He didn't answer translate Turkish
237 parallel translation
He didn't even answer the phone.
Telefonlarıma da cevap vermedi.
- He didn't answer correctly?
- Yanlış mı cevapladı?
The man didn't answer so then he examined him.
Adam cevap vermedi daha sonra Hessler onu muayne etti.
I tried to get him on the car phone about 10 : 30, he didn't answer.
Araç telefonundan 10 : 30 gibi ona ulaşmaya çalıştım ama o cevap vermedi.
Why didn't he answer my letters?
- Neden mektuplarıma cevap yazmadı?
Well, if he didn't, he'll have some very difficult questions to answer.
Şey, Vurmadıysa, yanıtlayacağı bazı çok güç soruları olacak.
He didn't even answer.
Yanıt bile vermedi.
As he didn't answer, I turned to go.
Cevap vermeyince, gidecek oldum.
He evidently didn't think it important enough to answer.
Belli ki cevap vermesini gerektirecek kadar önemli olmadığını düşünmüş.
He didn't answer.
Cevap vermedi.
If he didn't leave the house for two days, how come he didn't answer the door when Zach Alfano rang the bell?
Eğer 2 gün boyunca evden çıkmamışsa, nasıl oldu da Zach zili çaldığında kapıya bakmadı?
When I asked him when, he didn't answer.
Ne zaman olduğunu sorduğumda yanıt vermedi.
OK, answer me this - why didn't he try to influence me when I asked for his advice?
Peki, söyle bakalım, onun tavsiyesini sorduğumda neden beni etkilemeye çalışmadı?
No wonder he didn't answer.
Neden cevaplamadığı açık değil mi?
I spoke to him a few moments ago and he didn't even answer me.
Birkaç dakika önce onunla konuştum ve bana yanıt bile vermedi. Beni duymazdan geldi.
He didn't answer, man.
Cevap vermedi, dostum.
- He didn't have to answer any questions.
- Soruları cevaplamak zorunda da değildi.
You said that you spoke with Mr Winters and that you heard shots, and then, when he didn't answer, you called 911.
Şey, ben bir gerçekçiyim, hepsi bu. Ben elde edebileceğimi alırım. İşte.
- But he didn't answer my question, did he?
- Ama soruma cevap vermedi, değil mi? - Vermedi.
Mr. Ariel asked his aide for a wake-up call, but he didn't answer.
Bay Ariel yardımcısından sabah telefon etmesini istemiş ama cevap vermemiş.
When he didn't answer a second time, I thought I'd check and see if he was okay.
İkinci kez de cevap vermeyince, bir şeyi olup olmadığını kontrol etmek istedim.
"He repeatedly asked us what was wrong with her... " and we didn't know how to answer him.
"Bize defalarca sorunun ne olduğunu sordu... biz de nasıl cevap vereceğimizi bilemedik."
He didn't answer a question about his grandfather.
Romulanlı büyükbabası hakkındaki soruyu yanıtlamadı.
- He didn't answer, honey.
- Cevap vermedi tatlım.
- He didn't have an answer to that.
- Eh cevap veremedi tabii.
He said he called you and when you didn't answer he got worried and called me. I told him that you'd been with Mrs. Fatos and you had drunk too much so you'd gone to bed and everything was OK.
Fatoş Hanımla biraz içip dağıttığınızı, hatta fenalaştığınızı eve gelip sizi yatırdığımı, kötü bir şeyin olmadığını, o anda sızmış olabileceğinizi söyledim.
- Charles Van Doren. He wouldn't know the answer to a doorbell if you didn't give it to him.
Yanıtları vermezseniz o adam hiçbir şeyi bilemez.
He was asking me questions I didn't want to answer. I had to leave.
Bana cevaplamak istemediğim sorular soruyordu ben de oradan ayrıldım.
He didn't answer me.
Bana cevap vermedi.
He didn't answer.
Soruyu yanıtlamadı.
He didn't answer me but he did melt
# Yanıt vermedi, sessiz kaldı # # Ama eriyiverdi... #
Listen. He didn't give me an answer.
Dinle, belki kendime güvenmiyorum çünkü Los Angele'a gitmek için ona bileti verdiğimde çok etkilendi ama biraz mesafeli davranıyor gibiydi ve gelmek istediğinden emin değildi ve nedenini bilmiyorum.
He didn ´ t answer her calls.
Çağrılarına cevap vermedi.
And while I'm out here screwing around with you, he's in there thinking up an answer that he didn't have before you walked in.
Ben burada seninle uğraşırken, o içerde sen girmeden önce veremediği cevabı düşünüyor!
- He didn't answer my question.
- Sorumu cevaplamadı.
I tried the door, but he didn't answer...
Kapıyı denedim, ama cevap vermedi...
She wrote to him, but he didn't answer.
Annem ona yazmış, ama o cevap vermemiş.
I inquired more, but he didn't answer.
Daha sordum cevap vermedi.
He didn't answer so I left a message
Telefona cevap vermedi, ben de tekesekretere mesaj bıraktım.
I knocked but he didn't answer.
Kapıyı çaldım ama cevap vermedi.
He still didn't answer your question.
Sorunu cevaplamadı.
I didn't answer my cell, so he was getting all worried. You know how he is.
Babamı bilirsin.
Neighbors called 911 when he didn't answer the door.
Ben Hollander. Kapıyı açmayınca komşuları 911'i aramış.
He didn't get the answer he wanted when he wanted it so now he's pushing...
İstediği cevabı alamadı, şimdi de baskı yapıyor...
But why didn't he answer my call?
Ama neden telefonlarıma cevap vermiyor?
You didn't answer your cell phone and when he asked you where you'd been you said it was none of his business
Cep telefonuna cevap vermemiştin... ve baban sana nerede kaldığını sordu. Sen onu ilgilendirmediğini söyledin.
and he didn't answer, and I closed the door so he couldn't get back in.
Kapıyı kapadığımda geri gelmedi.
When he didn't answer, I figured his wife must have come home.
Cevap vermeyince, karısı gelmiştir diye düşündüm.
He asked me about it, and I didn't answer... but, yeah, he knew.
Neden ağladığımı sorduğunda, cevap vermedim ama, evet, biliyordu.
I left him two messages but he didn't answer.
Telesekreterine iki mesaj bıraktım ama bana geri dönmedi.
Well, if he did, I didn't answer it, Mr. Hoffa.
Çalmışsa bile açmadım, Bay Hoffa.
he didn't mean to 22
he didn't 1210
he didn't make it 114
he didn't tell me 71
he didn't show up 29
he didn't want to 25
he didn't have to 77
he didn't say anything 96
he didn't come 27
he didn't mean it 77
he didn't 1210
he didn't make it 114
he didn't tell me 71
he didn't show up 29
he didn't want to 25
he didn't have to 77
he didn't say anything 96
he didn't come 27
he didn't mean it 77