English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hilarity

Hilarity translate Turkish

43 parallel translation
"my friends'hilarity", 20 times.
"... arkadaşlarımı neşelendirdi ", 20 defa.
I don't, uh, hear any hilarity ensuing there, Wood-man.
- Kahkaha duymuyorum, Woodman.
- Pure hilarity! - Pure Homer! The most whimsical jape of the season.
- masum bir şaka - masum Homer sezonun en değişik partisi
The forecast calls for a 75 % / % chance of hilarity.
Hava tahminleri yüzde 75 eğlence olacağını gösteriyor.
Here it comes, Roz, the hilarity ensues!
Zamanı geldi Roz. Kahkahaya hazır ol.
Of hilarity and riot So that folk were very quiet
Ne şamatayı ne de karmaşayı Bu yüzden Skimble
♪ Of hilarity and riot So that folk were very quiet
Ne şamatayı ne de karmaşayı Bu yüzden Skimble
That activates my hilarity unit.
Benimle tost makinesiyle, fonografla veya elektrikli sandayeyle olduğunuzdan daha fazla arkadaş değilsiniz. Bu kahkaha ünitemi aktifleştirdi.
Hilarity ensues.
Mutlu son.
And he got really grumpy. And then Dawn said we were "a cute" triangle. And, well, hilarity ensued.
O da çok fena kızdı ve Dawn dar açıIı üçgen olduğumuzu söyleyince gülmeye devam ettik ve...
Is that part of the hilarity?
Onlar da şakanın bir parçası mı?
.. resulting in some kind of a hilarity. Which you're depriving yourselves of by these mindless interruptions.
Ki lafımı salakça bölerek kendinizi bundan mahrum ediyorsunuz.
No comment on my lesbian hilarity.
- Lezbiyen şakam için hiçbir yorum yapmadılar.
No! Not hilarity!
Hayır! "Gülmeciler" değil!
I'm "just..." It's developing, the hilarity.
Komikliğim çok ilerliyor.
My work's always been a source of hilarity for you.
İsim her zaman neşe kaynağın oldu.
This contestant's meager performance causes general hilarity.
Bu adayın vasat performansı alay konusu oluyor.
Is that some kind of private fucking hilarity?
Aklın sıra dalga mı geçiyorsun?
Oh, the hilarity!
Çok eğlenceli!
"Here, monkey," and holding out a banana and then the branch breaks and hilarity ensues.
Elinde bir muz, ağaca çıkmış. "Buraya gel maymuncuk" diyorsun ama dal kırılıyor ve...
If there's hilarity, I charge extra.
Şamata varsa fazladan para alırım.
first time she falls flat on her face, instant hilarity.
Başaramadığını anladığında da, Yüzündeki sinirli gülümsemeyi görüyoruz...
Mr. Dunbar likes to see both of your reactions to his hilarity.
Bay Dunbar esprilerine ikinizin göstereceğiniz tepkileri görmek istiyor.
Stay tuned for another tale of holiday hilarity.
Sıradaki neşeli tatil öyküsü için bir yere ayrılmayın.
I find hilarity in the lengths that I have to go to To repeatedly save your life.
Tekrar tekrar hayatını kurtarma yolunda verdiğim çabaları pek komik buluyorum.
No, you know, there are random moments of unintended hilarity.
Hayır, rastgele anlar vardır kasıtsız şamatanın.
And then we'll get into the hilarity...
Daha sonra gülünç şeylere geçeriz..
Yeah, hilarity, my man, hilarity.
- Komiksin dostum, komiksin.
I'm glad that you all bonded over the hilarity of my misfortune.
Talihsizliğimin sizi eğlendirmesine sevindim.
Mixing an Appellaxian husk with the potential for nuclear meltdown... could be a recipe for disaster. Or hilarity.
Bir Appelaxian kabuğunu potansiyel bir nükleer erimeyle birleştirmek bir felaket yöntemi olabilir...
I'm sorry, I'm trying to see the hilarity, but all I see is a man who was beaten in the face until he died.
Özür dilerim, şamatayı anlamaya çalışıyorum fakat gördüğüm tek şey bir adamın yüzüne ölene kadar vurulduğu.
Hilarity.
Komedi.
FUN AND HILARITY AND COMPANIONSHIP.
Eğlenceden, şamatadan ve arkadaşlıktan uzakta.
And I'll be helping Lily seal the deal by impressing the intelligentsia with some art-related hilarity.
Ben de sanatla ilişkili esprilerimle entelektüel kesimi etkileyerek Lily'nin işi pişirmesine yardımcı olacağım.
Okay. I'm just really educating the child in the ways of internet hilarity watching an animated bear dance to "Gangnum Style"
Tamam ben sadece internet yoluyla neşeli çocukları yetiştiriyorum.
Hilarity.
Bol kahkahalı.
Guy falls in love with girl, girl falls in love with guy, Complications develop hilarity ensues, Love conquers all, roll credits.
Erkek kıza aşık olur, kız erkeğe aşık olur karışıklıklar gelişir, ardından kahkahalar takip eder aşk hepsini fetheder, film sona erer.
As a matter of fact, there was quite a lot of hilarity at the meeting.
Aslına bakarsan, görüşme baya da eğlenceli geçmişti.
You're kind of interrupting the hilarity.
Eğlencenin tadını kaçırıyorsun gibi.
Seriously, he's nonstop hilarity.
Hiç durmadan komiklik yapıyor.
[Man Narrating ] they were the first family of American laughter... surfing a tidal wave of hilarity... [ Man] Look at her vacuum. onto the sands of Superstar Bay.
Şamata dalgaları üzerinde Süperstarlık Koyu'na ulaştılar.
It all ends up in Disney World where, after much hilarity,...
Film Disney Dünyası'nda bitiyor.
TO START THE HILARITY, THE FIRST SUGGESTION WE NEED
- Harika olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]