Gymboree translate Turkish
31 parallel translation
Gymboree on Tuesday, computer readiness on Thursday...
Beden eğitimine hazırlık Salı, bilgisayar hazırlık Perşembe.
- Not Gymboree?
- "Beden" de mi?
I built a lot of things around the house- - the spice rack... the bird feeder... the Gymboree.
Evde bir çok şey yaptım. Baharat rafı... Kuş yuvası...
Oh, God, I'm never gonna make Gymboree tonight.
Bebek sporu dersine yetişemeyeceğim bu gece.
Am I happy I'm spending my money on therapy and not Gymboree or a stroller?
Bebek sporu dersi yerine terapiye para harcadığıma daha mı mutluyum?
- Gymboree?
- Gymboree ( Anaokulu ) mi?
So we're gonna take the kids to a Gymboree class.
Biz de çocukları oyun parkına götüreceğiz.
Just a cotton-pickin'minute. I've been getting A's since Gymboree.
Pardon ama ben okula başladığımdan beri A alıyorum.
What girl'd dance with a guy who looks like he should still be in gymboree?
Hangi kız hala kreşte çocuğu görünüşlü biriyle dans etmek ister?
He killed himself for no reason... while I was at goddamn Gymboree with Tess.
Kendini sebepsiz yere öldürdü. Ben Tess'le birlikte çocuk giysileri satan bir mağazadaydım.
Where are they doing it, Gymboree?
- Gymboree'de yapıyorlar mı?
Then it's my turn to drive them to Gymboree.
Sonra onları spora götürme sırası bende.
A lifetime ban from Gymboree!
Hayat boyu Gymboree yasağı!
Gymboree is that way.
Gymboree bu yolda.
I don't come to Gymboree and knock the blocks out ofyourhand.
Gymboree * olup seni sıkmaya çalışmıyorum..!
Sure. You can drive your girlfriend to Gymboree.
Tabii, sevgilinle çocuk parkına gidersin herhalde.
The coffee bean and tea leaf or the Gymboree?
Kahve çekirdeğiyle çay yaprağı mı, yoksa çocuk mağazaları mı?
I'm gonna take Paula to gymboree.
Paula'yı oyun parkına götüreceğim.
Gymboree stuff and some mismatched mittens.
Bebeklik giysileriyle birkaç teki olmayan eldiven işte.
My wife was driving her to Gymboree and a Range Rover ran a red light.
Karımla beraber Gymboree'ye gidiyorlardı ve bir Range Rover kırmızıda geçmiş.
Joe was thrown out of the Gymboree.
Joe eğitim merkezinden atıldı.
Okay, you're gonna show up at the gymboree class with your hoochie dresses and a gun jammed into your purse, tote-full of marijuana, fuck strangers upside down, sideways, every which way, and a toddler wander in at 3 : 00 A.M.
Paçoz elbiselerinle çocuğu sabah kreşe bırakacaksın. Çantanda emanet, kafan bir dünya bütün gün yabancılara önden arkadan vereceksin.
I wanted to go do that thing with him where we go to a gymboree and we scream,
Onunla yapmak istediğim bir şey vardı. Bir anaokuluna gidip,...
I can't even walk past the Gymboree without getting all weepy.
Gözlerim dolmadan, Gymboree'nin önünden bile geçemiyorum.
Please. It was between a Gymboree and a Pottery Barn.
Çocuk giyim mağazasıyla mobilyacının arası orası, yapma.
Together we go to the Gymboree
Parka gideriz birlikte
It's not exactly a Gymboree.
Pek eğlenceli bir şeye benzemiyor.
It's at the same time as Joe's Gymboree, right next door.
Joe'nun yan taraftaki Gym-ırgıriye'siyle aynı saate denk geliyor.
Yeah, you know, Gymboree, Sunglass Hut...
Gymboree, Sunglass Hut mağazaları falan...
In case you hadn't noticed, it's like a damn Gymboree around here.
Ev, ev değil, çocuk parkı.