English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Harken

Harken translate Turkish

156 parallel translation
Charge in at a low angle and fire my Harken...
Yanına yaklaşıp Harken'i ateşleyeceğim!
All your pain and goodness and graciousness harken those habitual evil...
Tüm ızdırap ve iyilik ve merhameliliğe kulak verin, şu alışılagelmiş kötülük...
We're gonna harken to Larkin in our quest for adventure.
Macera arayışında kulaklar Larkin'da.
Let's harken to Larkin and let's go, go, go, go, go!
Kulakları Larkin'e dikin ve evet, işte gidiyoruuuuz!
And He cometh into the world that He may save all men if they will harken unto His voice.
Kendine kulak veren herkesi kurtarmak için dünyaya geldi.
Harken therefore, and tremble in fear, satan,
Bu yüzden dinle! Titre ve kork Şeytan!
Harken all souls.
Tüm ruhunla dinle.
" Thou shalt not consent unto him, nor harken unto him...
Ona ne izin, ne de kulak vermelisin...
If the world belonged to me, women all would ready be to harken to the devil!
- dünya bana ait. içindeki kadınlarla birlikte.
Mr Harken, I was just wondering if you knew when my office would be ready.
Sayın Harken, yazıhanemin ne zaman... hazır olacağını merak ediyordum.
All right. Thank you, Mr Harken.
Teşekkürler Sayın Harken.
Mr Harken, sir, I will not have my first story at this news station be about a cat fashion show.
Sayın Harken, efendim, bu haber istasyonundaki ilk hikayemi... kediler için moda şovu üzerine yapmak istemiyorum.
Mr Harken, I am a damn good journalist, and this cat show thing is grade-A baloney.
Sayın Harken, ben çok iyi bir gazeteciyim ve bu kedi şovu en birinci kalite saçmalık.
Well, Mr Harken, I feel like I have proven myself as a journalist and that I deserve the opportunity to take on more challenging stories.
Sayın Harken, kendimi bir haberci olarak ispatladığımı düsünüyorum... ve daha ciddi hikayelerle ilgilenme fırsatını hak ettiğime inanıyorum.
Mr Harken, this city needs its news.
Sayın Harken, bu kentin haberlerine ihtiyaci var. - Öyle mi?
Thank you, Mr Harken.
Teşekkürler Sayın Harken.
Harken said he'd fire us if we talked to you.
Harken, seninle konuşursak bizi kovacağını söyledi.
Ed Harken.
Ed Harken. Ne?
- Ed Harken.
- Ed Harken!
- Ed Harken!
- Ed Harken! - Ed!
Look. I just got the call from Harken.
Harken'dan bir telefon aldım.
Fan out. Let's go find Harken.
Ayrılıp, Harken'i bulalım.
Bush ran Arbusto into the ground as he did every other company he was involved in until finally one of his companies was bought by Harken Energy and they gave him a seat on their board.
Bush, girdiği her şirket gibi Arbusto'yu da batırdı. Sonunda Bsuh'un çalıştığı şirketlerden biri, Harken Energy tarafından satın alındı ve Bush'u da yönetim kurulu üyesi yaptılar.
A lot of us suspected through the years that there has been Saudi oil money involved in these companies : Harken, Spectrum 7, Arbusto Drilling, all the Bush companies.
Çoğumuz yıllarca, Harken, Spectrum 7, Arbusto Sondaj ve Bush'un tüm şirketlerinin Suudi petrol parası ile finanse edildiğinden kuşkulanıyorduk.
And the thing is, Harken had one big thing going for it which is that George W. Bush was on its board of directors at a time when his father was president of the United States.
Harken'ın desteklenmesinin en önemli nedeni George W Bush'un şirketin yönetim kurulundayken babasının da ABD başkanı olmasıydı.
In 1990, when Mr. Bush was a director of Harken Energy he received this memo from company lawyers warning directors not to sell stock if they had unfavorable information about the company.
1990'da Bush, Harken'ın başındayken avukatlar, yönetime bir not göndererek "Şirket zor durumda kalırsa hisse satmayın" dediler. Bir hafta sonra 848.000 Dolar değerinde hisse senedi sattı.
