English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Haydee

Haydee translate Turkish

51 parallel translation
- HAYDEE
- HAYDEE
Haydée.
Haydee.
What if Haydée crawled into your bed?
Peki, Haydee yatağına girmeye kalkarsa?
Haydée, have you met Adrien?
Haydee, Adrien ile tanıştınız mı?
A newly docile Haydée brought no more guests to the house.
Uslanan Haydee bir daha eve kimseyi getirmedi.
Tell him Haydée called.
Haydee aradı der misiniz?
Haydée took me up on my offer, which, I must say, I rather liked.
Haydee tavsiyemi dinledi, hoşuma gittiğini de söylemeliyim.
Haydée proved quite compatible and able to follow our lead, without imitating our quirks too much.
Haydee bizim iğneleyici sözlerimize aldırmadan evdeki önderliğimizi kabul etmiş gibi görünüyordu.
Nevertheless, I could sense a hitch somewhere, although Haydée very cleverly hid the game that, rightly or wrongly, I suspected she was playing.
Haydee zekice "doğru yanlış" oyununu gizlese de ben bir yerlerde bir aksaklık hissediyor ve onun bir oyun oynadığından şüpheleniyordum.
I know, Haydée.
Biliyorum, Haydee.
Haydée went looking for you at the beach.
Haydee seni aramak için plaja gitti.
I found a label for Haydée.
Haydee için bir tanım buldum.
Haydée, if you sleep around with no plan at all, you're on the lowest rung of the human ladder :
Haydee, önüne gelen herkesle yatarsan insanlık merdiveninin en alt basamağında yerini bulursun.
The feeling Haydée aroused in me those days was at least one of curiosity.
O günlerde Haydee'nin içimde canlanması fikri meraktan ileri gelmişti.
After an uneventful night, in which the other girls I met only acted as foils to Haydée, prompted by insomnia and the lateness of the hour,
Hadisesiz bir geceden sonra tanıştığım bütün kızları Haydee ile karşılaştırır oldum.
Haydée, let's make peace.
Haydee, barış imzalayalım.
Things were deteriorating quickly between Daniel and Haydée.
Daniel ile Haydee'nin arası hızlı bir şekilde açılıyordu.
That's what fascinated me : your insignificance.
Haydee, beni cezbeden şey işte buydu. "Değersizliğin."
Your thing with Daniel is none of my business, but why are you mad at me?
Haydee, Daniel ile arandakiler beni ilgilendirmez ama bana neden kızıyorsun?
Don't think I look down on you.
Seni hor gördüğümü düşünme Haydee.
Come with me.
Haydee, gelsene.
Before leaving, I went to apprise Haydée of the situation.
Ayrılmadan önce olayı aktarmak için Haydee'nin yanına gittim.
And also on Haydée's, whose readiness to obey delighted me and united us far better than our trumped-up secrets of the night before.
Haydee için de öyleydi. Bana itaat etmeye hazır oluşu çok hoşuma gitmişti. Önceki gece paylaştığımız uydurma sırlar bizi daha da birbirimize yaklaştırmıştı.
Do as you like... but I'm keeping Haydée.
Nasıl istersen ama Haydee burada kalıyor.
I couldn't wait to see Sam and Haydée again, though I knew not to expect anything, since nothing was going to happen.
Sam ve Haydee ile tekrar görüşmek için can atıyordum. Gerçi hiçbir şeyin olmayacağını bildiğimden çok da beklenti içinde değildim.
I was certainly not ready to admit that I could possibly miss Haydée.
Haydee'yi özleyebileceğim gerçeğine henüz hazır olmadığım ortadaydı.
Sam and Haydée welcomed me with a scene meant to cheer me up, but their complicity irritated me.
Sam ile Haydee beni keyiflendirmek adına beni hoş karşıladılar. Ancak bu ortaklıkları beni tedirgin etmişti.
Since I'd come to Rodolphe's in search of pleasure, why not use my one week left to enjoy my interactions with Haydée to the utmost?
Madem Rodolphe'un villasına zevk arayışı için gelmiştim niçin bir haftamı daha Haydee ile alabildiğine etkileşimle geçirmeyecektim?
It's Haydée!
Haydee!
Wait a minute.
- Haydee! - Bir dakika.
When I started the engine, it was just to clear the road and perhaps put an end to Haydée's dallying.
Arabayı yolu açmak için çalıştırmıştım. Hatta Haydee'nin oyalanmasını da sonlandırırım diye düşünmüştüm.
But you said they were all killed
Haydee, Ali Paşa'nın öz kızı.
All except Haydee
Ama hepsinin öldüğünü söylediniz.
Since the Turks see Haydee as a commodity we'll buy her from them... twenty times her selling price
Beni dinle. Türkler Haydee'yi mal olarak gördüğüne göre O'nu Onlardan satın alabiliriz. Bu imkansız.
Princess Haydee, daughter of Ali Pasha
Janina Prensesi Haydee, Sultan Ali Paşa'nın kızıyım.
Did Haydee have any personal traits?
Haydee'ye ait kişisel bir özellik var mıydı?
This is about Haydee
Bu Haydee ile ilgili.
I hasten to add... it didn't spoil the beauty of Princess Haydee of Janina
Hemen eklemeliyim ki bu Janina Prensesi Haydee'nin güzelliğini bozmamıştı.
I went to say goodbye to Beauchamp and heard. ... Franz dEpinay is mad about Haydee
Beauchamp'a elveda demeye gittiğimde duydum Franz d'Epinay Haydee için deli oluyormuş.
- Haydee.
- Haydee.
- Haydee think, think carefully what could it be?
- Haydee düşün, dikkatli düşün ne olabilir?
Hi, Haydee?
Selam, Haydee?
Look, I don't come across many words in the field, other than "Hyah!" or "Giddyup!"
"Haydee!" ya da "Deh!" dışında hiçbir söze rast gelmedim.
Haydee.
İsmi Haydee.
This plus the fact that the persons you saw in Germany were in Sweden when Haydee drowned.
Bu, artı bir de Almanya'da gördüğün insanların, Haydee boğulduğu sırada İsveç'te oldukları gerçeği.
There we go!
Haydee!
Come on, Dippy.
Hayde, Dippy haydee.
Forgive me.
Bağışla beni Haydee.
Haydee Ali Pasha's own daughter
Şahit mi? Evet efendim.
The Turks used her like any young captive
Haydee hariç hepsi öldü.
Haydee
Haydee
hayden 214

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]