English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Guttural

Guttural translate Turkish

25 parallel translation
Kind of guttural.
Gırtlaktan.
Kind of a guttural, Anglo-Saxon word. "Drunk."
Anglo Sakson'ların kelimeleri gibi gırtlaktan söyleniyor. Sarhoş.
It's much more guttural.
Bu daha çok gırtlak sesi.
[GUTTURAL SOUNDS]
[GIRTLAK SESLERİ]
No, only guttural sounds.
Hayır, sadece ses çıkartıyor.
I hear a guttural order - aarrarrnchar!
Girtlaktan çikan bir "Buraya gelin!" emrini duydum.
In my guttural voice?
Hem de kısık sesimle?
Well, maybe not. [low, guttural growl]
Belki de gülmeyeceksiniz.
- [Guttural Throbbing] - What is that?
Bu ne?
I'm gonna mumble guttural sounds.
Gırtlak seslerini ağzımda geveleyeceğim.
I just heard this guttural scream. And I automatically thought, "Someone's dead."
O boğuk sesi duyunca otomatik olarak "Birisi öldü" diye düşündüm.
A new ten-key system that reduces one of the most beautiful languages to a primitive, limited and guttural vocabulary.
En güzel dillerden birinin sözcük dağarcığını ilkel, sınırlı ve kısık kelimelere indirgeyen, 10 tuşlu bir sistem.
It's just real guttural noises, like, " Uhh!
Sesleri gırtlağımdan çıkarıyorum.
The guttural... nuance.
Gırtlak farkı var.
where daring patrons squeeze through two live nude performers alternating couples, opposite and same-sex, who stand in a narrow doorway of the new exhibit, which is by some Yugoslavian-born provocateur. As you listen to the sound of this woman's constant, guttural screaming and moaning.
İki karşı cins ya da hemcins iki insanın çıplak bir şekilde durduğu daracık bir koridordan geçiyorsunuz üstelik de Yugoslav sanatçının çığlık ve inlemeleri arasında...
We chose them simply because they made your guttural dialect sound sophisticated.
Bunu seçtik çünkü,... diyaframımızdan gelen ses daha sofistike çıksın istedik.
So guttural and harsh.
Gırtlaktan gelir ve serttir.
The call of the Gronckle is as unique as the dragon itself... raw, guttural, intense, yet with a subtle lilt.
Bir Gronckle'ı çağırmak ejderhanın kendisi kadar benzersiz bir şeydir ham, gırtlaktan şiddetli fakat ince bir kıvraklık ile.
Lumenick... Dush... Something guttural and foreign,
Lumenick... dush gırtlaktan konuşuluyordu ve yabancı bir dildi.
Let's lock him in a burning gymnasium and wait till his guttural screams slowly fade away.
Onu yanan bir jimnastik salonuna tıkalım, haykırışları dinene dek dinleyelim.
"Gerald's guttural scream cut the air like a cheese-knife."
Gerald'ın boğuk çığlığı havayı peynir bıçağı gibi kesti.
I'm like that with hungarians. I hear those guttural sounds, I'm putty.
Ama macarlar'la birlikteyken, onların o gırtlaktan gelen seslerini duyunca, macun gibi oluyorum.
When you surprised her, she had this--this laugh, this joyous, guttural rumble that came from way down deep inside.
Ona sürpriz yaptığınızda şöyle gülerdi hani şu insanın derinlerinden gelen keyifli haykırmalar olur ya.
It was low and guttural, not like her voice, which was soft, higher-pitched.
Boğuk ve gırtlaktandı. Onun sesi gibi yumuşak ve tiz değildi.
[Guttural voice] J-date.
J-Date.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]