Happily married translate Turkish
515 parallel translation
You're supposed to be happily married.
Bunun mutlu bir evlilik olması gerek.
I'm happily married.
Evliliğim mutlu.
You see, we're a happily married couple... and must never forget that.
Biz mutlu bir evliliği olan bir çiftiz ve bunu asla unutmamalıyız.
I'm a happily married woman - or, rather, I was until a few weeks ago.
Ben mutlu bir evliliği olan bir kadınım daha doğrusu, birkaç hafta öncesine kadar öyleydim.
tell him if you invited me to the house and saw how happily married you were... the horrid passion I have for you might be torn out of me.
Ona deki beni eve davet edip ne kadar mutlu olduğunuzu gösterirsen sana olan deli tutkumdan belki kurtulabilirim.
And I've been happily married for 26 years.
Belki bilmek istersiniz... 26 yıllık mutlu bir evliliğim var.
Like some other people we both know, I'm not very happily married.
Bazı ortak tanıdıklarımız gibi, ben de mutsuz bir evlilik yaptım.
And they look forward to many years of happily married life.
Uzun yıllar mutlu bir evlilik sürdürmeyi umuyorlar.
Happily married.
Mutlu bir evliliğim var.
If I was happily married to a girl like you, I wouldn't leave you alone nights.
Eğer senin gibi kadınla mutlu bir evliliğim olsaydı, seni geceleri yalnız bırakmazdım.
Do you know anybody that's happily married that hasn't got plenty of it?
Meteliksiz biriyle evli olduğu için mutlu olan birini tanıyor musun?
But a father's life can't be successful if his children are not happily married.
Ama bir babanın çocuğu mutlu bir evlilik yapmamışsa baba hayatında muvaffak olamamış demektir.
If you were happily married there could be no danger, and if you weren't, it could make no difference.
Mutlu bir evliliğin varsa, bir tehlike olamaz eğer yoksa, birşey farkettirmez.
Carmina is happily married.
Carmina mutlu mesut evlendi.
I'm a happily married man.
Ben mutlu bir evli adamım.
Gustaf Meyerheim, happily married for seven years suddenly... " Seven years!
Yedi yıldır mutluca evli olan Gustaf Meyerheim birden... " Yedi yıl!
You seem to forget that I'm happily married to Sissi and can't even imagine a life without her.
Sissiyle mutlu bir evliliğimiz olduğunu onsuz bir hayat düşünemediği unutuyorsun.
They're very happily married.
Şimdi mutlu bir evlilikleri var.
We're very happily married.
Çok mutlu bir çiftiz.
Otherwise, happily married for 27 years.
Bunların dışında, 27 yıllık mutlu bir evliliği var.
I'm a happily married man.
Ben mutlu bir evliliği olan bir adamım.
I've known of so-called happily married couples.
Mutlu evli çiftler denilenleri de tanıdım.
They're still supposed to be happily married.
Hâlâ mutlu bir çift olsa gerekler.
happily married.
Çok mutluyduk.
Happily married. My cousin.
Mutlu bir evliliği var.
That we're happily married and you wanted to stay with me.
Kim öyle yapıyor? Sen. Mutlu bir evliliğimiz varmış ve benimle olmak istiyormuş gibi yapıyorsun.
Without his respectability we'd still be a happily married... triple.
Onun saygıdeğerliği olmasa, hala mutlu ve evli bir... üçlü olurduk.
Anna Fromm, 23 years old, happily married, seven years before the catastrophe.
Anna Fromm, 23 yaşında, mutlu bir evliliği var, felaketten yedi yıl önce.
Unlike some people I can mention, I'm quite happily married, thank you.
Adını vermek istemediğim bazılarının aksine, ben evliliğimden mutluyum.
Happily married?
Mutlu bir evlilik mi?
- A wife, happily married, suddenly finds she loves another man.
- Mutlu evliliği olan bir kadın aniden başka bir erkeği sevdiğini anlıyor.
I'm an uncomplicated business woman and I'm happily married.
Ben yasadışı işleri olmayan bir iş kadınıyım ve mutlu bir evliliğim var.
Mother, I'm a happily married man.
Anne, ben mutlu evliliği olan biriyim.
And my eldest son is happily married with three lovely children, thank God.
Büyük oğlum mutlu bir evlilik yaptı. 3 güzel çocuğu var, Tanrıya şükür.
I'm happily married!
Mutlu bir evliliğim var.
Are you happily married?
- Evliliğinden memnun musun?
- There's a lot of happily married couples.
- Bir sürü evlenmiş mutlu çift var.
Nelson is not happily married.
Nelson'un mutlu bir evliliği yok.
You're gonna be a happily married senator.
Mutlu evliliği olan bir senatör olacaksın.
We're supposed to be happily married, aren't we?
Bir film yıldızı mı diye sormaya cesaret edemedim.
Then they were married, and they lived happily ever after.
Sonra evlenmişler ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
When a suitable man comes along, I'll happily see you married.
Uygun bir adamla geldiğinde, mutlu bir şekilde evlendiğini göreceğim.
Many people say that and then they get married, and live happily ever after.
Çoğu insan böyle söyler ve sonra evlenir ondan sonra da mutluluk içinde yaşarlar.
I know lots of girls who've been married at 16, and very happily too,
16 yaşında evlenip çok mutlu olduğunu bildiğim kızlar var.
We were married and lived happily ever after.
O günden sonra mutlu bir evliliğimiz oldu.
I'm happily engaged to be married and came to England to meet his family.
Yakında evleneceğim ve nişanlımın ailesiyle tanışmak için Londra'ya geldim.
Do married people kiss so happily?
Evli kimseler böyle mutlu öpüşür mü?
" A YOUNG BUSINESS EXECUTIVE, HAPPILY MARRIED.
Evi ve ailesini çekip çevirebilen yine de boş vakit ayırabilen...
Good guys always get married and live happily ever after.
İyi adamlar sonunda evlenir ve sonsuza dek mutlu yaşar.
So I really thought we'd get married and live happily ever after... but I guess we just weren't that lucky.
Ben de evlenip sonsuza kadar mutlu olacağımızı düşünmüştüm ama sanırım o kadar şanslı değildik.
May this married couple live happily ever after!
Bu evli çift her daim mutlu yaşasın!