English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Halfsies

Halfsies translate Turkish

47 parallel translation
- Don't worry about the money. - Orville and I are going halfsies on this.
Ve para için endişelenme çünkü bu işte Orville ve ben ortak olacağız.
No more going halfsies.
Paylaşmak yok.
I can go halfsies with him.
Onunla ortak olabilirim.
I'm not looking to go halfsies on it.
Hayatımı süslemeye çalışmıyorum.
- Halfsies. Half.
Yarısı.
Hey, can I go halfsies with ya?
Evet, evet. Yarı yarıya bölüşebilir miyiz?
No, no,'cause if it's somethin that blows up, I'll go halfsies.
Hayır yani eğer patlayacak bir şey ise ben de alayım diyorum.
That's what my son says, but when Mother's Day rolls around, guess who wants to go halfsies on a pasta pot for Enid?
Oğlum da aynısını söylüyor, ama anneler günü geldiğinde, tahmin et, Enid için alacağımız makarna tenceresinin parasını kim paylaşmak istiyor?
Before we do anything, I think that it's only fair that half of whatever is in this box goes to my best friend, Hector Zeroni. Aw... you want to go halfsies? Well...
Bir şey yapmadan önce, sanırım kutuda ne varsa yarısını Hector Zeroni'ye vermek, yapılacak en adil şey olacaktır.
- No need going halfsies with him too.
- Bir de onunla bölüşmeyelim. - Haklısın.
I upgraded us, and I'm going to go halfsies on it'cause I love it also.
Yeni bağlattım ve yarı parasını ödeyeceğim... çünkü ben de çok seviyorum.
You're going halfsies with me.
Hepsinin yarısını sen ödeyeceksin.
I figure we could go halfsies on a gravy boat.
Ben de bir fincanı alman usulü ödeyebiliriz diye düşündüm.
Let me get this straight. We're going halfsies?
Bakalım anlamış mıyım.
Halfsies it is.
Yarı yarıya mı yapıyoruz?
We'll go halfsies on it, don't worry.
Evet, onu ayarlarız merak etme.
l know we didn't have time for breakfast so wanna go halfsies?
Kahvaltı yapamadığımızı biliyorum bu yüzden bölüşmek ister misin?
Oh, you want to go halfsies with me on that cookie?
O kurabiyenin yarısını yiyebilir miyim?
Do you want to go halfsies on a P.B. and J?
Fındık ezmeli, reçelli sandviçimin yarısını ister misin?
So, you want to go halfsies on his present?
Hediyeyi paylaşmak ister misin?
Unless you're planning on taking out the fence over there and asking the neighbors to go in halfsies with you, it's not going to fit.
Şuradaki çitleri kaldırıp da komşunuzun alanından kullanmadığınız sürece buraya sığması imkânsız.
- Seriously, I thought you said you and tiffany Were going halfsies on all your stuff.
- Cidden, Tiffany ile eşyaları yarı yarıya paylaştık dediğini sanıyordum.
But I'm open to better ideas. We can go halfsies.
Bence gayet zarif bir plan ama daha iyi bir fikrin varsa dinliyorum.
Go halfsies on all the souls of Purgatory - - He fill you in on that? Well, yes, yes.
Purgatory'deki ruhların yarısı için sana bunu da söyledi mi?
You wanna halfsies, Caitlin?
- Sen... Yarısını ister misin Caitlin?
- Halfsies?
- İkiye bölsek?
You know we still go halfsies on everything?
Bizim hala her şeyi yarım yarım paylaştığımızı biliyor muydun?
Mike's not interested, but we can go halfsies.
Mike ilgilenmiyor. Evlere götürürsün.
Fine, but we're going halfsies on the corsage.
Tamam ama çiçek parasını bölüşeceğiz tamam mı?
I'm not going halfsies, so please disappear the way that you did last time.
Yarı yarıya bölüşmem. O yüzden geçen sefer yaptığın gibi ; kaybol!
Look, I don't know who sent you here but I'm not going halfsies with anyone.
Seni kim gönderdi bilmem ama kimseyle paramı paylaşmam. Bu benim işim.
We could have just gone halfsies.
Kardeş payı yapabilirdik oysa.
"Leonard, want to go halfsies on a steamer?"
"Leonard, para bölüşüp buharlayıcı alalım mı?"
The only chance for a love life I have now is going halfsies on a hooker with Han.
Aşk hayatım için elimde olan tek şans Han'la bir fahişeyi yarı yarıya kırışmak.
Uh, want to go halfsies on a pizza?
Pizzayı bölüşelim mi?
Fine, but let's go halfsies.
Sende durum nedir? İyiyiz, ama ortak hediye alalım.
Do you want to go halfsies on a $ 200 squirt gun?
200 dolarlık bir su tabancasına yarı yarıya girelim mi?
I went halfsies on the poop.
Kakayı da yarı yarıya paylaştık.
But about that coffeemaker, what if go halfsies with you?
Ama kahve makinesini yarı yarıya paylaşsak?
We can't afford to go halfsies.
Yarısına gücümüz yetmez.
Ooh, halfsies.
Paylaşalım.
- Yeah, we went halfsies on a breast pump.
Aynen, süt için göğüs pompası almaya gitmiştik.
We'll go halfsies.
Yarı yarıya paylaşabiliriz.
But maybe Sue an go halfsies with you on her kidney.
Ama belki Sue böbreklerinden birinin yarısını sana verir.
So, do you want to go halfsies?
Yarısını yer misin?
- I'll go halfsies on a gift.
Hediyenin yarısını çekerim.
Well, how about we go halfsies?
- Aramızda kalsa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]