English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Helen's

Helen's translate Turkish

1,391 parallel translation
- Where's Helen?
- Helen nerede?
Helen, Jerry got me a hot Wizard computer.
Helen, Jerry bana çalıntı bir "Wizard" Ajanda almış.
A legend, unknown to Homer, mentions the kidnapping of the fair Helen, the one who, later on, caused the Trojan war,
Homer'in bir efsanesi, alımlı Helen'in kaçırılışını anlatır.
Helen, everything's fixed for tonight?
Helen, bu gece için her şey hazır mı?
Talk to Helen about tonight's catalog.
Bu geceki katalog hakkında Helen'la konuş.
Helen, it's not so!
Helen, yanılıyorsun.
You think when an Asian chick sees your pecker... she's going to think it's Mount St. Helens.
Bu yüzden, Asyalı bir pilicin sizin penisinizi görünce Saint Helen Dağı sanacağını düşünürsünüz.
Perfect. Helen, if you please make a note of eight each of the Susan, the Orange and the Lily.
Helen şuradaki Suzanne, turuncu ve liladan, sekizer tane not alır mısın?
Helen has us booked up to year's end.
- Helen yıl sonuna kadar herşeyi ayarladı.
My time is finite, Helen.
Zamanım sınırlı Helen.
Ma, this guy's kicking me out.
- Anne, bu adam beni dışarı atıyor! - Helen!
- Helen, talk to him. - He's kicking me out of my own house!
- Beni kendi evimden atıyor!
Helen, it's him or me.
- Helen, ya ben ya o!
Bank had foreclosed on one John and Helen Gaskin. They defaulted on a loan after less than a year.
Banka, bir yılda ödeme yapamayan John ve Helen Gaskin'den geri almış.
That's my daughter, Helen.
Kızım, Helen.
Crazy Helen from across the street... is switching price tags, and Dad says he's gonna kick her in the keister.
Anne sokağın karşısındaki çılgın Helen fiyat etiketleriyle oynuyor ve babam da onun kıçını tekmeleyeceğini söylüyor
I think Helen's having an affair.
Sanırım Helen'ın bir ilişkisi var.
I remember the first time that I saw you... little Helen Watts from the wrong side of somewhere.
Seni ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum. Küçük Helen Watts yanlış yerde doğmuş.
Helen, some guy's here for you.
Helen, seni görmek isteyen bir genç var. Bir genç mi?
This is Helen's car. I told her to get a bigger car.
Ona daha büyük bir araba almasını söyledim.
They make you ask somebody, so it's either you or Aunt Helen.
Birini çağırmamız şart, ya sen geleceksin ya da Helen Teyze.
Oh, I would say by the looks of things, that's Amanda and that would be Helen.
Duruma bakarak şunun Amanda, şunun da Helen olduğunu söyleyebilirim.
Oh, no, no, no, Helen, it's got nothing to do with you.
Böyle sormamalıydım. Oh, hayır, hayır, hayır, Helen, Bunun sizinle ilgisi yok.
Now go get ready for Aunt Helen's funeral.
Şimdi Helen Teyzenin cenaze töreni için hazırlan.
We're on our way to Aunt Helen's funeral.
Helen teyzenin cenazesine gitmek üzereyiz.
That's why Aunt Helen is getting a new friend.
Böylece, Helen Teyzenin yeni bir arkadaşı olacak.
Dewey, I think you're confused.
Dewey, sanırım kafan karışık. Helen Teyzeyi soruyorum.
After all, it's only my Aunt Helen.
Herşeyden önce, o sadece Helen Teyze. Kim bu?
Mom, I think we should go to Aunt Helen's funeral.
Anne. Sanırım Helen Teyzenin cenazesine giymeliyiz.
I'm gonna go look at an island. but remember... if you start thinking Helena is something special.
Unutma. Helen'in özel olduğunu düşünmeye başlarsan, gözünün önüne albino sıçanının çanağını nasıl yaladığı gelsin.
When a helen mirren film comes on the telly, That's like a guarantee.
Televizyonda Helen Mirran filmi çiktiginda kesin olan bir sey vardir.
It's not at all what you think, Helen.
Sandığınız gibi değil Helene.
Helen, life is boring without you.
Helene, siz olmayınca çok sıkıIıyorum.
Who the fuck's Helen Keller?
Heron Keller da kim?
- Martin, where's Helen?
- Martin, Helen nerede?
We just saw a movie, Greg, and I was just gonna use Helen's bathroom... because the line in the theater was so long.
Sinemaya gittik, Greg. Helen'ın banyosunu kullanacaktım. Çünkü sinemada çok fazla sıra vardı.
Helen, he's a sure thing and I'm not, okay?
Helen, o garantili bir şey ve ben değilim. Tamam mı?
That's right, Helen.
Tamam, Helen.
So, Helen, what groundbreaking project is on your docket next?
Helen, galerinizin bir sonraki sıradışı projesi ne olacak?
If you were blind-folded and I blew you... and then Helen blew you, would you even know the difference?
Eğer senin gözlerini bağlasaydık, Helen ve ben sırayla sana saksafon çekseydik farkı anlar mıydın?
Look. The point is, this person Helen's with seems lovely and smart.
Bak, Helen'ın birlikte olduğu bu kişi çok tatlı ve akıllı görünüyor.
And then, uh, my friend Helen here... actually volunteers for this homeless thing.
Arkadaşım Helen, evsizler derneği için gönüllü olarak çalışıyor.
- Hi, it's Jessica and Helen.
- Merhaba, biz Jessica ve Helen.
- How's Helen? - Oh, uh- -
Pekâlâ Helen nasıl?
- Helen, let's go.
- Helen, hadi gidelim.
Helen, let's go.
Helen, hadi gidiyoruz.
Helen, let's go, now!
Helen, yürü gidiyoruz, şimdi!
Helen, we're trying to find out who did this to you.
Helen, bunu sana kimin yaptığını bulmaya çalışıyoruz.
So it's just Helen?
Yani sadece Helen öyle.
Kind of like you don't know Helen's in the hospital?
Tıpkı Helen'ın hastanede olduğunu bilmediğin gibi mi?
Look, Helen didn't want to bang with him, but he's got this control over her.
Helen onunla olmak istemedi. Ama onun üstünde kontrol sahibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]