Heidi translate Turkish
1,290 parallel translation
That's more like Heidi Klum.
Sanki Heidi Klum gibi.
Who the hell is Heidi Klum?
Heidi Klum'da kim?
Tyra uses her supermodel connections to get government scientists to put Turk's mom's brain into Heidi Klum's body.
Tyra moda dünyasındaki bağlantılarını kullanarak hükümete çalışan bilim adamlarının, annesinin beynini, Heidi Klum'un bedenine koymasını sağlardı.
- Heidi chose Niagara Falls.
- Niagara Şelalesini Heidi seçmişti.
Jaye, this is Heidi, my wife.
Jaye, bu Heidi, karım.
Heidi found us an apartment in NewJersey.
Heidi bize New Jersey'de daire buldu.
I'm happy for you, and I'm happy for Heidi.
Sen ve Heidi adına mutluyum.
Happy for you and happy for Heidi?
Sen ve Heidi adına mutlu olduğumu?
Can you be nice to Heidi for a half hour?
Heidi'ye yarım saat iyi davranır mısın?
Where does Heidi think you are right now?
Heidi şu anda nerede olduğunu sanıyor?
- Nuh-uh. Heidi?
Heidi?
Heidi said so herself.
Heidi kendi söyledi.
This is Heidi, my wife.
Bu Heidi, karım.
Heidi-ho gotta go.
Heidi-Fahişesi gitmeli.
Now, if experience has taught me anything, it's that following your instructions... regarding Eric and Heidi causes me great pain.
Şimdi, deneyimlerimden öğrendiğim, talimatlarınızı takip etmek Eric ve Heidi konusunda çok acıya sebep oldu.
You think maybe you want Heidi to be a black widow murderess... because that makes her the bad guy and you the good guy... and Eric the guy who can only be saved by your love?
Belki Heidi'nin kara dul katili olmasını istiyorsundur çünkü bu onu kötü adam, seni de iyi adam yapar ve Eric de sevginle kurtulmuş adam olur?
I don't want Heidi to be anything.
Heidi'nin hiçbir şey olmasını istemiyorum.
Sophomore Heidi Sockett- - "
İkinci sınıf öğrencisi Heidi Sockett- - "
" Sophomore Heidi Sockett, who was disqualified from the election for soliciting votes...
" Sosyal kulüp tarafından oy alamayan ikinci sınıf öğrencisi Heidi Sockett...
" Senior Heidi Sockett, who was suspended from the team...
" Takımın görevinden aldığı, son sınıftaki Heidi Sockett...
As soon as Heidi figures that out, Eric's a dead man.
Bunu Heidi öğrenirse, Eric ölü biri olur.
You don't really think Heidi's gonna murder her husband because of you?
Heidi'nin senin yüzünden kocasını öldüreceğini düşünmüyorsun, değil mi?
- Does Heidi have anger management issues?
- Heidi'nin öfke sorunları mı var?
But, Heidi- -
Ama Heidi'yi- -
What are you up to, Heidi Sockett Gotts?
Neyin peşindesin Heidi Sockett Gotts?
If I was Heidi, I wouldn't be trying to poison the man I love.
Heidi olsaydım, sevdiğim adamı zehirlemezdim.
This is all Heidi.
Hepsini Heidi yaptı.
Heidi is trying to poison you.
Heidi seni zehirlemeye çalışıyor.
- Heidi, what's she talking about?
- Heidi, o neden bahsediyor?
Heidi went back toJersey.
- Heidi, Jersey'e geri döndü.
Is this because of Heidi?
Heidi yüzünden mi?
- Heidi?
- Heidi mi?
I know who Heidi is.
Heidi kim biliyorum.
Why would it have anything to do with Heidi?
Heidi ile bunun ilgisi ne?
I am over Heidi.
Heidi'yi aştım.
- Heidi.
- Heidi.
Your wife called when I was on your phone. Heidi?
Telefonundayken karın aradı.
What did she say?
Heidi mi? Ne söyledi?
I wish I could destroy Heidi instead. At least I'd think she'd deserve it.
Keşke Heidi'yi mahvetseydim.
I thought it was after Heidi... but I don't think I've ever felt as alive as I do with you right this second.
Heidi'den sonra olacak sanıyordum ama şu saniyede, hiç olmadığım kadar canlı hissediyorum.
I'm gonna assume you're satan. Yeah, her name is Heidi.
Beş saniye içinde söylemezsen iblis olduğunu düşüneceğim.
But if Heidi had stuck with the hospitality basket, or a more traditional definition of the term room service, we'd both be back in New Jersey right now, starting our married life together.
Evet ama Heidi, misafirperverlik paketiyle ya da genel deyişle "oda servisi" ile kalsaydı şu anda New Jersey'e dönüyor ve evli hayatımıza başlıyor olabilirdik.
And now what Heidi was is no more, so it doesn't even matter.
Ve şimdi Heidi yok yani bir anlamı bile yok.
- Heidi!
- Heidi!
Hold up, Heidi.
- Durun biraz.
Otto, Bertha, Heinz, Heidi, Wolfgang... Adolf.
Otto, Bertha, Heinz, Heidi, Wolfgang Adolf.
Well, make your move, Heidi!
Hamleni yap öyleyse.
Her name's Heidi.
İsmi Heidi.
She was my college sweetheart.
İsmi Heidi.
Heidi wouldn't allow it.
- Ben de.
She always said I shouldn't open my mouth to strangers.
Heidi izin vermezdi.