English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Heba

Heba translate Turkish

1,144 parallel translation
THOSE SHOES WERE GOING TO GO TO WASTE JUST LIKE THAT DAMN PINE... COFFIN YOU ORDERED.
O ayakkabılar tıpkı siparişini verdirdiğin çamdan tabut gibi heba olup gidecekti.
Heba, did you know that was an American figure of speech?
Heba bir deyimdir, biliyor musun?
Heba, Heba.
Heba-heba.
Heba, I wanna cook for you.
Heba, sana yemek yapmak istiyorum.
- You think I could burn the mill? That I would ruin everything of mine?
Fabrikayı yakıp sahip olduğum her şeyi heba edeceğimi mi sanıyorsun?
Heba, did you know that was a saying?
Heba bir deyimdir, biliyor musun?
Heba-heba.
Heba-heba.
Heba, I want to cook for you.
Heba, sana yemek yapmak istiyorum.
Sinclair wants to get out of England, the economy's going down the chute.
Sinclair İngiltere dışına açılmak istiyor, sermaye boşu boşuna heba oluyor.
Think of all the kindness... I wasted on you over the years.
Yıllar boyunca sana heba ettiğim tüm o iyilikleri düşün.
Except I hate to be rejected by a pretty face.
Ayrıca, böyle güzel bir yüzü heba etmekten nefret ederim.
I disgraced myself for our dream, Franz.
Hayallerimiz için kendimi heba ettim, Franz.
My dear man, you'll only ruin your well-deserved reputation.
Bayım, Sadece haklı saygınlığınızı heba edeceksiniz.
Fifty million dollars down the tube, and for what?
Elli milyon dolar öylece heba oldu, hem de ne için?
I already wasted my talents before.
Yeteneklerimi daha önce de heba ettim.
You're a beautiful, healthy girl, why ruin yourself?
Sen çok güzel ve sağlıklı bir kızsın, neden kendini heba edesin ki?
You'll ruin your health in clubs.
Hayatını klüplerde heba edeceksin.
Now that wish has come true, and you wanna throw it away?
O hayal gerçek oldu ve sen bunu heba mı edeceksin?
Since you lost your ship saving ours, it seemed only fair.
Bizimkini kurtarmak için kendi geminizi heba ettiğinize göre, bu daha adil göründü.
I won't let you throw your life away!
Hayatını heba etmene izin veremem!
Forty years down the drain.
Kırk yıllık çaba heba oldu gitti.
It's not in anyone's best interest to let that property go to waste in the hands of a bellhop.
O gayrimenkulün bir belboyun elinde heba olması kimsenin işine gelmez.
Twelve years of training as a psychiatrist, and you blow it off!
12 yıllık psikiyatri eğitimi, ve hepsini heba ettin!
I've blown another year of eligibility.
Bir yıl daha heba oldu.
I won't have you ruin your career or leave Babylon 5.
Kariyerini yok yere heba etmene de, Babil 5'ten ayrılmana da izin vermem.
Wasted.
Heba oldu.
Why do you throw it away like this?
Neden böyle heba ediyorsun?
I have thrown away my youth!
Gençliğimi heba ettim!
Your charms would be wasted.
Çekiciliğin heba olacaktı.
We went through too much trouble to get snacks to let them waste.
Bu abur cuburları toplamak için çok uğraştık, onları heba edemeyiz.
It would have been a shame to waste all that profit.
Bütün o kazancın heba olması utanç olurdu.
How fit a word # Is that vile name to perish at my sword!
" Demetrius. Hangi söz kılıcımda olur ki heba?
Whatever good that specialist does is undone by the long drive in.
Şu veterinerin bütün emeği, uzun araba yolculuğu yüzünden heba oluyor.
So why am I tryin'to please her? Let her iron her own damn clothes.
Niye onu mutlu etmek için kendimi heba ediyorum?
The map!
- Sen de barutu heba ediyorsun.
What's the point of wasting a life bored to death inside these four walls?
Dört duvar arasında, insanı çıldırtarak bir yaşamın heba olması için sebep ne?
- They're half off now. 550.
- Yarısı heba oldu. 550 olsun.
I threw my whole life away for that money.
O para için hayatımı resmen heba ettim ben.
Some person... has committed an atrocity... against the very last bottle.
Adamın biri gaddarca son şişeyi heba etti.
Neither have I. Besides, at my age I don't have time to waste sitting at home being bored.
Üstelik bu yaşta, canı sıkılmış vaziyette evde oturup heba edecek zamanım yok.
Thousands of square feet for two cafés and a handful of myopic tourists.
Binlerce metrekare iki cafe ve bir avuç dolusu miyop turist için heba edilmiş.
Damn, there goes my opening joke about the Dutchman trying to install Windows 95.
Tüh. Bir Hollandalının Windows 95 kurmasıyla ilgili fıkram heba olacak.
We just wasted 15 bucks. That's half a day's wage to listen to this nut job talk about his plastic pants.
Tam 15 doları, yani yarım günlük yevmiyemi bu manyağın plastik donunu duymak için heba ettik.
Spending a lifetime in a place like this!
Hayatımı böyle bir yerde heba etmezdim.
Don't blow it like I did.
Şansını benim gibi heba etme.
Two dollars. You just wasted $ 2.
2 dolar. 2 doları heba ettin.
You know what they say. Between the plaster and the marble, a masterpiece may be ruined.
Hem ne demişler, Between alçıyla mermer arasında bir başyapıt heba olabilir.
It's the worst kind of extravagance, spending chances.
Fırsatları heba etmek, savurganlığın en kötüsüdür.
For a young idiot!
Aptal bir çocuk uğruna heba oldu!
It made me wonder what the hell I was doin'with my life.
Hayatımı nasıl heba ettiğimi hatırlatmış oldun.
Her name is Heba.
İsmi Heba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]