe guru himself Mr. Al Bundy.
Şimdi, sizi ayakkabı gurusunun kendisiyle tanıştırmak istiyorum. Bay Al Bundy.
And what are you, the happiness guru, Jack?
Ve sen kimsin, mutluluk rehberi misin, Jack?
In 1979 I witnessed a guru named Sai Baba..... create an entire feast out of thin air.
- 1979'da, Sai Baba adlı bir gurunun yoktan yiyecek yarattığına şahit oldum.
'He was almost like a physical guru.
Neredeyse Hintli bir bilge gibiydi.
You always twirl your hair like that when you're proud of something.
Bir şeyden guru duyduğunda hep saçını o şekilde kıvırırsın.
You guys were so proud of me.
Benimle çok guru duyuyordunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]