Hideous translate Turkish
1,577 parallel translation
I have to go put some ointment on that hideous cesarean scar I have because ofyou.
Şimdi gidip senin yüzünden olan sezaryen yarama merhem sürmem lazım.
This bust of Ben Stiller is hideous.
Bu Ben Stiller büstü iğrenç.
When I was three years old... my mother put some decorative, hideous... clown face in my room.
Ben üç yaşımdayken annem odama dekoratif çirkin palyaço suratları koymuştu.
It's like some hideous nightmare.
Bu iğrenç bir karabasan olmalı.
Am I - - hideous?
Ben - - çok mu çirkinim?
You are so incredibly not hideous.
Sen kesinlikle çirkin değilsin.
Some lucky hideous woman will be transformed... by our makeover magicians into someone of value to society.
Saklanan bazı şanslı kadınlar sihirli estetikçilerimiz tarafından sosyetenin önemli kişileri arasına giriyorlar.
Somebody please remove those hideous flowers.
Birileri lütfen şu çirkin çiçekleri yok etsin
It was hideous Thelma.
Çok iğrençti, Thelma.
So hideous I almost felt sorry for him.
Öyle iğrençti ki, çocuk için neredeyse üzülecektim.
I'm hideous, Malachi.
Çok iğrenç durumdayım, Malachi.
Your mother's not my cup of tea and that I find her hideous and annoying.
annen benim tipim değil. Kendisini itici ve sinir bozucu buluyorum.
That's a hideous thing to say to anybody, Al.
Bu birine söylenecek en korkunç şey, Al.
- I think it's hideous.
- Bence bu iğrenç.
No... No one's saying you're... hideous.
Hayır, kimse sana iğrençsin demedi.
But then of course, at some point, even the giant bed doesn't put enough distance between you and the hideous monster.
Böylece yatağın diğer ucunda bana dokunmadan yatabilirsin, aramızdaki canavar böylece büyür.
How long have you found me hideous?
Ne kadar zamandan beri benden hoşlanmıyorsun?
The sound is hideous.
Kulağa korkunç geliyor.
Or they're just too hideous, and i walk out on them.
Hemen Restourant'ı terkediyorlar. Çok çirkin olanları, ben terkediyordum.
It's an antique ottoman, and it's hideous.
O antik bir divan ve iğrenç!
Hmm - - first thing we'd have to do is cover up Nathan's hideous paint stain.
İlk yapmamız gereken Nathan'ın acıyla boyadığı şu korkunç duvarı örtmek.
Oh, I don't know, maybe because you're a hideous suck-up?
Bilmiyorum, muhteşem kıç yalama yeteneğinden ötürü olabilir mi?
Plus, last march you got that hideous haircut.
Üstüne bir de geçen Mart saçını çok iğrenç yaptırmıştın.
No, but they're hideous, sweetie.
Hayır ama çirkin tatlım.
orange and green totally hideous together.
turuncu ve yeşil birlikte iğreçler.
Hideous and hated.
gizli ve nefret edilen.
- They're hideous, right?
- Çok çirkinler, değil mi?
So there we are our hands are touching, and we look into each other's eyes this one panics, spills coffee over one of his hideous bowling shirts.
... birbirine değdi ve göz göze geldik. Bu panik yaptı ve kahveyi giydiği o iğrenç bovling gömleğinin üzerine döktü.
Yeah, Becker's a date rapist, but in his defense, he's hideous and stupid, so meeting girls is hard.
Evet, Becker gündüzleri tecavüze çıkar ama onu savunmak adına çok aptal ve iğrenç olduğu söylenebilir. Bir kızla tanışması zor.
Come here, Moe, you beautiful, hideous troll.
Buraya gel Moe, Seni güzel, iğrenç troll *.
Am I hideous, Jane?
- Korkunç mu görünüyorum Jane? - Oldukça efendim.
Those outfits are so hideous.
O kamuflaj çok iğrenç.
" it was Smith and Parker and Jones who hurt me with their hideous names,
" iğrenç isimleriye beni rencide eden Smith, Parker ve Jones,
I'm hideous.
İğrencim!
She is hideous!
O çok çirkin!
Mr. Kim's representatives have issued a statement of condolences to the Hayes family and claim absolutely no involvement in what they call a hideous act of violence.
Bay Kim'in temsilcileri bir başsağlığı bildirisi yayınlayarak Hayes ailesine yapıldığı söylenilen bu vahşice saldırıda kesinlikle ilişkilerinin bulunmadığını bildirdiler.
Hideous dress she's wearing.
Berbat bir elbisesi var.
What am I, some hideous fucking CHUD over here?
Neyim ben, iğrenç bir akıl hastası mı?
You're the most hideous fucking CHUD I've ever met, and you always have a pair of girls fighting over you.
Sen şimdiye kadar tanıdığım en çirkin akılsızsın ve her zaman da senin için kavga eden bir çift kıza sahipsin.
Not to mention the fact that she's carrying your hideous fucking CHUD of a kid.
Ve dahası senin akılsız çocuğunu taşıyor.
- This store is hideous.
- Bu mağaza korkunç.
Legend goes that there was this man, this hideous, deformed, monsterlike man that wore a mask over his face, killed them.
Efsaneye göre, bir adam çirkin, şekli bozuk, canavara benzeyen yüzüne maske takan bir adam onları öldürmüş.
Hideous, as everything in this country.
Herşey gibi çirkin.
Well, I wouldn't have to pull at it if it wasn't so naturally hideous.
Doğal hâli böyle iğrenç olmasaydı o kadar çekiştirmezdim.
The countess would hunt the countryside, kidnapping young girl after young girl, take them back to the most hideous torture chamber.
Kontes civarda ava başladı, ardı ardına genç kızları kaçırdı. Onları alıp malikânesindeki gizli işkence odasına götürüyordu.
It's a hideous way to promote a book.
Kitap promosyonu için iğrenç bir yol.
You hideous- -
Sizi iğrenç...
How can you call these hideous images "the true face of our world"?
Bu korkunç çizimleri, dünyamızın gerçek yüzü olarak nitelendirebilirsiniz?
- I look hideous.
- Korkunç gözüküyorum.
Some hideous-skirt convention you have to go to?
Gitmen gereken bir iğrenç etek toplantısı mı?
But we are against hideous art.
Ama çirkin sanata karşıyız. "