English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hares

Hares translate Turkish

77 parallel translation
No, the hares are there.
Burada tavşanlar var, olmaz.
- No more hares, sir.
- Tavşan da yok.
Do you know "Mazay and the Hares"?
"Mazay ve tavşanlar" ı biliyor musun?
You don't know Mazay and the Hares!
Mazay ve tavşanları bilmiyorsun!
Pheasant, partridges, hares...
Sülün, keklik, yaban tavşanı...
Once I saw four hares popping out of their hole.
Bir keresinde 4 yaban tavşanını deliklerinden çıkarken görmüştüm.
Ham shall tend the camels, hares, swine and giraffes.
Ham deve, tavşan, domuz ve zürafalara bakacak.
I love the song about hares.
Yaban tavşanı şarkısı hoşuma gidiyor.
Senya, it's not topical, about hares!
Senya, yaban tavşanları, hiç de bize göre değil!
Song about the hares!
Yaban tavşanı şarkısı!
Hares mowed the grass In a grove at midnight,
Yaban tavşanları çimenleri salladı Ormanın içlerinde bir geceyarısı,
Hares mow their grass, Feeling lost, feeling luckless,
Tavşanlar kaçışmakta, Kayıp ve yol arar gibi,
" The proprietors of the Hares and Hounds Club in Sonora
" Sonora'daki Tavşan ve Tazı Kulübü'nün sahipleri
Those are hares, not silly old rabbits.
Yaban tavşanı onlar, aptal yaşlı tavşanlar değil.
Lovely march hares.
Sevimli mart tavşanı.
Hares don't have tea, silly.
Gülünç olmayın, tavşanlar çay içmezler.
- Hares?
- Tavşan mı?
- Little Rowan loved the march hares.
- Küçük Rowan Mart tavşanlarını severdi.
The British cannons and the new decree have forced the rebels to run like hares.
İngiliz topları ve yeni kararname, zorladı asileri, tavşan gibi kaçmaya.
hares, chickens, deer birds, cows but there are no people in the church.
tavşanlar, tavuklar, geyik kuşlar, inekler ama kilisede hiç insan yok.
This is where we separate the tortoises from the hares, the wheat from the chaff, and the sinkers from the swimmers. All right now.
Şimdi oldu.
They're all as mad as bloody March hares anyway.
Nasıl olsa hepsi zırdeliler kadar kaçık.
Let's get free the hares.
Hadi tavşan diyelim ki, bedava olsun.
Cook the hound when the hares have been rundown
Biz anamızın karnından dün doğmadık babalık!
No, I better take it to the fair, lots of fools there but not enough hares
Hayır, onu kasaba panayırına götürsem daha iyi. Orada birçok aptal hayvan var ama sadece birkaç tavşan var.
Of course, hunters who climbed these heights in search of hares or wild boar had noticed the sudden appearance of little trees, but had put it down to some caprice of nature.
Pek tabii, yaban tavşanı ve domuzu arayışıyla bu yüksekliklere tırmanan avcılar fidanların aniden ortaya çıkışını fark etmiş oysa bunu doğanın gelgeç hevesine yormuştu.
From now until the end of tagging season, he thinks about nothing but hares, hares, hares.
Şimdiden etiketleme mevsiminin sonuna kadar tek düşündüğü şey tavşanlar, tavşanlar, tavşanlar.
It's Ben's week to tag snowshoe hares.
Ben'in kartavşanı etiketleme haftası.
"He who runs after two hares will catch neither"...
"İki tavşanında peşinden koşan hiçbirini yakalayamaz."
Hares or rabbits?
Tavşan mı, ada tavşanı mı?
- I can fish, catch rabbits and hares.
- Balık tutabilirim, yabani tavşanları yakalarım.
But hares are alert and quick... and although there are many of them, they are very difficult to catch.
Ama yabani tavşanlar tetikte ve hızlıdırlar. Sayıları çok fazla olmalarına rağmen yakalanmaları güçtür.
Arctic hares have already produced their babies... and the leverets are busy cropping the new plant shoots.
Kutup tavşanları çoktan üremişler. Yavruları da yeni çıkmış bitki filizlerini otlamaya koyulmuşlar.
There is no stalking cover for the male wolf... and adult hares can easily sprint and bounce out of danger.
Erkek kurdun yaklaşırken gizlenebileceği bir yer yok. Yetişkin tavşanlar da hoplaya zıplaya tehlikeden hızla kaçabilirler.
The male has brought back two hares... and readily gives up one to the female.
Erkek, iki yabani tavşanla geri döndü, birini dişiye vermeye de hazır.
( There are rabbits... no, hares, in my room. )
Tavşanlar... hayır, yabani tavşanlar var odamda.
. People use it to catch hares.
Yabani tavşanları yakalamak için kullanılır.
These shots are for hares, not for people. If you want him dead, you need shots for boars.
Bu saçmalarla tavşan vurulur gebertmek istiyorsan domuz kurşununa ihtiyacın var.
We have wild hares!
Bizim Iga'da tavşanlarımız var!
T-the hares in Iga come in all kinds of colors!
Iga tavşanları birçok renge sahip...
They even shot one of his fellow hares.
Arkadaşı olan tavşanlardan birisini de vurdular.
Hares are known for two things -
Tavşanların bilinen iki özelliği vardır.
We're hares.
Biz tavşanız.
Son, hares are known for two things -
Evlat, tavşanlar iki şeyiyle tanınır.
You know, Bob, it's commonly believed that hares are rodents... but, in fact, they're lagomorphs.
Bob, insanlar tavşanların kemirgen sınıfından geldiğine inanır ama gerçekte onlar "lagomorphs" sınıfındandırlar.
But we've got hares and we can really use them!
Fakat tavşanlarımız var ve onları kullanabiliriz!
Despite summer snowstorms, the pika, a relative of rabbits and hares, is perpetually eating and gathering grass, and digging burrows for its family.
Yaz fırtınalarına rağmen tavşanların yakın akrabası olan pika sürekli olarak yiyecek arayıp, ot toplamak ve ailesi için yuva hazırlamakla meşgul.
The O'Hares are mobbed up.
O'Hare'ler mafyaya girdiler.
So, 30 years ago, the O'Hares got very smart.
Yani, 30 yıl önce O'Hare'ler akıllı davrandılar.
You remember that deal went down With the o'hares last autumn?
Geçen sonbahar O'Harelerin yaptığı işi hatırlıyor musun?
Just some hares.
- Birkaç tavşan sadece.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]