Haleh translate Turkish
199 parallel translation
- I can read a calendar, Haleh.
Takvime bakabiliyorum, Haleh.
Haleh, hook up a 3.0 ET tube hub to a cath and bag him.
Haleh, 3.0'lık bir ET tüpünü bir katetere bağla.
- Haleh, what are you doing here?
Haleh, burada ne arıyorsun?
Hey, Haleh, pass the yams, please.
Haleh, patatesi uzatır mısın?
- l can read a calendar, Haleh.
Takvime bakabiliyorum, Haleh.
- Haleh, call up to the O.R. - l already called.
Haleh, ameliyathaneyi ara. Aradım.
- l'm having problems with Haleh.
Haleh'le sorunlarım var.
Haleh, get a cross-table C-spine.
Haleh, boyun yan grafi çek.
Haleh....
Haley...
Haleh, sorry.
Haleh, pardon.
Haleh.
Haleh.
Haleh, get a glucose.
Haleh, glikoz ver.
Haleh, I really try not to think about it too much.
Haleh, bunu fazla düşünmemeye çalışıyorum.
Haleh, call Cardiology.
Haleh, Kardiyoloji'yi ara.
- Haleh, cut off this bandage.
Haleh, şu bandajı çıkar.
Haleh, prep for a central line.
Haleh, ana hattı hazırla.
Haleh thought it would be good practice.
Haleh iyi egzersiz olacağını düşündü.
- Haleh, call up to the O.R.
Haleh, ameliyathaneyi ara.
- I'm having problems with Haleh.
Haleh'le sorunlarım var.
- Yes, Haleh, those would be generic.
- Evet Haleh, jenerik.
This is Haleh Adams.
Bu Haleh Adams.
- Thank you, Haleh.
- Sağ ol, Haleh.
Oh, thank you, Haleh.
Sağ ol, Haleh.
- Thanks, Haleh.
Sağ ol, Haleh. Rica ederim.
Haleh, could you tell those two hookers that their friend is doing fine?
Haleh, o iki fahişeye söyler misin, arkadaşları iyileşecek?
Haleh, get a 6.5 and prep for a crike just in case.
Haleh, 6.5'luk tüp. İğne için hazırlık yap, gerekebilir.
Haleh, lateral AP and oblique views, please.
Haleh, yan AP'nin ve meyilli kemiklerin röntgeni lütfen.
- Haleh, diet or regular?
- Haleh, diyet mi, normal mi?
Lily, Lydia, Haleh.
Lily, Lydia, Haleh.
Excellent, Haleh, you get three gold stars.
Mükemmel, Haleh. Sana üç yıldız.
Haleh, page Netzley.
Haleh, Netzley'yi ara.
Haleh, Lydia, what are you doing for the next couple of hours?
Haleh, Lydia, önümüzdeki birkaç saat ne yapacaksınız?
Haleh, do you think we can do a pelvic in the waiting room?
Bekleme salonunda pelvik muayene yapabilir miyiz?
- Haleh, let's get an echo.
- Haleh, eko testi yapalım.
- Who's covering Haleh's vacation?
- Haleh tatildeyken vardiyası kimde? 9'da geçici biri geliyor.
Haleh, is that ultrasound for the hypertensive patient... -... OB's been screaming at me about?
Haleh, doğumhanenin bana kızdığı hipertansiyon hastanın ültrasonu mu o?
Haleh, you get Benton for me, please.
Haleh, Benton'ı çağır lütfen.
Haleh, call Respiratory and tell them to get here.
Haleh, Solunum'u ara ve gelmelerini söyle.
Haleh, have you seen that cute guy from Harvard?
Haleh, Harvard'lı o hoş çocuk nerede?
Are you going to the party at the Jazz Note?
Partiye gidiyor musunuz? Haleh şarkı söyleyecek.
Haleh's singing. I'm a definite "I don't know."
Kesinlikle bilmiyorum.
I hear Haleh's really good.
Haleh çok iyiymiş.
- Haleh, page the O.R. Too.
- Haleh, ameliyathaneyi de ara.
- Haleh?
- Haleh?
- What's your gut say, Haleh?
- Sence ne Haleh?
Haleh, will you call Psych?
Psikiyatri'yi ara.
Thanks, Haleh.
Sağ ol Haleh.
Haleh, give me a trach kit.
Haleh, tüp aletini ver.
Haleh said Nathan's waking up.
Haleh, Nathan'ın uyandığını söyledi.
Haleh, help Angel out of here.
Haleh, Angel'ı çıkar.
Terry, this is Haleh.
Terry, bu Haleh.