English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Haki

Haki translate Turkish

144 parallel translation
That's Colonel Haki.
Albay Haki.
Colonel Haki will see Mr. Howard Graham now!
Albay Haki bay Graham'i görecek.
Haki thought he'd fool the Nazis by getting me out of Turkey through the Black Sea.
Haki, beni Karadeniz'den geçirerek Nazileri atlatacağını düşünüyordu.
Colonel Haki told me he'd send you ahead to meet me in Batoumi.
Albay Haki bana demişti ki, Batum'da benimle buluşman için seni önden yollayacaktı.
Will you please radio Colonel Haki of the Turkish police in Istanbul...
Türk polisinden Albay Haki'ye telsizle ulaşır mısınız lütfen?
One of the things you do not know is that Colonel Haki considered it advisable to install one of his agents onboard this ship to watch over you.
Bilmediğin şeylerden bir tanesi şu... Albay Haki sana göz kulak olması için adamlarından birini gemiye yerleştirdi.
From Colonel Haki to you.
Albay Haki'den sana.
Tell him to tell Colonel Haki, H-A-K-I in Istanbul, that I'm in trouble.
Ona söyle, Albay Haki'ye desin ki H-A-K-İ, İstanbul'da başım belada.
Perhaps you've heard of him... Colonel Haki.
Belki ismini duymuşsunuzdur, Albay Haki.
Won't you please go down to the lobby and hold Colonel Haki there for a moment?
Lobiye inip Albay Haki'yi bir süre orada tutar mısınız?
Have you seen Colonel Haki anywhere?
- Albay Haki'yi gördünüz mü?
Colonel Haki?
- Albay Haki mi?
Colonel haki, could you tell me - i'm sorry.
- Hakkı Albayım, acaba? ~
Ah, there you are, mr. Leyden. I want you to meet my good friend colonel haki, who's an ardent reader of your books.
Bay Leyden, dostum Albay Hakkı ile tanışmanızı istiyorum.
Colonel haki.
- Madam, büyük zevk duydum. - Hakkı Albay.
Colonel haki, i have a rather strange request to make. Anything.
- Hakkı Albay, size tuhaf gelebilecek bir istek de bulunacağım.
Yes. You see, colonel haki, i'd love real characters for my stories.
Bakın Albayım, öykülerimde gerçek kişilikler olsun isterim.
Now, who, i wonder, is this colonel haki who seems so well-informed and so indiscreet?
- Hayır. - Bu Hakkı Albay kim? Konusunda çok bilgili ve ketum görünüyor.
Well, the first time i heard about dimitrios was in istanbul, from colonel haki.
- Sevdiğinize memnun oldum. Dimitrios'un adını ilk defa İstanbul'da Albay Hakkı'dan duydum.
Oh, my God, you're right.
Aman Tanrım, hakIısın.
Suspect was wearing tweed sport coat, khaki trousers, white shirt.
Şüpheli, kareli spor bir palto giyiyor, haki renk pantolonlu, beyaz gömlekli.
Blonde hair, blue eyes. Suspect was wearing tweed sport coat, khaki trousers, white shirt.
Şüpheli kareli spor bir palto giyiyor, haki renk pantolonlu, beyaz gömlekli.
- Uh, um, I'd like some khaki shirts, please.
- Haki renkli gömlek almak istiyordum.
- In khaki...
- Haki giyili...
After the lessons, the people had vestiz them to go to work, they were beiges e very seemed with fardas of the military.
İşe giderken bu giysiyi giymeniz bekleniyordu. Tamircilerin giydiği türden haki renkte bir elbiseydi.
A khaki safari...
Haki bir safari...
They left me with a pair of khaki pants and a golf cap!
Bir haki pantolanla golf şapkasından başka bir halt kalmamış!
Were you to do so, a million ghosts in olive drab... and brown khaki, in blue and gray... would rise from their white crosses... thundering those magic words :
Eğer sizler böyle bir şey yaparsanız... yeşil renkli asker giysileri kahverengi haki, mavi ve gri elbiseleriyle milyonlarca hayalet beyaz haçlarının altından... şu sihirli kelimeleri haykırarak kalkar :
Even my swaddling clothes were khaki.
Kundak takımım bile haki rengiydi.
You are aware that Lord Kitchener issued orders... that Boers caught wearing khaki were to be shot?
Lord Kitchener emirleri verdiğinde Boerlar'ın haki giyerken yakalanmalarının vurulmalarıyla sonuçlanacağını biliyor muydunuz?
Wear them khakis and get me a guitar, be the warden's new boy?
Bu senin motor ekibimde çalışacağın anlamına mı geliyor? Onları haki renk giydirin... ve bana bir gitar bulun... cezaevi müdürünün yeni çocuğu mu olacağım?
There was something in me then... that made me want to go to Harlem and teach ghetto kids.
Hayır, bence Sam hakIı. İçimde bir şey HarIem'deki getto çocukIarına öğretim yapmamı istedi.
It's khaki.
Sanki haki.
The man has a khaki face.
Haki bir yüzü vardı.
- A khaki eclipse. - I better go now.
Haki renkli ışık tutulması.
Very interesting ind...
Çok ilginç haki...
Oh, my. He was wearing a blue shirt and khaki pants.
Üzerinde mavi shirt ve haki pantolon vardı.
"Four pairs camouflage pants, three long-sleeve khaki shirts... three pairs of boots, four pairs green socks, three green T-shirts -"
"Dört çift kamuflaj pantolonu, üç tane uzun kollu haki renkli gömlek üç çift çizme, dört çift yeşil çorap, üç tane yeşil tişört- -"
Cushioned sole, O.D. Green.
Topuk yastığı, haki renk.
Dress shoes with khakis?
Haki renkte ayakkabı mı?
They had khaki uniforms on.
Haki üniforma giymişlerdi.
That was on the comeback of khaki.
Haki renk moda oldu diye koyduğunuz resimlerdi.
Mickey was right.
Mickey hakIıydı.
OK, you phone England, I'll talk to Faith, see if khaki trousers rings...
Sen İngiltere'yi ara. Ben Faith'le konuşayım. Bakalım haki pantolonlar...
You're not your fucking khakis.
Üzerindeki haki pantolon hiç değilsin.
Banana Republic ran out of khakis?
Banana Republic'te * hiç haki renk mi kalmamış?
Dead guy was wearing khakis, right?
Ölen adam haki giyiyordu, değil mi?
- Colonel Haki...
Albay Haki.
Good evening, colonel haki.
- İyi akşamlar, Albayım.
Ooh, colonel haki, how nice to see you.
- Hakkı Albay, sizi gördüğüme çok sevindim.
I think Michael's right.
Sanırım MichaeI hakIı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]