Handicapped translate Turkish
804 parallel translation
The government helps the handicapped
Devlet engellilere yardımcı olur
The Department of Justice is handicapped.
Adalet Bakanlığının eli kolu bağlı durumda.
People aren't charitable when employing the handicapped.
Senin gibi özürlü biri için iş bulmak daha da zor olmalı.
Its development was not handicapped by emotional or sexual factors.
Gelişimi duygular ve cinsel faktörlerle sekteye uğratılmamış olmalı.
I hope we have some of them left... when we return with our next play, because... we'd be somewhat handicapped without actors.
Umarım bir dahaki oyunu bitirip döndüğümüzde hâlâ birkaçı elimizde kalır zira onlarsız kolumuz kanadımız kırılmış gibi oluruz.
I didn't wish to be handicapped by such a name, so I changed it.
Böyle bir isimden dolayı zorluk yaşamamak adına ismimi değiştirdim.
Or I suppose when I testify against you, I'd be handicapped with a broken jaw.
Aleyhinize tanıklık yapma zamanı geldiğinde de çenemi kırıp susturacaksınız, öyle değil mi?
- You're handicapped?
- Bu sizi engelliyor mu?
Ended up in Central America... where he blew up a clinic for retards and handicapped people, killing dozens.
Merkez Amerika'da bitti zihinsel ve bedensel engelliler için olan bir kliniği patlattı. Düzinelercesini öldürdü.
"Bombed a clinic for the handicapped and the mentally retarded"?
Engelli ve ruhsal bozukluların kliniğini bombalamış.
I'm handicapped these days by illness.
Son günlerde mahkemeye gidemiyorum.
She's handicapped.
Bir handikapı var.
Why, he built our hospital. He built the orthopedic medical center and sponsors it all by himself. And it's open to all handicapped children with no racial or religious barriers.
Hastaneyi, ortopedi merkezini yaptırdı ve hiçbir din veya ırk ayrımı gözetmeden tüm engelli çocukların masraflarını karşılıyor.
Handicapped children?
Engelli çocuklar mı?
When you grow up, don't make fun of handicapped people.
Büyüdüğün zaman sakat insanlarla dalga geçme.
That all the money from the insurance, over and above medical expenses is going into the Harry Hinkle Foundation to help the handicapped.
Sigorta şirketinden alacağı paranın, tedavi masrafları da dahil..... olmak üzere Harry Hinkle Özürlülere Destek Fonu'na aktarılacağını açıklayacak.
- Shouldn't "handicapped" have two p's? - Two p's?
Özürlünün yazılışı doğru mu?
What's all this about you helping the handicapped?
Nedir bu özürlülere yardım hikayesi?
That all the money from the insurance, over and above medical expenses is going into the Harry Hinkle Foundation to help the handicapped.
Sigorta şirketinden alacağı paranın, tedavi masrafları da..... dahil olmak üzere Harry Hinkle Özürlülere Destek Fonu'na aktarılacağını açıklayacak.
I see, mentally handicapped.
Anlıyorum, zihinsel özürlü.
Is your son handicapped in any way?
Oğlunuz herhangi bir şekilde engelli mi?
" Farmer, man of few words... seeks to wed Roman Catholic, even if physically handicapped.
" Katolik kadın arayan sessiz çiftçi, fiziksel özürlü de olabilir.
- You're no good use if handicapped.
- Sakat halinle bir işe yaramazsın.
And now you're getting your jollies tormenting the handicapped!
Ve şimdi de aptalca işkencelerinle çok oluyorsun!
Please order whatever you desire Although he is handicapped... he is quick and diligent
Masanız temizlendiğine göre, siparişlerinizi alabilirim belki tek bir kolu var ama işini çok iyi yapabiliyor, gördünüz mü?
What is it? Be Kind to the Handicapped Week, or something?
Nedir bu özürlülere yardım haftası filan mı?
Florence Baker refuses to help the handicapped.
Florence Baker, engelliye yardım etmeyi reddediyor.
Are we spending enough care and money on the mentally sick and the mentally handicapped?
Zihinsel rahatsız veya özürlülerle yeterince ilgileniyor ve yeterince bütçe ayırıyor muyuz?
Well, who in hell handicapped this owlhead as a favourite?
Peki nasıl oldu da bu baykuş kafalı yarışın favorisi oldu?
Due to the syphilis infection the baby could be born... - How to say... handicapped. - Handicapped?
Frengi yüzünden bebekte nasıl söylesem...
Compared to him... there are many who deserve to be handicapped!
aslında... sakat kalması gereken o kadar çok kişi var ki!
We're all handicapped.
Hepimiz sakatlandık
Both are handicapped too, but one... on the left and other on the right.
İkiside engellidir, ama biri... sol tarafından ve diğeri sağdan.
You guys are so good, it wouldn't be fair unless you bowled handicapped.
Sizler çok iyisiniz Bu çok adil olmaz.
Mentally handicapped!
Zihinsel özürlü!
I've got a good story about handicapped children.
Özürlü çocuklarla ilgili çok iyi bir hikayem var.
Handicapped children?
Özürlü çocuklar mı?
We employ veterans and the handicapped.
Eski askerleri ve özürlüleri işe alırız.
He doesn't look handicapped, though.
Sakat gibi durmuyor değil mi?
Has he always been handicapped?
Hep sakat mıydı böyle?
Yes, my Glaude, they didn't hesitate to hit a handicapped man...
Evet dostum, kambur bir adama vurmaktan hiç çekinmediler.
You're quite healthy given that... One of your legs was handicapped
Ayaklarından biri sakat olmasına rağmen... oldukça sağlıklı bir durumdasın!
Works with handicapped kids every afternoon.
Her gün sakat çocuklarla ilgileniyor.
Mr. Gaines is worried about you, handicapped, living in this wreck of a place.
Bay Gaines sizin bu harabede yaşamanızdan endişe ediyor.
We appreciate his concern, but you can tell Mr. Gaines that these "handicapped"... are getting along just fine.
İlgisine teşekkür ederiz ama Bay Gaines'e bu harabenin gayet iyiye gittiğini söyleyebilirsiniz.
What did you people do, run a farm for handicapped animals?
Çiftlikte yaptığınız neydi, hayvanları yakalamak için koşturup durmak mı?
I got hit, did chores, learned all about handicapped animals.
Dayak yedim, ev işleri yaptım, hayvan yakalamakla ilgili her şeyi öğrendim.
The handicapped harassing you again?
Sakatlar sizi yine rahatsız mı ediyor?
I want to work with handicapped children.
Özürlü çocuklarla ilgili bir işte çalışmak istiyorum.
Oh, they had to hire the handicapped to shape up their employment practices to get this defense contract.
Özürlülere öncelik tanınıyordu. Dolayısıyla, - sözleşmeyi benimle yaptılar.
Yes indeed, so you're making a connection between the man who hit someone down that evening and the count? The count is handicapped.
Yani adamı yere indiren kişiyle Kont'un aynı kişi olduğunu düşünüyorsunuz.