English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Himalayas

Himalayas translate Turkish

296 parallel translation
Thuggee was practiced from the Himalayas to Ceylon.
Thuggee tarikatı Himalayalar'dan Seylan adalarına kadar yayılmıştı.
Its waters came from the eternal snows of the Himalayas... and emptied into the Bay of Bengal.
Suları, Himalayalar'ın sonsuz karlarından gelirdi... ve Bengal Körfezi'ne boşalırdı.
The government of India met in a railroad coach, while millions streamed for the imagined safety of the Himalayas.
Bir taraftan Hindistan hükümeti, tren vagonunda toplantı yaparken, diğer taraftan milyonlarca insan, sığınma ümidi ile Himalayalar'a akın etti.
I suppose my opinion is a bit premature before a thorough investigation, but we are all aware of the discovery in the Himalayas of the alleged "snowman footprints."
Tam kapsamlı araştırma yapmadan önce erken bir görüş olduğunu düşünmekle birlikte "kar adamın ayak izi" olduğu iddia edilen Himalaya'lardaki keşiften haberdarız.
Like... in the Himalayas, we call it.
Aynı... Himalayalar gibi, biz öyle deriz.
I Am Mainaak, son of the Himalayas, hiding my wings in the sea
Ben Mainaak'ım. Himalayaların oğluyum. Kanatlarımı denizin altında saklarım.
Pick any rest area in the Himalayas.
Himalayalar'da bir dinlenme mekanı secin.
A lot of fun with a heart as big as the Himalayas.
Himalayalar kadar büyük bir kalple çok eğlendin.
That was in Tibet in the Himalayas.
Himalayalardaki Tibet'teydi bu.
- Well, mad dogs and Englishmen, eh? With Lawrence in Arabia, with Sherpa Tenzing up the Himalayas.
Lawrence'la Arabistan'da, Sherpa Tenzing'le Himalayalar'da.
Himalayas - the roof of the world!
Himalayalar - Dünya'nın çatısı!
And that big ape I saw hammering the stakes, he was from the Himalayas? .
Tabi şu çivileri yere çakan koca maymun da Himalayalardandı.
We shall then leave for the Himalayas, our blessed homeland paradise.
O zaman, kutsal vatanımız, cennetimiz olan Himalayalar'a yöneleceğiz.
When there's trouble along the Indian frontier, some of your fellow members pop up in the Himalayas, allegedly looking for the Abominable Snowman.
Hindistan cephesinde sorun çıkar, üyeler Himalaya'da görülürler, korkunç kar adamını aramak bahanesiyle.
He told me that I have only 3 years to live and advised me to spend them in the Olman monastery on the northern slopes of the Himalayas
Bana 3 yıl ömrümün kaldığını, ömür boyu hayalini kurduğum şeyi başarmam için son 3 yılımı Himalayalar'ın kuzey yamacındaki
So I jumped ship in Hong Kong and made my way over to Tibet and I get on as a looper at this course over in the Himalayas.
Gemiye atlayıp Hong Kong'a gidiyorum, oradan da Tibet'e geçiyorum... Himalayalarda bir golf sahasında taşıyıcılık yapıyorum.
His directions were perfect and soon I was wading through icy water that only the day before had been snow in the Himalayas.
Onun verdiği talimatlar mükemmeldi ve kendimi sadece bir gün önce Himalayalar'dan gelen karla buz gibi olan soğuk sulara ulaşmış buldum.
Have you seen the Himalayas, Mr Fielding? No.
- Himalayaları gördünüz mü, Bay Fielding?
Scooby, this is a map to the Himalayas.
Scooby, Himalayaların haritası.
I've got a deadline on my series on that off-track betting in the Himalayas.
Himalayalar'a çıkacağıma dair... bahse girdim.
Yes, David said that in the Himalayas.
David, yardımınız olmadan,..
That's it. We could share a nice little place in the Himalayas.
Doğru patron Himalaya'larda küçük bir yeri paylaşabilirdik.
