English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hallways

Hallways translate Turkish

357 parallel translation
You only have access to the hallways tonight.
Sana evde dolaşma izni vermedim. İstiyorsan gel bir de banyomu kullan!
We always seem to be colliding in hallways, don't we?
Holde devamlı tokuşuyor gibiyiz öyle değil mi?
I was dodging drunks in dark hallways... praying I could get away from the stench of the ghetto... so I could be somebody, not just another nigger in the streets.
Gettonun pisliğinden dua ederek kurtuldum. Böylece biri olabiliyordum. Sokaktaki herhangi bir zenciden farklı biri.
I tell you, the Black Knight is alive... ... and roaming through the hallways.
Söylüyorum, Kara Şövalye yaşıyor ve koridorlarda dolaşıyor.
Look in the park or in the hallways.
Parka ve koridorlara göz atın.
- I saw the hallways.
- Koridorları gördüm.
I hear mysterious door-openers and slammers in the hallways, and having showers every night.
Koridorlarda açılıp kapanan gizemli kapılar duyuyorum, bir de her gece duş alanlar var.
It was you who caressed me in the hallways.
Geçitlerde, bina girişlerinde beni kucaklayan, okşayan sendin.
They never sold off the hallways.
Onlar asla boşaltmazdı.
Hallways, made for running.
Ama koridorlar koşu için tasarlanmıştır.
Daddy, I know. No talking in the hallways.
Baba biliyorum.Hayır.koridorlar konuşuyor.
It's free, and you don't get raped in the hallways.
Ortam serbest, koridorda ırzına geçmiyorlar.
Or lawyers wearing $ 400 suits, who come up to cops in hallways and say :
Sonra da 400 dolarlık takımlarla ortalıkta salınan avukatlar, polislere sokulup, şöyle derler :
Excuse me, Colonel, but I can't keep an eye on Mrs. Beaumont, on the presidential whore and the five miles of hallways at the Intercontinental at the same time.
Affedersiniz Albay, ama aynı anda Bayan Beaumont'u, ve 5 millik Intercontinental koridorlarında, başkanlık fahişesini gözetleyemem.
and wander dark hallways alone and tormented.
yalnız ve acı içinde dolaşırdı karanlık koridorları.
As far as being concerned about what's gonna happen when you and I walk down the hallways of school, you can forget it,'cause it's never gonna happen.
Koridorda birlikte yürümemiz hakkında endişelenmeyi unut. Bu asla olmayacak.
Hey, what are we? Just people that pass in the hallways?
Neyiz biz, yalnızca aynı koridordan geçen insanlar mı?
Now, look, every student we leave in the hallways, every student we leave in an alley every student we leave roaming around the parking lot is another brick off the foundation of this school.
Bakın, koridorlarda bıraktığımız her öğrenci... sokağa attığımız her öğrenci... otoparkta dolanan her öğrenci... bu okulun temelinden eksilen bir tuğladır.
- hallways, I swear I'll always be proud of what I am.
Her zaman olduğum hâlden gurur duyacağım.
We managed to find this in the games room and the hallways.
Oyun odaları ve koridorlardan bunları aşırmayı başardık.
" Windswept hallways in my heart
" Rüzgarlı koridorlar kalbimde
Sleeping in the hallways.
Koridorda uyunur mu?
I've eaten rolls off of room-service trays in hotel hallways.
Otel koridorlarında oda servisi tepsilerinde bırakılmış ekmekleri bile yedim.
I saw a rug, flowers, clean hallways... things that I didn't see in an ordinary school.
Normal okullarda görmediğim halı, çiçekler... temiz salonları burada gördüm.
'You've led another unsuspecting innocent'down one of your dark, Freudian hallways.'
Frasier, bu adam bizim Daphne'mize asılıyor. Buna nasıl katlanıyor?
I may have one foot in the grave, but I can't fly down hallways spreading amore.
Zaten bir ayağım çukurda, bu yaştan sonra da kimseye saldıramam.
We will flourish on the land, in the homes, in the hallways and classrooms, the playgrounds, until the unbelievers feel our wrath, our fury, as we triumph over them, scorching the earth from within.
Bizler toprakta, evlerde, koridorlarda ve dershanelerde, oyun sahalarında serpileceğiz, ta ki imansızlar gazabımızı ve şiddetimizi hissedene kadar, onlar üzerinde galebe gelirken, dünyayı içinden kavuracağız.
