English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hakkim

Hakkim translate Turkish

38 parallel translation
I've no right to ask you, I know I haven't, but I do ask you.
Bunu istemeye hakkim yok, biliyorum, ama istiyorum.
- I think I got a right to talk.
- Konuºma hakkim var sanirim.
Look, I don't have any right to judge Col. Marston.
Albay Marston'i yargilamaya hakkim yok benim.
I can't be angry with you.
Sana kizmaya hakkim yok.
I've only got one debt in this world, and I don't like owing it to you.
Su dünyada bir tek can borcu hakkim var. Onu da sana vermek istemem.
I got a right to know.
Bilmeye hakkim var.
I'm due an even split.
Esit bir paya hakkim var.
She just won't settle for less... than she thinks she deserves.
"Bu benim hakkim" dediginden daha aziyla yetinmiyor, o kadar.
I've earned the right to do my own work.
Ben kendi yolumda giderim. Buna hakkim var!
I have a right to speak to my son.
Oglumla konusmak Benim hakkim,
I deserve to sit and watch a movie that isn't about someone having trouble saying "l love you"
Benim de evde oturup, seni seviyorum demekte zorlanan biriyle ilgili olmayan bir film izlemeye hakkim var.
I have a right to see him.
Onu görmeye hakkim var.
It is my right to be free!
Özgür olmak benim hakkim!
After everything i've done for this family, I think i'm entitled.
Bu aileye yaptiklarimdan sonra sanirim buna hakkim var.
It's too risky for me.
Parada hakkim yok. Çok riskli.
I have a leave coming up.
Benim izin hakkim var.
I'm not allowed to.
Buna hakkim yok.
I have got the right to know that. whatever you told me was right, anwar can`t avoid people getting hurt in blast. three people weren`t killed in blast..
bunlari bilmeye hakkim var her ne olursa olsun sen bana dogrulari söyledin Anwar insanlarin patlamada incinmemesi kacinilmaz patlamada 3 insan öldürülmedi bu dogru degil bu bir hikaye
I'm allowed to drink one cup of regular coffee.
Bir tas sade kahve icme hakkim var.
I am entitled to an opinion.
Ne dusundugumu soylemeye hakkim var.
I'll also get an extra-special vagina vote. So that's, uh, three votes for us, two votes for you guys.
Sirf bu yuzden bile, extra-super vajinal bir oy hakkim bulunuyor yani sizin anliyacaginiz 3 oy bizim icin, 2 oy sizin icin
I got a constitutional right not to get shot at a stoplight.
Bir stop lambasina ates etmemek hakkim var
Hey, don't I have a right to privacy?
Hey, ozel hayat hakkim yok mu?
I was technically on the deed, and in spite of what you stumbled on to between me and Conrad at the Southfork Inn, My ex-husband had no legal right to sell.
Teknik olarak burada benim de hakkim vardi ve Sousfork Inn'de Conrad ile bana rastlamana ragmen eski kocamin burayi satmaya hakki yoktu.
Well, I have a right to face my accuser.
Suçlayanla yüzlesme hakkim var.
Excuse can not say anything?
Pardon ama benim söz hakkim yok mu?
Don't you think I deserve to know?
Bunu bilmeyi hakkim oldugunu düsün müyor musun?
So, I have no choice in the matter?
Ne yani benim hicbir secme hakkim yok mu?
Have you met Mr. Hakkim?
Bay Hakkim'le tanıştınız mı?
I didn't think I had the right to live when my baby girl didn't.
Küçük kizim yasamazken benim yasamaya hakkim olmadigini düsündüm.
I'm entitled to rebut that laughable presumption.
Bu gülünç varsayimi çürütmeye hakkim var.
And you didn't tell me I get a meal per diem.
Günlük yemek hakkim oldugunu da söylemedin.
I can advertise, can't I?
Reklam verme hakkim var, degil mi?
Something told me I was right to be nervous.
! Sinirlenmek icin hakkim oldugunu saniyorum.
As is my right not to be nauseated.
Midesi bulanmamak da benim hakkim.
And I have no right to say to you what I'm gonna say, but I'm gonna do it anyway.
simdi sana soyleyecegim seyi soylemeye hakkim yok ama yine de soyleyecegim.
Dibs.
Benim hakkim.
It is my right to be free!
Özgür olmak benim hakkim! Lütfen Shivam, lütfen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]