- I hate the Himalayas.
- Himalaya'lardan nefret ederim.
They walked for many days, until they came to the furthest reaches of the Himalayas, the roof of the world.
Günlerce yürüdüler, ta ki Himalayaların en ücra köşesine dünyanın çatısına varana kadar.
... an ancient trail along the Kabul River in the Himalayas.
... Himalayalar'da Kabul Nehri boyunca uzanan tarihi bir yol.
I think my horsemanship is a little rusty for the Himalayas, but thanks anyway.
Sanırım biniciliğim Himalayalar için biraz paslanmış, yine de teşekkürler.
Found only in Himalayas.
Sadece Himalayalar'da bulunur.
Here, two great plates are slowly crushing together pushing up the Himalayas the highest mountain range on Earth.
Burada, iki büyük tabaka yavaşça birbiriyle çarpışarak Yeryüzü'ndeki en yüksek dağ silsilesini Himalayalar'ı yukarıya doğru iter.
Himalayas, heh?
Himalayalar, heh?
Oh, and you can tell Handsome jack that I've sent his little gang off on a wild goose chase to the Himalayas, so he won't be getting any help from them.
O yakışıklı Jack'e şunu söyleyebilirsin : Küçük çetesini Himalayalar'a vahşi kaz avına gönderdim. Yani, onlardan hiçbir şekilde yardım alamaz.
Try Nepal, man. Take you to the Himalayas.
Nepal "i dene, ahBap, Himalaya" lara uçarsin,
They come from Bhutan, which is a country in the Himalayas.
Butan'dan geliyorlar. Himalayalar'da bir bölge.
The Himalayas are the highest mountains in the world.
Dünyanın en büyük sıradağları.
A map of the Himalayas.
Bir Himalayalar haritası.
Well, it's made from specially-bred rabbits... that live in the Himalayas.
Eh, Himalayalarda, özel olarak yetişen... tavşanlardan yapıyorlar.
Do you know where the Himalayas are?
Himalayalar nerede biliyor musun?
"Trek the foothills of the Himalayas."
"Himalayaların eteklerine yürüyüş."
I mean you take the Himalayas of India.
Himalayalar'ı ele alalım.
Do you know where the Himalayas are?
Himalayalar'ın nerede olduğunu biliyor musun?
I have always wanted to go to the Himalayas.
Hep Himalayalar'a gitmek istemişimdir.
I've always wanted to go to the Himalayas.
Hep Himalayalar'a gitmek istemişimdir.
- It's the Himalayas.
- Himalayalar.
How long have I been talking about the Himalayas?
Ne kadar süredir Himalayalar'dan söz ediyorum?
When we reach India, we will head for the Himalayas and the ninth-highest peak on Earth, Nanga Parbat.
Hindistan'a varınca, Himalayalar'a ve Dünya'nın en yüksek... dokuzuncu zirvesi olan Nanga Parbat'a doğru yola çıkacağız.
The Himalayas are right in front of us.
Himalayalar tam önümüzde.
When he is old enough, I will tell him his real father was lost in the Himalayas.
Yeterince büyüdüğünde... ona gerçek babasının Himalayalar'da kaybolduğunu söyleyeceğim.
Pretty soon, she'll tell him I was lost in the Himalayas.
Çok yakında annesi ona Himalayalar'da kaybolduğumu söyleyecek.
That you roam the earth climbing the highest peaks of the Himalayas and plunging into the darkest forests of Borneo to return triumphant to this delightful conservatory in the shadow of Westminster Abbey to exhibit your... specimens.
Bu yaptığınız, Himalayaların.. en yüksek tepelerine çıkıp.. Borneo ormanında gezdikten sonra..
Most of them are here, in the Himalayas.
Birçoğu burada, Himalayalar'da.
Have I ever "made your womanhood reach peaks to rival the Himalayas"?
Sana hiç "doruklar ötesinde bir doyum verdim mi Himalaya dağları ötesinde"?
What are the Himalayas?
Himalayalar nedir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]