English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hallucinating

Hallucinating translate Turkish

737 parallel translation
I thought I was hallucinating...
Şey...
When Lydia is hallucinating, she is basically exposed to the whole supernatural world of beacon hills.
Lydia hayal görürken bütün Beacon Hills'in doğaüstülüğüne maruz kalıyor.
Everyone's hallucinating lately.
Herkes bu günlerde bir şeyler görüyor.
- Sandra who? You're hallucinating.
Boşver Sandra'yı, onu kim tanıyor ki!
- Hallucinations, dementia. - I wasn't hallucinating, Owen.
Bu biraz büyük bir lokma oldu.
He's hallucinating.
O hayaller görüyor.
Are you saying I'm hallucinating?
Ben gerzek miyim yani? - Özür dilerim ama... - Bırak şimdi özür dilemeyi.
Nevada's hallucinating that I double-crossed him?
Nevada, ona ihanet ettiğim şeklinde bir halisünasyon mu görüyor?
It is hallucinating.
Halüsünasyon olmalı!
But am I hallucinating?
Halüsinasyon mu görüyorum?
- You were hallucinating.
- Halüsinasyon görüyordun.
We're hallucinating.
Cruchot, sanırım hayal görmeye başladık.
We're hallucinating.
İkimiz de hayal gördük.
- You were hallucinating again. - Yes.
- Yine halüsinasyon görüyordun.
- I am not hallucinating!
- Hayal görmedim!
You werert hallucinating, Mr. Mead.
Halüsilasyon görmüyordunuz, Bay Mead.
You're hallucinating again.
Yine halüsilasyon görüyorsun.
He says, "You're hallucinating."
Bana : "Halüsilasyon görüyorsun." dedi.
I figure he's right, I'm hallucinating.
Haklı da olabilir tabii.
I must be hallucinating!
Hayal görüyorum galiba.
Some sort of hallucinating mescaline I guess.
Halisünasyonlara sebep olan bir çeşit uyuşturucu sanırım.
You're hallucinating!
Sen hayal görüyorsun!
Am I hallucinating all of this?
Bunların hepsi hayal mi, yani?
- I'm hallucinating.
- Hayal gördüm, efendim.
He's hallucinating.
Halüsinasyonlar görüyor.
Recently arrived from Hamburg's seedy harbors she's the sensuality itself she is the dream and the love... in a hallucinating nude show Ursula Hoffmann! "
Hamburg'un köhne limanlarından kopup gelen erotizmin doruklarında gezinen herkesin hayallerini süsleyen büyüleyici nü şovuyla karşınızda... Ursula Hoffmann!
He called me over just now and I think he was hallucinating.
Evveliyatında beni aradı. Sanırım halüsinasyon görüyordu.
He said you were hallucinating, or something.
Halüsinasyon mu ne gördüğünü söyledi.
I'm hallucinating.
Halüsinasyon görüyorum.
When I came out of Findhorn, I was hallucinating nonstop.
Findhorn'a geldiğimde devamlı halüsinasyonlar görüyordum.
I've got to be hallucinating.
Halüsinasyon görüyor olmalıyım.
- Isn't it possible she was hallucinating?
- Halüsinasyon görmüş olamaz mı?
Am I hallucinating?
Hayal mi görüyorum?
You're hallucinating. Get outta here and have a good time. Go on.
Hadi ama sen hayal görüyorsun galiba.Çık buradan ve eğlenmene bak.Güle güle.
- No, I've been hallucinating for a while...
O zamandan beri görüyorum...
Have you been hallucinating lately?
Son zamanlarda halüsinasyon gördün mü?
I've gotta be hallucinating now, right?
Halüsinasyon görüyor olmalıyım? Yani...
I'm just hallucinating.
Halisünasyon görüyorum.
I must be hallucinating.
Halüsinasyon görüyorum galiba.
You're hallucinating!
Hayal görüyorsun!
- You're hallucinating.
- Hayal görüyorsun.
Anna, I've been here so long I'm hallucinating.
Anna, burada o kadar çok kaldım ki, hayal görüyorum.
He's hallucinating.
Sanrılar görüyor.
Was hallucinating.
Görüyordu.
We're all hallucinating.
Hepimiz halüsinasyon gördük.
- I must be hallucinating.
- Hayal görüyor olmalıyım.
Agnes, I was not hallucinating.
Agnes, sanrı görmüyordum.
- The Sheliak weren't hallucinating.
- Sheliaklar hayal görmüyormuş.
He's hallucinating badly.
Kötü bir halüsinasyon görüyor.
You were hallucinating pretty bad that night.
O gece epey kötü hayaI görüyordun.
Aagghh! Hey, guys. I must be hallucinating.
- Selam millet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]