Have you been working out translate Turkish
66 parallel translation
Look at you, baby. Have you been working out?
Sen çalışıyor musun?
- Have you been working out?
- Spor mu yapıyorsun?
Have you been working out?
Vücut mu çalışıyorsun sen?
Have you been working out?
Ağırlık mı çalışıyorsun sen?
Have you been working out?
Çalışıyor musunuz?
Have you been working out?
Sen vücut mu çalışıyorsun?
Have you been working out?
Çalışıyor muydun?
Have you been working out?
Hala çalışıyor musun?
- Say, have you been working out?
- Kilo mu verdin sen? - Ben mi?
Have you been working out?
- Egzersiz yapıyor musun?
- Have you been working out?
- Kas mı çalışıyordun?
What, have you been working out?
Ne üzerinde çalışıyorsun?
Oh, have you been working out?
Vücut mu çalıştın sen?
Have you been working out? - Hey, Ben.
Vay canına!
And how much have you been working out?
Ne kadar çalışıyorsun?
Have you been working out?
Vücut mu çalışıyordunuz?
Have you been working out? I can't keep up to you here.
Halinin kötü olduğunu bildiğim için gelmeni beklemedim, kendim geldim.
Have you been working out?
Vücut mu geliştiriyorsun sen?
- Mr. Monk, have you been working out?
- Mr. Monk, hazırlık mı yapıyorsun? - Hayır.
Have you been working out?
Spor salonuna mı gittin?
Have you been working out?
Sıkı spor mu yaptın?
Have you been working out?
Antrenman mı yaptın?
Have you been working out?
Vücut mu çalışıyorsun?
Hey, have you been working out?
vücut mu çalışıyorsun?
Have you been working out?
Sen spor mu yapıyorsun?
Have you been working out more than usual?
Son zamanlarda egzersizlere fazla mı yüklendin?
- Have you been working out?
Sen, son zamanlarda egzersiz mi yapmaya başladın? - Ella.
Leo, have you been working out?
Leo, çalışıyor muydun?
Have you been working out?
Sen çalışıyor musun?
Orozco, have you been working out?
Spora mı başladın Orozco?
And have you been working out?
Vücut mu çalışıyorsun sen?
I knew you did...'cause last night, out at the beach house... he lit a cigarette with a pack of matches... and he wouldn't have done that if his lighter had been working.
Bunu biliyordum, çünkü dün gece, sahil evinde o bir paket kibritle bir sigara yakmıştı. Eğer çakmağı çalışıyor olsaydı, bunu yapmayacaktı.
Well, you have been working out.
Egzersiz yapıyorsun.
I know you guys have been hanging out a lot... and working on your art final and... and the point is... I can't compete with you.
Beraber çok vakit geçirdiğinizi ve final projeniz üzerinde çalıştığınızı biliyorum ve demeye çalıştığım seninle rekabet edemem.
You know, I have been working out.
Bayağı spor yapıyorum.
Have you guys been working out together?
Siz vücut mu çalışıyorsunuz?
Have you been out working until this hour? Something like that.
Bu saate kadar çalışıyor muydun?
You have to find out how long they've been working together.
Bir dahaki aradığında ne kadar zamandır birlikte çalıştıklarını ögrenmelisin.
- It's freezing out here, and I have been working myself up to saying this, well, for a while now, so I need you to let me in now, please.
Dışarıda donmak üzereyim, ve bunu söylemek için çalışıyorum, bir süredir, o yüzden beni hemen içeri almanı istiyorum, lütfen.
You--you--you really have been working out.
Sen - sen gerçekten de iyi çalışıyormuşsun.
I mean, since you've been working for Carter, we haven't... exactly hung out with other cop families, so... it's nice to have something in common, you know?
Yani Carter'la çalışmaya başladığından beri hiç diğer polis aileleriyle buluşmamıştık bazen bu iyi oluyor.
You know, I couldn't have done this on the first two movies, because I never really did squats or anything then, but now I've been really working out my butt and legs, and it gave the dog something to bite on.
Biliyorsun, iki film içide bunu ilk defa yapıyorum daha önce hiç dalaşmamıştım, ama şimdi ise götüm ve bacaklarım, ıssırması için köpeklere verilen şey oldu.
Just think of how much sooner you might have figured this out if you'd actually been working together.
Gerçekten beraber çalışsaydınız daha da hızlı olabileceğinizi bir düşünün.
It's clear to us that you have been working on not work but on fantasy football as well as some out-there porn sites.
Çalışmak yerine fantezi futboluyla ve bazı porno siteleriyle uğraştığın açık. Bu bahsettiğin ben değilim.
- Dude, have you been working out? - Dude!
- İdman mı yaptın?
Have you been working out?
Spor yapıyor musunuz? Her gün, Sayın Yargıç.
You have been working out.
Sen çalışıyorsun.
Have you seen the team I've been working with out there?
Birlikte çalıştığım ekibi gördün mü?
Yeah, but to cause this kind of impact, for somebody who's a buck two, you must have really been working out.
Evet ama 45 kiloluk bir insan böyle bir darbeyi yapması için gerçekten çok sıkı çalışıyor olmalı.
Ah. Things have been challenging, but I trust you're working things out.
İşlerin aranızda biraz zorlandığını biliyordum ama ama durumu düzelttiğinize inanıyorum.
It's a good thing you and I have been working out because we have a rooftop pool and Jacuzzi in our future.
Birlikte spor yapmaya başlamamız iyi oldu, çünkü önümüzde bizi bekleyen bir çatı havuzu ve jakuzimiz var.