English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He doesn't get it

He doesn't get it translate Turkish

371 parallel translation
I guess he doesn't get you more steamed up before it was set.
Sanırım sonuç almadan fazla umutlanmak istemiyor.
Tear it up. - He goes to prison if he doesn't get it.
- Eline geçmezse hapse girermiş.
Well, my editor doesn't have it, but he's going to get it.
Editörüm konuyu bilmiyor, ama öğrenecek.
Let's hope he doesn't pull too hard, sir. But I think it might help to keep the ball rolling if I make a signal... telling him to get hold of it at all costs. Yes.
- Umarım çok fazla uğraşmaz, efendim.
It's our job to see he doesn't get out of our sight.
Bizim işimiz gözümüzü ondan ayırmamak.
- Ten to one he doesn't get it.
- Bire on bahse varım, alamayacak.
Why doesn't he shoot him and get it over with?
Vurup da kurtulsa ya!
But the mule- - He just doesn't get it.
Fakat katır- - O bunu anlamadı.
- Then he doesn't get to eat it.
- O zaman yiyeceği yiyemez.
You get a great idea, he doesn't like it.
Harika bir planın vardı.
A lot of people in this town don't come to hear it and Mr. Broyles would be the first to tell you he doesn't get 100 percent attention.
Kasabada bulunan bir çoksöyledikleriniz duymak için buraya gelmiyor ve Bay Broyles biraz evvel özellikle tamamen size karşı hitapta bulunmadığını söyledi.
- He doesn't get it.
- Bence de, patron.
If he doesn't give it, then I'll get a warrant.
Vermezse o zaman emri çıkartırım.
He won't get a bean if he doesn't finish it, but I don't care!
Eğer bitiremezse tek kuruş alamayacak ama umurumda bile değil!
He doesn't get it from me.
Bu huyunu benden almadı.
His balls ache if he doesn't get it.
Yapmazsa hayaları şişermiş.
Ah, he's... As long as it doesn't get crazy.
Tada Cuda, o...
I just think it's better that he doesn't get around other influences and stuff.
Ama etrafında onu etkileyecek bir şeyler olmasa daha iyi olur diye düşünüyorum.
He doesn't get it.
Anlamadı.
He doesn't get it, Bill.
Anlayamadı, Bill.
- He doesn't get it.
- Anlamadı. - Anladın mı?
- He doesn't get it.
- Anlamadı.
You're pissed off because he ditches and doesn't get caught, is that it?
Canını sıkan onun okulu kırıp yakalanmaması, hepsi bu mu?
- If he doesn't cooperate, it'll get much worse.
- Eğer işbirliği yapmazsa çok daha kötü olucak.
Whoever it is, he doesn't want to be get involved.
Bu her kimse onu bu işe bulaştırmak istemiyor.
He doesn't get involved in an operation unless he can bring it off.
Sadece bitirebileceği işi alır.
This could be it! If he doesn't get up, it's a technical knockout. The American team will win this tournament!
Eğer bir teknik nakavt gelirse... bu turnuvayı Amerikan takımı kazanacak
It will break my heart if he doesn't go back and get his master's.
Üniversiteye dönüp yüksek lisans programını yapmazsa kalbimi kıracak.
Yes, but what if he doesn't get away with it?
Evet, ama ye eğer kaçamazsa?
Only now I'm starting to think - having seen this other side of him - that maybe it'd be OK if he doesn't get hit by a large truck.
Sadece şu an onun farklı bir tarafını görmeye başladığım için düşünüyorum da, belki bir kamyonun altında kalmasa da olur.
He'll die if he doesn't get it.
Bulamazsak ölecek.
He doesn't get it!
Anlamadı!
That's why it's gonna take all your skill as a physician to make sure he doesn't get back before the weekend.
Sen sadece hafta sonundan önce geri dönmemesi için elinden geleni yap yeter.
I was dressing Bill's wounds, and he looked at me, and he looked at Maurice, and then he said, "Boys, it just doesn't get any better than this."
Bill'in yaralarına pansuman ettim, ve bana baktı. ve o Maurice baktı, ve sonra dedi ki, "Çocuklar..... bundan da iyi olamazdı".
He is very well trained. He'll simply lie by the fire, I'll take him for walks... It doesn't get much more complicated than that.
Çok iyi eğitilmiştir, ateşin yanında yatar ve onu yürüyüşe çıkartırım, bundan başka bir şey istemez.
He doesn't get it.
Bunu anlayamaz.
If he doesn't get the money here, he's gonna get it somewhere else.
Burdan parasını alamasa bile başka yerlerden alacaktır.
Do as he says but be prepared to get out of here fast if it doesn't work.
Dediğini yap, fakat işe yaramazsa buradan hızla uzaklaşmak için hazır ol.
Bob`s problem isn`t that he doesn`t get it.
Bob'un sorunu, kazanmak değil.
If he doesn't get what he asks, he has the power to take it.
İstediğini alamazsa alabilecek gücü var.
- Fuck. If he doesn't get it right away, he's going to blow us out of the water. He means it.
O diyor ki onu uzaklaştırmazsa, o bizi suyun dışına çıkaracak, ve o bunun demek istiyor.
Doesn't get it, does he?
Anlama kıtlığı filan mı var?
When a Bundy doesn't get what is his he makes sure no one else gets it either.
Bir Bundy onun olan bir şeyi başkasının almasını engeller.
- And if he doesn't get it?
- Ya istediğini alamazsa?
- He doesn't get it.
- O anlamaz.
If he doesn't get it while it's still hot, he gets two free out of my pocket!
Sıcakken tesim etmezsem, parasını benden aır!
But he doesn't get it.
Nasıl yani?
He doesn't get it! They faked the whole thing!
O numara yapıyor.Bütün her şey hileliydi.
He doesn't get it.
Anlamıyor.
If he doesn't get it, it won't be because of this meal.
Olmazsa, sebebi bu yemek olmayacak.
Once he doesn't get it, he might try harder but then he'll get frustrated and give up.
Ona dikkat etmezsen, dener ama sonra da vazgeçer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]