Guy stuff translate Turkish
668 parallel translation
None of your wise-guy stuff.
Sizin gibi ukala dümbeleklerine göre bir iş değil bu.
Everything else is old-guy stuff.
Bırakın onlar istediğini söylesin.
Well, it's guy stuff.
Şey bu erkekçe bir his.
A guy that works for a living, he can give you some happiness, give you a home, kids, all that kind of stuff.
Geçimini sağlayan birini, sana birazcık mutluluk tattıracak birini, sana ev verecek, çocuk, vb verecek birini.
You know, that guy writes wonderful stuff.
Bu adam çok güzel yazıyor.
That guy, Jameson, pulling some of that military stuff.
Şu Jameson denen adam askeri şeyleri uyguluyor.
How does a guy like that pick up stuff like that?
Onun gibi biri böyle bir şeyi nasıl düşünür?
No woman is safe around a guy who writes stuff like that.
Öyle şeyler yazan bir adamın yanında hiçbir kadın güvende değil.
A guy could get ahold of some of the real stuff.
Bir adamın nereden iyi mal bulabileceğini söylersen...
And I thought if anybody knows about this love stuff, this guy will.
Aşkı bilen biri varsa, o da bu adamdır diye düşündüm.
The professor must be quite a guy... thought control, sibonetics, all that stuff.
Profesör bayağı bilgili bir adam olmalı. Düşünce kontrolü, sibonetik gibi şeyler.
I think wise guy here put some stuff in it.
Sanırım zeki çocuk içine bir şey attı.
I heard you giving the address to the ballroom guy, for that stuff you'd broken, right?
Dans salonundaki adama adresini verirken duymuştum. Hani bir sürü şeyi kırmıştın ya?
Mrs Bates poisoned this guy she was involved with when she found out he was married. Then took a helping of the same stuff herself.
Bayan Bates ilişkide olduğu adamın evli olduğunu öğrenince onu zehirledi ve sonra aynı zehirden kendi de içti.
A guy gets pinched, he like throws stuff away.
Adamın biri tutuklanır, eşya gibi atılır.
You know, there was a guy up in Frisco taking that stuff.
Biliyor musun Frisco'da bu maldan kullanan bir adam var.
If I meet that guy who had the idea to make all this stuff...
Bütün bu şeylerin mucidi olan adamla bir tanışsam.
If I meet that guy... who has the idea to make this stuff... it hurts my cranium!
Bu eşyaların mucidi adamla tanışsam beynim çatlardı herhalde!
But you know, then I say, why would you bother to go last night if this guy's stuff is so bad?
Ama diyorum ki, bu adamın resimleri bu kadar kötüyse niye zahmet edip o sergiye gittiniz?
I took this guy for 48 cartons of cigarettes once. I told him I'd leave him alone if he bought our stuff.
Bu adamdan bir keresinde 47 karton sigara araklamıştım.
The usual stuff a guy picks up when he's in a hurry... toilet articles, pajamas, couple of extra shirts. Say, what's in this thing here?
Şurada duran şey nedir?
I mean, it's one thing to just go and trade one guy for another one... when you got a guy that's joined up that's gonna keep on sending you more stuff...
Biri karşılığında bir başkasını vermek ayrı suçlular hakkında sürekli bilgi verecek birini bulmak ayrı.
Fire and bullets can't hurt this guy but this stuff here will kill him.
Bu adam ateşten ve kurşundan etkilenmiyor... ama demek bu şey... onu öldürecek!
I was at a party and a guy said he read an advance chapter of a book my wife was writing, and it was hot stuff.
Seni takip etmem gerekmiyor. Bir partide herifin biri..... karımın yazmış olduğu bölümlerden birini okuduğunu söyledi.
A guy in the men's room, Sam, writes some terrific stuff.
Erkekler tuvaletinde bir adam var Sam. Müthiş şeyler yazıyor.