These last few weeks there's been no smoking in the bathrooms, no fighting in the hallways, no drugs, no knives...
Şu son haftalarda, banyolarda hiç sigara içilmedi, koridorlarda hiç kavga olmadı, uyuşturucu olmadı, bıçak olmadı...
But nowhere is it hotter right now than in the hallways of NASA... where officials are still trying to explain... what happened yesterday to that atmospheric satellite... that blew up just 32 seconds after launch.
Ama şu anda hiçbir yer, NASA'nın büroları kadar sıcak değil. Yetkililer hâlâ, dünkü fırlatılışından 32 saniye sonra infilak eden uyduya ne olduğunu bulmaya çalışıyorlar.
We got wounded backed up into the hallways and more coming in.
Hafif yaralıları koridorlara taşıdık ama gelmeye devam ediyorlar.
THE OTHER DAY, I WATCHED ABE WALK THESE HALLWAYS, PATTING STRANGERS ON THE BACK,
Geçen gün koridorda yürürken Abe'i izledim yabancıların sırtlarını sıvazlamasını Kanton lehçesini kusursuz konuşmasını ve ne diledim biliyor musun?
They even avoid him in the hallways.
Koridorda bile onu görmezden geliyorlar.
No riding bikes in the hallways, stupid!
Koridorda bisiklet sürülmez aptal!
... located in the main hallways. Please, stay calm!
... ünitelerine ilerlesin.
I'm running through hallways and there are all these rooms.
Köridorlardan kosarak geçiyorum. Hep odalar var.
27 cameras cover the hallways of the White House.
Beyaz Sarayda 27 kamera var.
You know, I've been dancing down these hallways a long time.
Uzun zamandan beridir bu binanın içerisindeyim.
- Move all patients into the hallways.
- Bütün hastaları koridora çıkarın.
I'm p-p-patrolling the hallways.
Ben, devriye geziyorum. Ben babayım.
Go in peace, and don't run in the hallways.
Güle güle. Koridorlarda koşmayın.
Such as hallways.
Koridor gibi.
I mean, I don't mind. Every time I walk down the hallways, " Where you going?
Ama ne zaman koridorda yürüsem, nereye gidiyorsun diye soruyorlar.
We would get under our desks and stay there until we were told to come out or, in some cases, in some of the classrooms we had coat-rooms off to the side of each classroom and we'd walk through and we'd get our coat and we'd go out into the hallways and we would literally duck down facing against the wall.
Sıralarımızın altına giriyorduk ve dışarı çıkmamız söylenene dek orada kalıyorduk ya da bazı durumlarda kimi sınıflarımızda her sınıfın yanında vestiyer bölümlerimiz vardı oradan geçer montumuzu alır ve çıkıp koridora geçer kelimenin tam anlamıyla yüzümüz duvara dönük vaziyette çömelirdik.
I heard stuff in the courthouse hallways. That's all.
Adliye sarayının koridorlarında dedikodular duyuyordum, hepsi bu.
Replicators to feed and clothe you holotechnology to cater to every whim, hallways filled with women.
Sentezleyiciler sayesinde, beslenip elbiselere sahip olabilir, sanal güverte teknolojisi sayesinde de her yeri kadınlar ile doldurabilirsin.
All common areas, hallways, stoops, rooftops shall remain free of clutter -
Tüm ortak alanlara, koridorlara, eşiklere, çatıya bir şey konulmamalı. "
I'm sure you've... you've heard some of the rumours... circulating around the hallways... about how we're going to do a little "housecleaning..." with some software people.
Eminim yazılımcı ekibinde yapacağımız ufak... temizlik hakkında koridorlarda dolaşan... dedikodular senin de... kulağına gelmiştir.
I just can't imagine walking down those hallways and not hearing that... off-key, nails-on-blackboard violin music.
Koridorlarda kara tahtaya tırnak sürtüyormuşçasına çıkan keman seslerini duymadan yürüyebileceğimi sanmıyorum.
You think you see people walkin'around those hallways?
Koridorlarda insanların yürüdüğünü gördüğünü sanıyorsun?
- ( nerds ) Hallways.
- Her zaman.
Broken windows and empty hallways
Merhaba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]