English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gyms

Gyms translate Turkish

112 parallel translation
I know some great gyms in the area.
Bu bölgede birkaç iyi spor salonu biliyorum.
Mark Spitz and Greg Louganis in Swim Gyms.
Yüzen Hafiyeler'de Mark Spitz'le Greg Luganis'i izleyebiliriz.
I wonder if any airlines have planes with gyms?
Hangi hava yolu uçağında spor salonu var merak ediyorum.
I just hate it when you plug the restaurants or the gyms.
Nefret ediyorum.
Hey, did they have gyms when you were young, or was it just a lot of jousting?
Sizin zamanınızda spor salonu var mıydı yoksa sadece mızrakla mı dövüşüyor muydunuz?
I felt sorry for guys packed into gyms, trying to look like how Calvin Klein or Tommy Hilfiger said they should.
Calvin Klein veya Tommy Hilfiger'ın söylediği gibi olmak için spor salonlarına tıkılıp kalan adamlara acıyordum.
His poster hangs on walls in remote Chinese villages they try to imitate his moves in small-town gyms everywhere.
Uzak Çin köylerinde posterleri duvarları süslüyor. Tüm kasaba spor salonlarında onun hareketlerini örnek alıyorlar.
You've got the wrong idea about gyms.
Jimnastik hakkında yanılıyorsun.
Kate, I am a healthy, married, male white engineer, who enjoys reading horror novels and eating chocolate ice cream, as well as climbing around psycho-jungle-gyms.
Kate, ben sağlıklı, evli, beyaz bir mühendisim. Korku romanları okumaktan ve çikolatalı dondurma yemekten hoşlanırım. Ve bir de çılgın yerlerde tırmanırım.
No lawyers. No phones. No gyms.
Ne avukat, ne telefon, ne de spor salonu.
The Gyms?
Gyms mi?
- I hate gyms.
- Spor salonlarını hiç sevmem.
High school teams are practicing in their gyms... uncertain when activities will resume... uncertain when their lives will return to normal.
Üniversite takımları, antrenmanlarını salonda yapıyorlar... aktivitelerin ne zaman devam edeceği belirsiz... yaşamlarının ne zaman normale döneceği belirsiz.
A lot of people like their gyms loud.
Bir çok insan salonlarını gürültülü sever.
I got 19 gyms a block away from my apartment.
Evimden bir blok ötede 19 tane spor salonu var.
And Frankie found out most gyms lose money.
Ve Frankie, spor salonlarının çoğunun zarar ettiğini anladı.
Gyms, reducing salons, public baths are permitted only in properties zoned b-two, b-three, b-four or b-five... all signed and sealed by a registered architect and engineer... floor framing plan, including the load criteria... hydronic piping and equipment layouts... six copies of your fire protection plan with emergency exits and sprinkler system... health department, since it's a physical culture and health service... a license from the State Athletic Commission, up on Calvert Street.
Jimnastik, zayıflama salonları, hamamlara sadece b-iki, b-üç, b-dört veya b-5 bölgelerinde izin verilir bütün hepsi resmi olarak bir mimar ve mühendis tarafından imzalanmış olacak zemin bölmelendirme planı, yük kriterleri de dahil kalorifer boruları ve ekipman genel planı yangın kurtarma planını, acil çık yerleri ve yangın söndürme sisteminin altı adet fotokopisi Sağlık Bakanlığı, vücut geliştirme ve sağlık yeri olduğundan Calvert Sokağındaki Spor Komisyonundan lisans çıkartılmalı.
On the bus, in our gyms.
Otobüste, salonda.
Pissed-off cops talk loud - at home, at the bars, at gyms, and to anyone who'll listen.
Öfkeli polisler daha yüksek sesle konuşur evde, barlarda, spor salonlarında dinleyen herkese anlatırlar.
Well, yes, Doug, but you still belong to three gyms that you never go to. Would it really be fair to them? See, that's the thing.
Evet Doug ama sen zaten hiç gitmediğin üç spor salonuna üyesin Onlara haksızlık etmiş olmaz mısın?
Opening those gyms wasn't just my dream, it was your mother's dream, too.
O spor salonlarını açmak sadece benim değil, annenin de hayaliydi.
I know you don't want to run those gyms to please me, but you might want to consider doing it for your mother.
O spor salonlarını beni memnun etmek için işletmeyeceğini biliyorum ama belki annen için yapmak istersin.
It doesn't matter how many new haircuts you get or gyms you join or how many glasses of chardonnay you drink with girlfriends. You still go to bed every night going over every detail and wonder what you did wrong or how you could have misunderstood.