Two months later, Harken announced losses of more than $ 23 million.
İki ay sonra, Harken, 23 milyon dolardan fazla zarar ettiğini açıkladı.
After the Harken debacle, the friends of Bush's dad got him a seat on another board, of a company owned by the Carlyle Group.
Harken felaketinden sonra Bush'un babasının dostları, Bush'a Carlyle Gurubu'nda yönetim kurulu üyeliği ayarladılar.
Harken the prayers of our Holy Fathers, O Lord Jesus Christ our God, have mercy on us.
Tüm kendilerini sana adamış, bu Kutsal Peder'lerin merhametini işit Tanrım.
Felicia Harken?
Felicia Harken?
It'll be one that they're gonna remember, - and Stan's gonna harken back to. - Yeah, this is crazy.
Hep hatırlayacakları ve Stan'in anacağı bir şey.
She's probably already in Harken Square.
O muhtemelen çoktan Harken Meydanı'ndadır.
I don't want to harken to your dreams.
Rüyalarını dinlemek istemiyorum
I'm Dean Harken, California Disease Control. Nice to meet you.
Ben, Dean Harken, Kaliforniya Hastalık Kontrolü Yetkilisi.
Harken says you did this yourself, a tragic error.
- Evet. Harken, bunun sizin yaptığınız trajik bir hata olduğunu söylüyor.
Harken is having them fill out a report.
Harken, bir kaza raporu formu dolduruyor.
Well, for one thing, Harken showed up.
- Harken'ın bize gösterdiği bir şey.
- You think Harken did this?
- Harken'ın yaptığını mı düşünüyorsun?
But whatever you do, do not tell Harken.
Ne yaparsan yap ama Harken'a söyleme.
I'm telling Harken.
Vakit kaybından başka bir şeye yaramayacak. - Harken'a söylüyorum.
I believe you, but I know how Harken's thoughts run.
Ben sana inanıyorum. Ama Harken'ın nasıl düşüneceğini biliyorum.
I repeat, I know how Harken's thoughts run.
Tekrar ediyorum. Harken'ın nasıl düşüneceğini biliyorum.
Harken is gonna come around that corner with an anxious expression on his face because someone has run off.
Her an olabilir, Harken şu köşeden, yüzünde endişeli bir ifadeyle gelip birisinin kaçtığını haber verecek.
I'm in charge of keeping inventory, so it was easy.
Ben malı sağlamakla görevliyim, bu kolay oluyordu ta ki Harken rasgele kontrole gelene kadar.
Until Harken arrived to do a spot check and I had to do something, fast. So I spilled a flask to cover up the missing quantity.
Bir an önce bir şeyler yapmalıydım, ben de eksik miktarı örtbas etmek için şişeyi yere döktüm.
Uh, anyway, that winnowed our search down from 10,000 to less than 300 suspects, which I then cross-referenced with Harken's list from the FBI, and that left us with 40 potential shooters.
Her neyse bu şüpheli listemizi on binden üçyüz kadar kişiye düşürüyor ki bu isimleri de Harken'in FBI'dan getirmiş olduğu listeyle karşılaştırdım ve şu anda elimizde kırk kadar potansiyel nişancı var.
Harken, I can help.
Harken, yardım edebilirim.
The son of gudleif Half-brother of thorgier, the priest of ljosa water Who took to wife thurunn, the mother of thorkel braggart
Gudleif'in oğlu, Thorgier'in üvey kardeşi Ljosa Water rahibi, Thurunn'u eş alan Thorkel Braggart'ın annesi, Güçlü Gudmund'un katili Howal'ı tanıyan, Geernon oğlu, Valdalescli Erikoğlu Arval Gristlebeard oğlu, Harken oğlu Bjortguaard'ı Norveç Sochnadale'de Cudreed'de öldüren Thorkel Long kızı, Kettle-Trout oğlu Harviyoun Half-troll'un üvey oğlu, Cesur Ingbare'in babası Kızgın Hangbard'ın kızı Gottenbergli Isenbert ile...
I could come back later, Mr Harken.
Daha sonra gelebilirim Sayın Harken.
Harken!
Herkes birbirine kardeştir.
See?
Harken...!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]