Hollers translate Turkish
63 parallel translation
We don't aim to kill a soul if we can help it, but the first man that hollers...
Kimseyi öldürmeyeceğiz, ama sesini çıkaran ilk...
Put her to bed, put a hot-water bottle on her stomach... and hold it there, no matter how she hollers.
Yatağa yatır, karnına sıcak su şişesi koy ve ne kadar bağırırsa bağırsın orada tut.
- If he hollers, let him go. Out goes he.
- Çık çıkardın, kimi çıkardın.
- Lf he hollers louder, we won't need a radio. - What was the gist of the conversation?
- Eğer böyle bağırmaya devam ederse telsiz kullanmaya gerek kalmayacak.
One of them slams on the brake and hollers " Hey, beefcake!
Bir tanesi frene asıldı ve bağırdı : " Hey, yakışıklı!
If you don't hear my first holler you better read my mind'cause I don't aim to raise no two hollers on any subject at hand!
Eğer ilk bağırışımı duymazsan aklımı okusan iyi olur. Çünkü ne olursa olsun asla iki kere bağırmak istemem!
She points her finger at me and hollers "Ranger", your head goes too.
Kız parmağıyla gösterip "Polis" diye bağırırsa, senin de kellen gider.
Her maid quit because she hollers so much.
Çok bağırdığı için hizmetçisi işi bırakmış.
( Hollers ) Hey, Abdul!
( Hollers ) Hey, Abdul!
( Hollers ) A fiendish thingy!
. Şeytani bir şey!
( Hollers ) Beatles!
( Hollers ) Beatles!
( Hollers ) Help me!
( Hollers ) Help me!
( Hollers ) Ringo!
( Hollers ) Ringo!
I Stand up and hollers for more
- Ayağa kalk ve daha fazlası için haykır
The cries and the hollers was in your ears and in your mind for days and days, and, at night, the same thing.
Çığlıklar ve haykırışlar kulaklarınızda çınlıyordu ve günlerce, gecelerce aklınızda her daim hep aynı şey vardı.
If he hollers, let him go.
Bağırırsa, bırak gitsin.
No more he screams and hollers.
Artık bağırıp ağlamıyor.
If he hollers, let him go.
Bağırırsa bırak gitsin lo.
Every night she screams and hollers and he hit's her.
O her gece bağırıyor çünkü adam ona vuruyor.
" If he hollers let him go
Kimi vursam acaba
If he hollers, let him go.
Haykırırsa kölen, bırakırsın.
It's not like I want to get up'n'go out into the fuckin freezing cold y'know, but when Nature calls, it fucking hollers
Kalkıp dondurucu soğuğa girmeye bayılıyor değilim, ama beden öttüğü zaman, bağırır.
And he's so upset that he grabs a coconut from the tree, he hurls it down at them, the coconut hits the elephant in the head, the elephant hollers in pain, and the mouse says, " That's right, baby.
Öyle sinirlenmiş ki... ağaçtan bir hindistancevizi yakalamış, aşağıya fırlatmış, hindistancevizi filin kafasına çarpmış, fil acı içinde haykırmış, bunun üzerine fare demiş ki, " Pekala bebeğim.
Then we should split up. The first one that sees him hollers.
O zaman ayrılalım, onu ilk gören bağırsın.
( dog barks as crowd hollers and cheers )
Ayrıca sizin bildiğiniz gerekli başka şeyler varsa onları da, lütfen. Çok teşekkürler.
If he hollers, let him go. Innie minni miny mo.
Helvacının kı-zın-da.
- If he hollers..
-... terazi lastik, jimnastik!
If he hollers, let him go.
Terazi, lastik, jimnastik.
Boo! He hollers, "Boo!"
"Böö" diye bağırırmış.
Of a crab who hiss and hollers
# Tıslayan ve haykıran bir yengecin #
( Karl hollers, indistinct ) Yeah!
Evet!
Eenie, meenie, minie, mo Catch the tiger by the toe If he hollers let him go Eenie, meenie, minie, mo
Ya şundadır, ya bunda helvacının kı-zın-da.
I know what I want for Christmas. If he hollers...
Yeniyıl için ne istediğimi biliyorum.
If he hollers, don't let him go.
o aglamiyor durumunda gitmesine izin vermeyin.
If he hollers- -
Ben bir yalan- -
If she hollers, let her go.
Terazi lastik jimnastik.
They live in the hollers.
Küçük vadilerde yaşarlar.
Pretty soon I'm walking around in my New York apartment singing along with field hollers and shit.
Çok geçmeden kendimi New York'taki dairemde tarla işçilerine falan eşlik ederken buldum.
And by "conflicting interests," I'm assuming you mean that Black Pike wants to rape our hollers and I want to save them?
"Çelişen menfaat" derken, Black Pike'ın vadilerimizin ırzına geçmek istediğini ve benim de onları kurtarmak istememi kastettiğini farzediyorum.
The gates of hell open, and all that waste rolls down through the hollers and poisons the water and the land and everything it touches!
Cehennemin kapıları açıldığında, tüm atıklar dağdan vadilere iner ve suyu, toprağı ve değdiği her şeyi zehirler.
It can get tricky up these hollers.
Bu vadilerde yollar karışıktır.
- If it hollers.
- Hamama gittik
If he hollers...
Ben bir yalan...
From what I hear, the prime spots for the Oxy clinics are by bridges or, of course, any place where two hollers intersect.
Duyduğuma göre Oxy kliniği için en uygun yerler köprü kenarları ya da iki vadinin birleştiği yerlermiş.
What exactly is the origin of that word? "Hollers."
"Vadi" kelimesinin kökeni nereden geliyor?
Is that table having a meal consisting only of loud noise, screams, and hollers?
Şu masanın yemeği sadece sesli gülmekten bağırışmalardan ve seslenmelerden mi ibaret sanki?
If he hollers, let him go.
Ben bir yalan uydurdum.
A mob chased Burt home with hollers and hoots...
Kalabalık Burt'ü evine kadar bağıra çağıra takip etti...
But the courageous captain hollers,
Ama cesur kaptan bağırır :
I mean, you've got your growls, howls, whoops, hollers, shrieks, rumbles.
Demek istediğim ; uğuldama, uluma, ötme, homurdanma, kıkırdama gibi olabilir.
Now word's gonna burn through these hills and hollers like a wildfire.
Söylentiler bu tepelere ve vadilere, kontrol edilemeyen yangın gibi yayılacak.