English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hanger

Hanger translate Turkish

333 parallel translation
I don't want to be a crepe hanger, but in your weakened condition, you're subject to all sorts of maladies.
Kötüyü düşünmüş gibi olmayayım ama böyle güçsüz durumdayken, her türlü hastalıkla karşı karşıyasınız.
The King, sir, hath wagered with him six Barbary horses, against the which he has imponed, as I take it, six French rapiers and poniards, with their assigns as girdle, hanger and so.
- Kralımız, kendisiyle altı Arap atına bahse girdi, efendimiz. Buna karşılık Leartes de kını, kayışı ve bütün takım taklavatıyla altı Fransız kılıcı ve altı hançer koyuyor ortaya.
Sir, where are my bag and his hanger?
Bayım, onun askısı ve çantam nerede?
- Six ball's a hanger.
- Altı top askıda.
All my life i've been waiting for this, it's... it's a pocket hanger.
Çok uzun zaman. Gitmeme izin vermelisin. Hayır.
They're for the paper-hanger.
Duvar kağıdı ustası için.
- Will you bring me a hanger? - What?
- Bana bir askı verir misin?
A hanger.
- Askı.
That bitch wouldn't smile with a coat hanger in her mouth.
Bu kaltak, ağzındaki elbise askısıyla, asla gülümdeyemez.
Anybody here good with a coat hanger?
Elbise askısıyla arası iyi olan var mı?
And then... he took this... string... and he put it in his mouth, and... with his other hand... he picked up this... coat hanger, this wooden coat hanger... and he...
Ve sonra... Bir yular... aldı... ve onu ağzına geçirdi, ve... diğer eline... bir... elbise askısı, ahşap bir elbise askısı aldı... ve sonra....
Under that beech hanger. With a great hall and no smell of death or disease.
Şu kayın ağacının altında... büyük bir koridoru var ve ölüm yada hastalık kokusu yok.
There's no need to, you should know that being a hanger-on isn't easy, you have to risk your life.
Gerek yok Tanışmaya! Tanıyıpta ne olacak? Etrafta takılmanın kolay olmadığını anlamalısın canını tehlikeye atıyorsun
I thought there's only one purpose to be a hanger-on, that is, do dirty work after accepting money.
Burada takılmalarının tek bir sebebi olmalı, Yani ; para karşılığı bazı kirli işleri hallediyor olmalılar
It's called the Hanger Rose.
Çengelli gül diyorlar ona.
Put your jacket on the hanger, you'll be more comfortable.
Ceketinizi çıkartın, daha rahat edersiniz.
I didn't have the time to put him on a hanger.
Onu askılığa koyacak zamanım olmadı.
They're trying to gain entry with a coat hanger and a Phillips screwdriver.
Çünkü beni çalmak için elbise askısı ve yıldız tornavida kullanıyorlar.
He used a coat hanger to get his family out.
Ailesini çıkartmak için elbise askısı kullanmış.
anybody have a coat hanger?
- Bakın birinizin askısı var mı?
You know, Max, I think it's about time that you started learning the hanger business and stopped wasting time with the camera.
Bence artık askı işini öğrenmelisin. Kamerayla vakit geçirme.
What, do you think I knew I was gonna be in the hanger business? The rest is history.
Hepsi birbirini kovaladı.
"This gold hanger honours your sale of one million hangers to the Holiday Inn."
Bu ödül Holiday lnn'e sattığı bir milyonuncu... - askının şerefine verilmiştir.
You know what that means, 500, 000 hangers a day at 4 cents a hanger?
Bunun anlamını biliyor musun? Günde 500 bin askı.
Well, I could put you on the line at the hanger factory.
- Seni askı fabrikasına da alabilirim.
And you can keep your hanger factories, and you can keep your credit cards and everything else.
Askı fabrikan da senin olabilir. Kredi kartların, diğer şeylerin de. - Buna sorumluluk denir amigo.
Mom's favorite hanger-on!
Anasının kuzusu.
Mom's favorite hanger-on?
Anasının kuzusu.
Mom's hanger-on!
Ana kuzusu!
Her hanger-on, I followed wherever she went.
Ana kuzusu ben de o nereye giderse peşinden gidiyordum.
What a fabulous idea! Love hanger.
- Askıyı severim, askıyı severim.
I got a coat hanger you can use.
Bu iş için kullanabileceğiniz bir elbise askım vardı.
There is not even a dress hanger in the dump.
Aptal yerde elbise askısı bile yok.
Doing this using a coat hanger on women.
Böyle yaparak kadınlarda askılık kullanarak.
It makes a hearty base for soup. Well, then, I'll get the hanger, and a little piece of gum, and a-hunting we will go.
ve eminim çoraplarını aynı zamanda gözden kaybolmuştur, ve idea ederim ki, eşleri hiçbir şey bilmiyorlardır.
God, this hanger's ugly.
Tanrım, bu askı çok çirkin.
And if she does she doesn't give them back with the hanger.
Verse bile askısıyla vermez.
It denies any knowledge, but in the hanger a coat is equal to what you.
Bir şey bildiğini inkar ediyor tabi ki. Ancak Madam Carrington'ın öldüğü sırada giydiği paltonun kopyası askıda asılıyordu.
- Your hanger? - Yeah.
- Senin askın mı?
No prints on the hanger, and he didn't leave anything traceable.
Askıda hiç iz yok ve adam izi sürülebilir hiçbir şey bırakmamış.
Now, take the clothes off the hanger pole.
Şimdi askıdaki kıyafetleri al.
Now lift out the hanger pole and look inside.
Şimdi askı borusunu çıkar ve içine bak.
Now replace the hanger pole, and leave everything exactly as you found it.
Askı borusunu yerine koy ve her şeyi gördüğün gibi bırak.
You look like you slept with a hanger in your mouth.
Ağzında askıyla yatmış gibisin.
Do you want box or hanger?
Kutu mu istersin, askı mı?
He whups him with a coat hanger, a wire coat hanger.
O, o kamçı, onları kamçılıyor, bir, bir askıyla, tel askıyla.
You're a hanger-on.
Siz bir asalaksınız.
His son was playing with a hanger.
Oğlu askıyla oynuyormuş.
You're just a hanger-on.
Siz bir asalaksınız.
Love hanger. Ahh! It's the only way animal ever sleeps, ma'am. [Laughter]
Animal'in uyumasını sağlayan tek yol bu oldu, bayan.
It's gorgeous even on the hanger.
40 beden.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]