Ne kadar saçlarını kestirirsen de veya yeni jimnastik salonlarına yazılsan da kız arkadaşlarınla kaç kadeh şarap içsen de her gece yatağına yattığında nerede yanlış yaptığına veya nasıl yanlış anlamış olabileceğine dair her detayı tek tek gözden geçiriyorsun.
Tell her she hasn't been hanging out at the right gyms.
Ona, doğru spor salonlarına takılmadığını söyle.
With my grades, if I don't get a scholarship - I'll end up cleaning gyms for a living.
Notlarım kötü ve basket bursu alamazsam hayatımı spor salonlarını temizlemekle kazanacağım.
Actually, the wife had a lover she was putting up in an apartment above one of her gyms.
Aslında kadının bir sevgilisi varmış. Salonlardan birinin üstündeki daireyi ayarlamış.
Well, gyms have nasty germs.
Spor salonlarında mikrop çoktur.
kids, back in 2007, it seems like everyone belonged to these silly things called gyms.
Çocuklar, 2007'de, herkes sanki şu spor salonu denen aptal şeye üye olmak istiyor gibiydi.
- Yeah? Yeah. Helping people set up their own private gyms and stuff.
İnsanlara kendi spor salonlarını açmalarına yardım ederim.
I've walked into a hundred enemy gyms, thousands of fans screaming at me, taunting me, I never flinched.
Yüzlerce rakip salonda maça çıktım, binlerce kişi aleyhime tezahürat yaptı, küfür ettiler, asla ürkmedim.
There weren't many Taekkyon gyms back then.
O zamanlar bu kadar çok Taekkyon salonu yoktu.
Actually, this video was shot at one of his gyms.
Aslında bu video da onun spor salonlarından birinde çekilmişti.
People in Britain like to keep fit by taking long walks and regular masturbation, whereas in America, people like to attend gyms, like this one.
Sosyete Bubbles De vere İngilteredeki en güzel kadındır, yapımcılarıyla Rio'ya lüks bir kaçamak yapıyor. Evet, işte başlıyoruz.
You know, it's those things that are in gyms. They're like big beach balls.
Bilirsin, böyle şeyler fitnes için çok lazım. onlar büyük plaj topları gibidir.
Gyms aren't exactly pristine.
Spor salonları her zaman temiz değildir.
last time I was at one of your gyms, I drank two of your banana bliss in a row.
Salonlarınızdan birinde geçen sefer peşpeşe iki tane muz kokteyli içtim.
When I look at the kids these days, I don't know why they have gyms in schools.
bu günlerde çocuklara baktığım zaman, neden bilmiyorum neden okullarında spor salonları var.
The problem is with gyms is it's hard for the - a
Spor salonlarının bütün sorunları işte bu, çünkü...
I e-mailed several boxing gyms in Europe.
Avrupa'daki çeşitli boks kulüplerine elektronik posta gönderdim.
And when we moved to Chicago, I saw one of the gyms.
Chicago'ya taşındığımızda, salonlardan birini gördüm.
What kind of gyms are in Fresno?
Fresno'da ne tür bir jimnastik salonu var ki.
From what I've witnessed, they only listen to music in gyms or nightclubs.
Gördüğüm kadarıyla sadece spor salonlarında ve gece kulüplerinde müzik dinliyorlar.
And you have a task force looking into pill pushers at local gyms, one of which...
Spor salonlarından ilaç satanları takip eden bir birimin var ve bunlardan biri...
The Warriors fight as a team, mostly taking on other gyms in the area.
Takım halinde kavga ediyorlar, çoğunlukla bölgedeki diğer spor salonlarıyla.
Do you know what annoys me in gyms?
Spor salonlarında beni sinir eden şey ne biliyor musunuz?
There's a dozen ABS gyms around here.
ABS'in bu çevrede bir düzineye yakın spor salonu var.
Organic produce, dry cleaning, gyms... all set up on monthly accounts.
Organik ürünler, kuru temizleme, spor salonları, hepsi aylık hesaba yazılmış.
We've got a possible lead in the husbands'gyms and health clubs.
Kocaların gittiği spor salonlarıyla ilgili bir ipucu var.
Um, the gyms found out about the massacre, so now they're giving me information on the locksmiths, and that's a whole other can of worms.
Spor salonları katliamı duydu, o yüzden çilingir bilgilerini vermeye başladılar. Bu da başka bir sorun.
He did work at all the gyms the husbands went to.
Kocaların gittiği tüm spor salonlarında çalışmış.
Randy, what gyms are good here?
Randy, buradaki hangi spor salonu iyidir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]