You don't strike me as the kind of guy who'd leave that kind of stuff lying around.
Senin türünde bir adamın grev yapacak hali yok. Etrafındakiler yalana tok, bu tür şeyleri bırak.
I hate that stuff. Who wants to see a guy go and manipulate and torment a poor unthinking creature like that?
Bir insanın zavallı, düşünemeyen bir yaratığa işkence etmesini izlemekten kim ne zevk alır?
You can have your feelings, but this is guy's stuff.
Diane, senin hislerin olabilir ama bu erkek işi.
Puts on a straight-up-guy front, and then grinds away slow with coolers and hop toads, real rip and tear kind of stuff.
O zaman dürüst pozu takınır, hapishane kuşlarından uzaklaşır. - Ufak tefek dolaplar çevirir.
A guy in Miami will give us $ 200 for the good stuff.
Miami'deki adam iyi mercan için 200 dolar ödeyecek.
This is the guy that's been leaving the wet stuff?
O ıslak şeyleri bırakan herif mi bu?
Look, I know you're gonna be going places with your singing and stuff, but then I'm not the kind of guy to be carrying your guitars around for you.
Bak, biliyorum şarkı söylemek için falan gezip duracaksın ama ben oradan oraya gitarını taşıyabilecek bir adam değilim.
Stuff from Szarbo and the other guy.
Szarbo ve öteki adama ait şeyler.
The last guy to look for the rich stuff he went in, but he never came back out.
Hazineyi aramaya giden son adam. İçeri girdi ama bir daha çıkamadı.
I know a guy who sells hot stuff
Harika şeyler satan birini tanıyorum.
How does this guy get away with this stuff?
Bu adam bütün bunlardan paçasını nasıl sıyırabiliyor?
What I wanted to do was get that guy's attention... and there was enough stuff in the shed to do it.
Bu adamın dikkatini çekmek istiyordum. Kulübede yetecek kadar malzeme vardı.
Johnny finds out about this big white-collar guy... who's into a lot of bogus stuff, but I never knew his name, you know.
Johnny, zengin bir adamın bir sürü... pisliğe bulaştığını öğrenmiş. Ama ben adını hiç öğrenemedim.
Yeah, I spoke to this guy, Foley, and he found stuff that'll kill them.
Foley konuştuğumuz o adam. Onları öldürmek için bir şey buldu.
IKKnow what I'm trying to figure? Why is a guy like that screwing with synthetic junk when he's got the real stuff?
Anlamaya çalıştığım şey böyle bir adam gerçeği dururken neden yapay olanını kullansın?
I saw a guy in there combing his hair with his stuff off the plate.
Geçen gün tabakta kalanlara saçını sokan bir adama rastladım. Jericho'nun Pizza Evi.
Guy's stuff, shaving equipment...
Erkek eşyaları, traş takımı...
"Bob signals the guy when he wants the stuff."
"Bob mal isteyince adama işaret veriyor."
Who's the little guy who gave me that stuff?
Bana o şeyi veren ufak adam kimdi?
A guy who was a pain in the neck even before I carried his stuff.
Baş belası bir adamın, üstelik resmi bana taşıttı.
- This guy'll give us cash for the stuff.
- Bu adam eşyalar için bize para ödeyecek.
I'm just some guy who's good at swiping stuff.
Ben sadece çalmayı bilen birisiyim.
Al, the guy inside wants $ 12 for all this stuff.
Al, içerdeki adam bütün bunlar için on iki dolar istiyor.
The guy told me this stuff in confidence.
Adam bunları sır olarak saklayacağım düşüncesi ile bana söyledi.
Uh, for a guy who does cool stuff, he sure doesn't look very cool.
Kapa çeneni, Butt-Head! Ağlamamıştım. Lanet olsun.
Then I showed her my stuff, and this guy says to me :
Sonra çalışmalarımı gösterdim, ve bir arkadaşı dedi ki...