English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Herrings

Herrings translate Turkish

52 parallel translation
Fresh herrings!
# Taze balık.
Herrings?
Taze balıklar. Taze balık?
That sort are like herrings.
Bunlar sığ su balıkları.
I'm running a hospital, not a barrel of herrings!
Ben hastahane idare ediyorum, balık ambarı değil!
Where are you going? Can't you see we're pressed like herrings?
Annem için eve dönmem lazım.
He liked to throw out red herrings. So?
- İz bırakmayı seviyordu.
Should it have pickled herrings?
Salamura mı olmalıydı?
Ladies and gentlemen, we now come to my own reconstruction of the night of the murder or the night of the red herrings.
Cinayet gecesi neler olduğu hakkındaki kendi versiyonumu söyleyeceğim şimdi. Bu hikayeye ben "Sahte Sır" adını verdim.
- the herrings.
... balıkların.
He gives us meaningless clues, dangles red herrings bedazzles us with banalities while seconds tick away towards the terrible murder.
Bize anlamsïz ipuçlarï veriyor, yem atïyor basit seylerle sasïrtïyor. Bu arada korkunç cinayete dogru zaman hïzla geçiyor.
Dams and herrings.
Bayanlar ve baylar.
They dumped the bodies in these ditches, and they had to lay them out like herrings, head to foot.
Cesetleri çukurlara attılar ve onları orada ringa balığı gibi ayak baş istif ettiler.
[Interpreter # 1, In French] Not at all. There were barrels of herrings here, and the Jews sold fish.
Burada fıçı fıçı ringa balığı vardı ve Yahudiler balık satıyorlardı.
He wasn't going to chase Sabich's red herrings.
Sabich'in gerçeği saptırdığını araştırmayacaktı.
Perhaps we can all learn something about red herrings and scapegoats.
Galiba gerçeğin saptırılması ve günah keçileriyle ilgili bilmemiz gerekenler var.
They had a lot of stuffed birds... and all kinds of fiish swimming in the pools... like codfiish and herrings... in salt water pumped in from the seacoast.
Birçok doldurulmuş kuş vardı. Ve havuzlarında ringa ve mezgit balığı gibi her türlü balık yüzüyordu. Deniz kıyısından havuza tuzlu su pompalanıyordu.
Soon, the excesses of the herrings'sexual spree creates a thick white scum on the surface.
Kısa süre sonra ringaların cinsel aleminin fazlalığı yüzeyde kalın ve beyaz bir köpük yaratır.
Millions of birds arrive to collect a share of the herrings'bounty.
Ringaların cömertliğinden paylarını almaya milyonlarca kuş gelir.
The herrings have no chance and both orca and gulls will eat as much as they can every day for the next four months.
Ringalarin hic sansi yoktur. Dört ay boyunca her gün hem katil balinalar hem de martilar ellerinden geldigince fazlasini yiyecekler.
I tell you what. those herrings are playing murder with my kishkes.
Sana ne söylüycem, şu ringa balıkları ölüm oyunu oynuyorlar.
Many different herrings.
Bir sürü çeşit ringa balığı.
In the morning, when we have breakfast on our terrace... many different herrings.
Sabahları yaparken kahvaltımızı terasımızda her çeşit ringa balığıyla.
If you think light beer and fermented herrings are for you by all means have a go at it.
Eger hafif bira ve mayalı ringaların senin için olduğunu düşünüyorsan, elbette sevgilinle gitmelisin.
I wanna see their red herrings live.
Göz yanıltmacalarını canlı izlemek istiyorum.
Oh, herrings, onions.
Ringa balığı, soğan.
So Rick and Grace were the red herrings!
Demek dikkat dağıtan Rick ve Grace'miş!
Come now, try one of these soused herrings.
Hadi şu salamura ringa balıklarından tat.
He gave us three herrings as well.
Bize de üç tane ringa balığı verdi.
Three herrings and four other fish.
Üç tane ringa balığı ve dört tane de diğer balıklardan.
Why did he give you the herrings?
Ringaları sana niye verdi?
The herrings'spawning is so timed that when the next generation hatch in a few weeks they'll be able to feed on the growing plankton.
Zamanlamaları o kadar iyi ki birkaç hafta içinde doğacak olan yeni nesil büyümekte olan planktonlarla beslenecek.
Red herrings, madam.
Ringa balıkları, bayan.
Red herrings.
Ringa balıkları.
But yοu can't if yοu're a penguin because yοu yοu have wings like herrings. - Herrings dοn't have wings.
Ama penguensen bunu yapamazsın çünkü senin ringa balıkları gibi kanatların vardır.
Penguins have wings which are... are shaped like herrings.
Penguenlerin ringalarınki gibi kanatları vardır.
Notice how helpful the Dream Lord was? OK, there was misinformation, red herrings, malice, and I could have done without the limerick.
Yanlis bilgilendirme,... yanlis yönlendirme, kötü niyet ve küçük komik siirler olmadan da yapabilirdim.
Ooh, red herrings, huh?
Vay, tütsülenmiş ringa balığı demek?
The promise of mystery, adventure, hidden clues, action set pieces, red herrings, diabolical double-crosses and a thrilling climax that ultimately bashes us all over the head with a lesson about the importance of non-material possessions.
Mistik bir macera garantisi, gizli ipuçları, macera, sahte ipuçları *, şeytani kazıklamalar *, ve dorukta heyecan, kafaya inen aşırı darbeler, maddi olmayan zenginlikler hakkında dersler verebilir.
We could, but he seems to like borrowing cell phones and then using them as red herrings.
Ancak, ödünç aldığı telefonları kullanıyor. ... tam onu bulduk derken de o çoktan kaçıp gitmiş oluyor...
We could, but he seems to like borrowing cell phones and then using them as red herrings.
Yapabiliriz. Ancak, ödünç aldığı telefonları kullanıyor. ... tam onu bulduk derken de o çoktan kaçıp gitmiş oluyor...
- Pickled herrings?
Ringa balığı, ıspanak?
Now get up and fetch me some pickled herrings.
Şimdi kalk ve bana biraz salamura balık getir.
If you don't get up and fetch me some herrings, I will beat you.
Eğer kalkıp bana biraz salamura balık getirmezsen seni döverim.
It's my old high school team. The Plainview red herrings.
Bu lise takımından, Playing Wiev Right Hearings
Herrings. The ones you like.
Herrings, sevdiklerinden.
Herrings or crumbs?
( Köpek maması )
Instead, he allows his lawyers to speculate, to throw red herrings around to try and distract you from the truth.
Onun yerine, avukatlarının, dikkatleri başka yöne çekmek için sözler söylemelerine ve sizi gerçekten uzaklaştırmalarına izin veriyor.
180 of'em packed together like herrings.
180 kişi ringa balıkları gibi beraber hareket ediyorlardı.
Not the treasure? Captain Paparanic was a trickster. He liked to throw out red herrings.
- Hazine değil miydi?
Herrings, possibly?
- Ringa herhâlde.
They're red herrings.
Sağ gösterip sol vuruyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]