English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Heckle

Heckle translate Turkish

82 parallel translation
- the students are out in force to heckle old Challenger.
Öğrenciler, ihtiyar Challenger'ı sıkıştırmak için hazırlar.
Look, look, I'm gonna tell a joke and if they heckle... If you heckle me, look out'cause I'm ready.
# Mutluyuz
We -'re here to heckle The Muppet Movie.
Muppet Filmi'nde, konuşmalar arasına girmek için geldik.
Heckle and Jeckle dressed as cops.
Edi ile Büdü polis kıyafetine girmiş.
- Not to mention Heckle and Jeckle jumping'the gun by a good five minutes.
Ve operasyona beş dakika erken giren Heckle ve Jeckle.
And you two, Heckle and Jeckle.
Ve siz ikiniz, Heckle ve Jeckle.
Heckle and Jeckle talk on TV doesn't mean I believe birds can really talk.
Televizyonda Heckle ve Jeckle'ın konuşmasını da izliyorum ama kuşların konuştuğuna inanmıyorum.
- Heckle and Jeckle don't scare the man no more than he's scared already.
Çocuğu korkutma zaten çok korkuyor!
- Go to her office and heckle her.
- Onun ofisine git ve sen onu rahatsız et.
What did you go out there to heckle her for?
Neden gidip onu rahatsız ettin ki?
- Go to her office and heckle her.
- Onun ofisine git ve sen onu rahatsiz et.
What did you go out there to heckle her for?
Neden gidip onu rahatsiz ettin ki?
Won't you even let me heckle that monstrous LePelt? - No.
Peki şu iğrenç LePelt'i sorularla sıkıştırmama dahi izin vermeyecek misiniz?
- Just a teensy-weensy heckle?
- Hayır. - Sadece azıcık bir şey sıkıştırsam?
They heckle you constantly.
Sürekli sözünü kesiyorlar.
Become a crazy Oscar Levant kind of celebrity... go on talk shows, heckle Regis.
Oscar Levant gibi bir ünlü olur. Talk Show'lara katılır. Regis'e sataşır.
Young man, shall I come heckle you on your job?
Genç adam, sen iş yaparken ben gelip seni böldüm mü?
Or until Heckle and Jeckle punch a hole through it.
Ya da Heckle ve Jeykll bir delik açana dek.
Heckle, this is Jeckle.
Heckle, ben Jeckle.
Heckle, we're going for best out of three.
Heckle, ona üç tane hak verelim.
Flash, don't heckle the supervillain.
Flaş, süper kötüadamı uyandırmasan.
I'LL OFFEND ALL THE DYKES, I'LL HECKLE THE CEREMONY TABLE DANCE AT THE RECEPTION AND INEVITABLY FUCK EVERY GOODLOOKING GUY,
Masada dans edip aynı masada gözüme güzel görünen gay ya da hetero herkesi becereceğim.
If someone would heckle me, they'd say, "Will you be on-stage all night?"
Eğer birisi sözümü keserse, Söylerlerdi ki "bütün gece sahnede mi olacaksın?"
- Heckle and Jeckle.
- Heckle ve Jeckle'ı
Let's go heckle him.
Gidip adama sataşalım.
I feel like it was just yesterday he was sittin'in his jammies eating a jelly sandwich watching Heckle and Jeckle.
Sanki daha dün pijamasıyla oturmuş sandviç yerken "Hekyll ve Jekyll" izliyordu.
You're the man! ( Heckle )
Adamsın!
That's right. ( heckle )
Çok doğru.
( heckle ) What's that? - Tell us a story! ( heckle )
Bize hikaye anlat!
You are just heckle tweak, but you are bug-bite squared.
Sen bu işlerde yenisin, ama senin beynini böcekler yemiş.
Hey, Heckle and Jeckle, you know what?
Hey, Heckle ve Jeckle, biliyor musunuz?
Brian, we have to go down there this weekend and heckle her roundly.
Brian, bu haftasonu oraya gidip o kızı rezil etmeliyiz.
It's more fun when you heckle.
Sen sıkıştırınca daha eğlenceli oldu.
Don't heckle, George.
Sakın etkilenme George.
- Just don't heckle me.
- Sorularla beni sıkıştırmayacaksan olur.
You're not invited if you're gonna heckle.
Eğer sözümüzü keseceksen davetli değilsin.
Don't ask me why, But smokes mcgee here was counting out stacks Of tens, 100s and 500s While catching up on reruns of heckle and jeckle.
Nedenini sorma ama "Smokes McGee" bir yandan " Heckel ve Jeckel'ın tekrar bölümlerini seyrederken bir yandan da onluk, yüzlük ve beş yüzlük desteleri sayıyormuş.
I didn't hear you heckle once.
Tek soru bile sormadın.
Like I didn't think you'd bring heckle and jeckle.
Bu salakları getireceğini biliyordum.
What are you... oh, my God, you're gonna heckle him, like that time I invited you to see my cover band.
Sen ne... Aman tanrım, onu paramparça edeceksin. Aynı seni benim Cover Grubumu * görmeye davet ettiğim zamanki gibi.
That is a heckle, but if you're not from New Zealand, it loses some of its sting.
İyi laf soktun ama Yeni Zelanda'da değilsen etkisini biraz kaybediyor. - Ne kadarını?
Well, you got Heckyll and Jekyll, so that leaves Hestler, Rufus, my cousin Johnny, and two other men.
Sen Heckle ve Jeckle'ı hallettiğine göre Hestler, Rufus, kuzenim Johnny, ve iki adam daha.
I saw it on the website, Thought it was my duty to come heckle you.
İnternette gördüm ve gelip seni rezil edeyim dedim.
By being so good that they can't heckle us.
Yaygara edemeyecekleri kadar iyi söyleyerek.
You know we got your back, always, but tag-teaming with Heckle and Jeckle?
Her zaman seni kolladığımı biliyorsun, ama Heckle ve Jeckle'la birlik olmak...
Uh, Heckle, Jeckle, between us and Calzado's fortified compound there's about 10 klicks ofjungle that I just assume is one giant booby-trap showroom.
Heckle, Jeckle. Bizimle Calzado'nun sıkı korunaklı yerinin arasında bubi tuzaklarıyla dolu olduğunu düşündüğüm 10 km'lik bir orman var.
Don't heckle me, you old fool, Heckle him! Is that a toupee you're wearing or did your cat die?
Florence.
Why did the big one heckle me?
Neden iri olan sözümü kesiyor?
- Heckle and Jeckle.
- Harika.
I heckle.
Ben ise ona engel oluyorum.
Um... that's not really a heckle.
Bunun laf sokmayla alakası yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]