English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Highball

Highball translate Turkish

95 parallel translation
- Care for a highball, Miss Thomas?
- Viski alır mıydınız Bayan Thomas?
That's French for highball.
Viskinin Fransızcası.
- Highball?
- Viski?
Robert, another highball, please.
Bir tane daha viski soda lütfen Robert.
- Rye highball.
- Çavdar viskisi.
Rye highball.
Çavdar viskisi.
A couple of highball glasses.
Bir çift viski bardağı olsun.
Came downstairs, turned on the radio, got a nice highball opened a book, sat down to read the book when up popped this little girl.
Aşağıya inip, radyoyu açtım. Viskimi doldurdum ve bir kitap aldım. Kitabı okumak için oturduğumda bu kız çıkageldi karşıma.
Only thing missing is a sledgehammer highball and a pair of snake-eyes dice.
Tek eksik ilaçlı bir içki ve bir çift hileli zar.
Here I was again, back to the scene of the TN T highball with the pretty girl camouflaging the safe.
İşte yine TNT ilaçlı içki sahnesindeydim kasayı gizleyen güzel kız da oradaydı.
Put a highball in the other hand and he'd look like a man of distinction.
Anlayan bir insan edasıyla bakıyor ve çok hızlı içiyor.
Too bad I can't highball you clean to Raton.
Seni Raton'a son sürat götürememem çok yazık.
- It should have a highball around it.
- Bir içkiye buz diye atılır.
- Highball.
- Viski.
So I used to give him a highball every now and then.
Böylece ben ona zaman zaman bir kadeh verirdim.
- He may have had a little highball.
- Küçük bir aperitif almış olabilir.
Brick never carried a thing in his life but a football or a highball.
Brick hayatta futbol oynayıp içmekten başka bir şey yapmadı.
I'll have a highball.
- Viski alayım.
I mixed you a highball, but you only get one before lunch.
Sana highball hazırlıyorum ama sen yemekten önce sadece bir tane alırsın.
Highball?
Highball?
I'm gonna highball.
Yüksek hızda gideceğim.
That son of a bitch is gonna highball.
- Pis herif yüksek hızda gidecek.
Yeah, he's gonna highball in the yard! Naturally.
- Evet, depoda yüksek hız yapacak!
I suppose you wanna highball.
Sanırım yüksek hız istersin.
No, I don't wanna highball.
Hayır, yüksek hız istemiyorum.
Ain't we gonna highball?
Sürat yapmıyacak mıyız?
No, we ain't gonna highball.
Hayır, sürat yapmayacağız.
You mean to say you're not gonna have soup or a drink... or a highball or something like that?
Yani çorba ya da içecek tarzı bir şeyler almak istemiyor musun?
The Highball Express.
The Highball Express.
This is where the Highball Express ran off its tracks.
Burası, Highball Express'in raylardan çıktığı yer.
As I remember it, the old Highball... ran straight east to west... without veering an inch.
Hatırladığım kadarıyla, yaşlı Highball bir santim bile kaymadan doğudan batıya doğru gidiyordu.
Old Pa, what made the Highball Express go off its tracks back then?
Büyükbaba, peki Highball Express'i raylardan çıkaran neydi?
Well, sir, the way I got it figured, the Highball will miss your parents ´ room completely and take out only half the kitchen.
Ve beyefendi, anladığım kadarıyla Highball annenlerin odasını pas geçecek ve mutfağın sadece yarısını götürecek.
A train called the Highball Express?
Highball Express adında bir tren mi var?
Wow! It says "Highball Express" right on it.
Üzerinde "Highball Express" yazıyor.
Yes. I'd like a highball.
- Ben highbol istiyorum.
I'll have a highball, too.
- Ben de highbol alıyorum.
Want a highball?
Cin tonik içelim?
If I located a bottle would you join me in a highball?
Eğer bir şişe bulursam bana katılır mısın?
Let's grab a highball!
Bir kokteyl alalım!
Let's grab a highball.
Haydi bir kokteyl alalım.
Get me another highball.
- Bana bir kokteyl daha getir.
I'm having milk. Not in a wine glass, give me a highball.
Şarap kadehi değil, bardak ver.
Let's highball!
Hadi gazlayalım!
Filthy old bartender Moe Szyslak has watered down his last highball.
Pis yaşlı barmen Moe Szyslak son kez viskiye su katmıştır.
Or a high ball.
Ya da bir Highball * ( yüksek taşak : ).
I think that Mr Dales's story is fueled by more than his imagination and no deeper than the bottom of a highball.
Bence Bay Dales öyküyü anlatırken hayal gücünü fazla kullanmış. Ortada pek ciddi bir durum yok.
I'll have a highball, please.
- Bir viski soda, lütfen.
Get her another highball.
Ona bir viski soda daha hazırla.
- Highball, with water.
- Viski, bir de su.
Highball?
- Yüksek hız?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]