English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Heirloom

Heirloom translate Turkish

390 parallel translation
And besides that... your father left you this family heirloom.
Ve bununla birlikde... Baban bu aile yadigarını sana bıraktı
A family heirloom, no doubt.
Bir aile yadigarı, şüphesiz.
It's your family heirloom.
Ne de olsa aile yadigârı.
The family heirloom.
Aile yadigârı.
It is a family heirloom. The stones are very regal.
Aile yadigarı, ve taşlar son derecede sıra dışı.
Two ladies are in financial trouble and need to sell a family heirloom.
İki bayan mali sıkıntılar içindeymiş ve aile yadigârları olan bir şeyi satmak zorunda kalmışlar.
An heirloom today, mr. Castle. An heirloom, mrs.
Bugün bir aile yadigarı getirdim Bay Castle.
Mr. Castle... it's not an heirloom, you know.
Bay Castle o bir aile yadigarı değil.
Maybe it'll turn out tobean heirloom.
Kim bilir? Belki de bir aile yadigarına dönüşür.
It's an heirloom that used to belong to Queen Isabella.
Aile yadigârıymış. Kraliçe İsabella'ya aitmiş.
It's a family heirloom.
Aile yadigarıdır.
They's heirloom.
Bunlar aile yadigarları.
When our teacher died he stole his treasured heirloom the bamboo pole and started a new sect
Hocamız öldükten sonra... Onun mirasını ve bambu sopasını çaldı ve yeni bir kariyer yaptı.
No wonder then that this Stone is Shen Family's heirloom it can even heal wounds inflicted by the Phoenix Lute.
Bu taşın Shen ailesinin mirası olmasına şaşmamalı o zaman Zümrü-dü Anka Lavtasının yaralarını bile iyileştirebiliyor.
It's an heirloom of the Shen Family at Bai He.
Bai He'deki Shen ailesinin mirasıymış.
Likewise, the Invincible Sword is Gan family's heirloom it's a tough family to handle.
Ayrıca, yenilmez kılıç Gan ailesinin mirasıdır ve onlar baş etmesi zor bir aile.
Said it was a family heirloom.
Aile yadigarı olduğunu söyledi.
Some heirloom.
Ne yadigarmış.
- An heirloom, it was priceless.
- Aile yadigarı, paha biçilmez.
A family heirloom.
Aile yadigârı.
But it was an heirloom.
Fakat o aile yadigarıydı.
A priceless family heirloom can't be sold.
Aile yadigarı bir şey satılmaz.
" "We understand each other, she says," brightening as Johan sits down beside her on their heirloom sofa.
Johan'ın içeri girip onun yanına, babadan kalma şık kanepeye yerleşmesiyle yüzü aydınlanır ve ansızın "Bu karşılıklı anlayış sorunu" der.
It's an heirloom, mister.
Aile yadigarı, efendim.
It's a gold medal. Afamily heirloom.
Altın bir kolye.Aile yadigarı.
And since I'm kind of hoping for a specialty in cardiology, I just thought there was no better way to celebrate than with a family heirloom.
Ve kardiyolojide uzmanlık umduğum için aile yadigarı ile kutlamaktan daha iyi bir yol olmayacağını düşündüm.
Look, that watch happens to be a family heirloom.
Bak, bu saat bana ailemden kalma.
It's a family heirloom.
Bir aile yadigarı.
Your magnificent necklace, is it an heirloom?
Kolyeniz aile yadigarı mı?
This is a family heirloom here.
Bu bir aile yadigarı.
Family heirloom perhaps.
Aile yadigârıdır belki.
Family heirloom.
Aile yadigarıda..
Having thus turned an antique gun into a family heirloom he removed a huge gun from this ridiculous cardboard case.
Böylece antika silah, bir aile yadigarına dönüştü. Babam koca tüfeği, o garip kutusundan çıkardı.
YOU SURE IT'S NOT AN HEIRLOOM?
Bu bir aile yadigârı olmasın? Hayır.
- Family heirloom?
- Aile yadigârı mı?
It will make quite an heirloom.
Bu tam evladiyelik bir şey hayatım.
This jade heirloom is from my dad.
Bu yeşim taşını bana babam verdi!
Hey, it is our only family heirloom.
Hey, bu bizim aile yadigarı tek şeyimiz.
Homer, that necklace was a priceless Bouvier family heirloom.
Homer, o kolye, Bouvier ailesinde elden ele geçen değerli bir mirastı.
That's beautiful. It's a family heirloom.
Bu çok güzel.
This is a family heirloom and I intend to keep it!
Onu bırakmayı düşünmüyorum.
This is more of a heirloom which was my father's.
Bu aslında babama ait değerli bir parça.
- That's an heirloom.
- O bir aile yadigarı.
Sometimes, I hang onto a charm, a keepsake family heirloom.
Bazen, bir tılsım, hatıra ya da aile yadigarından güç alırım.
- Or maybe it's a family heirloom.
- Ya da aile yadigâdır.
A priceless heirloom and historic piece of "Krustyana."
Paha biçilemez tarihi bir parça Krustyana'ya ait.
An heirloom to pass on from generation to generation.
Kuşaktan kuşağa geçecek bir aile yadigarı.
My family's only heirloom is my grandfather's fraternity beer stein.
Bizim tek aile yadigarı dedemin kardeşler birliği bira bardağı. Bu olmalı.
Mom, are you sure you wanna sell a family heirloom to pay the gas bill?
Anne, gaz faturasını ödemek için bir aile yadigârını satmak istediğinden emin misin?
She says it's an heirloom.
Aile yadigarı olduğunu söylüyor.
It's an heirloom my grandmother passed down to me.
- Hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]