English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Homegrown

Homegrown translate Turkish

114 parallel translation
Our homegrown revolutionary.
Sen bizim elimizde büyümüş bir devrimcisin.
We're starting our annual show which involves a lot of homegrown talent and a worthy cause.
Bir hayır işi için düzenlediğimiz, kasabada yetişmiş birçok yeteneğin yer aldığı yıllık şovumuza başlıyoruz.
Now stay tuned for N.I. T.'s award-winning program, Homegrown Happening.
Sırada N.I.T'nin ödüllü programı "Evdeki değerler" geliyor.
It's just bean soup, but homegrown.
Fasulye çorbası işte ama memleketten.
They're all real, homegrown, no soy.
Yerli malı bunlar.
Try potatoes at least, they are homegrown.
En azından patatesleri deneyin, onlar bahçemizin.
I don't think so. I don't think so. I think those are homegrown.
Bence evde yetiştirilmiş.
Yeah, definitely homegrown.
Evet kesinlikle.
- Homegrown antacid.
- Ev yapımı antiasit.
They must know something we don't. So let's get on with our lives. We have many homegrown crimes to prosecute.
Eğer çalışmış olsaydım... sizce bugün burada... sizin gibi biriyle konuşur muydum?
[Kingsley] Homegrown hero left Birch Ridge a boy, but he'll return a man.
Çocukluğunu evinde Birch Ridge'de... terkedip bir adama dönüştü
Give it up for your very own homegrown hero... Homer Simpson.!
Kahraman hemşeriniz Homer Simpson!
Me and my brother, Dozer, are 100 % pure, old-fashioned, homegrown human.
Ben ve kardeşim Dozer, % 100 eski usul, ev yapımı ürünleriz.
But with your financial problems, I thought I'd turn a blind eye... to a bit of homegrown.
Ama maddi sorunların olduğu için evde yetiştirmeni görmezden gelsem iyi olur diye düşündüm.
Homegrown and home-made.
Ev yapımı. Kendim yetiştirdim.
You sell homegrown pot by the ounce, Micky, not by the barrel.
Sen küçük işlerin adamısın Micky, bunlar sana göre değil.
From his accent, he's homegrown, raised on the street.
Aksanından burada yetiştiği, sokaklarda büyüdüğü anlaşılıyor.
2 years ago, Mohamed Esfiri was a homegrown terrorist.
Muhammed Esfiri teröristmiş.
And now, let's give a good homegrown welcome... to Dixie.
Şimdi, Evden bir hoşgeldin verelim... Dixie'ye!
Patriot lll gave us better tools to go after suspected terrorist organizations, homegrown radical groups, which might harm our national interests.
Vatanseverlik 3, ulusal çıkarları tehdit eden şüpheli terörist organizasyonları ve ülkedeki radikal grupları izlememizi kolaylaştırıyordu.
Could be homegrown bad boys, boss.
Bizim kötü çocuklardan olabilir.
A suspected homegrown terrorist cell?
Şüpheli bir iç terörist hücresi mi?
Ran the swabs from the hands of Craig Edwards, our homegrown shooter.
Ateş eden Craig Edwards'ın ellerinden alınan örneği test ettim.
Homegrown Depot.
Ev yapımı deposu.
I would like to purchase one black California homegrown trucker hat, similar to the one on that fella over there.
Şuradaki adamdakine benzer bir adet siyah Kaliforniya ev yapımı ot satıcısı şapkası satın almak istiyorum.
Me, I'll take one jet-black California homegrown trucker hat.
Ben, simsiyah bir Kaliforniya ev yapımı ot satıcısı şapkası istiyorum.
So now the raw materials are imported, but life is still homegrown.
Yani ham madde dışarıdan geldi ama asıl hayat burada gelişti.
Yeah, rule in any homegrown nut with a library card or the Internet.
Kütüphane kartı ve interneti olan herhangi biri olabilir.
Homegrown terrorists.
Bu yurtta büyümüş teröristler.
Dukes is homegrown.
- Dukes buralıymış.
I think you're on a little somethin'that's homegrown maybe, huh?
Galiba burada yetişen yerli malını da epey tüttürüyorsun.
Two of the U.S.'s closest allies, Spain and England, were both attacked by homegrown Al-Qaeda cells.
ABD'nin en yakın müttefikleri, İspanya ve İngiltere, içlerindeki El-Kaide hücrelerine karşı saldırı başlattılar.
- Homegrown.
- Ev yapımı.
Speaking of homegrown...
Ev yapımından bahsetmişken...
Homegrown. Delicious.
Ev yapımı, tadı enfes.
Genuine homegrown...
Gerçek ev işi.
All we know for sure is Almeida is part of a homegrown terrorist group... that's targeting our infrastructure.
Emin olduğumuz tek şey, Almeida, altyapımızı hedefleyen ülke içi bir terörist grubun parçası.
All evidence suggests that we're dealing with a domestic terror group - homegrown, strong antigovernment bias.
Tüm veriler, ülke içinden bir terör grubu olduklarını gösteriyor. Güçlü devlet karşıtlığı olan bir grup.
Reputed to have whacked one "Dog" Paulson back when our homegrown bandidos were wresting the crank trade away from the So Cal biker gangs.
O günlerde Meksikalı kardeşlerimiz uyuşturucu işini SoCal motorcularından koparıp almakla meşguldü.
The idea of homegrown suicide bombers choosing to blow themselves up is a lot scarier than some foreign radical planting bombs on people.
Ülkede yetişmiş ve kendini havaya uçurmayı seçmiş canlı bombaların olduğu fikri insanlara, bombayı yerleştirenlerin bazı yabancı radikaller olduğu fikrinden biraz daha kokutucu gelir.
... and Governor O'Malley urged calm, saying it's very unlikely an abandoned convent would be a target for terrorists, either foreign or homegrown.
Vali O'Malley sakin olunmasını bunun ülkemizden veya dışarıdan yapılan bir terörist saldırı olduğunu... -... düşündüğünü söyledi.
He runs a homegrown mixed martial arts league here in nebraska.
Nebraska'da amatör bir savaş sanatları ligi açmış.
She is fresh offher fifth consecutive national cheerleading title... and author of the soon-to-be-published memoir I'm a Winner and You're Fat... Ohio's homegrown iconoclast, Coach Sue Sylvesterl
Kendisi, daha yeni 5'ci peş peşe Ulusal Amigolar Şampiyonluğu kazanmış ve yakında "Ben Başarılıyım, Sen de Şişko" isimli anılarını yayımlayacak Ohio'da yetişmiş putları yıkan, Koç Sue Sylvester!
She was our homegrown star.
O bizim evde yetişmiş yıldızımızdı.
- Well, we have a homegrown hero right here in my bathroom.
- Özbeöz kahramanımız şu an banyoda halbuki.
Paul's term for possible homegrown alien life is "the shadow biosphere."
Paul'ün dönemi kendiliğinden büyüyen uzaylı yaşamı mümkün kılıyor, "Gölge Biyosfer."
Could this microbe be part of the shadow biosphere, our own homegrown alien life?
Bu mikroplar gölge biyosferin bir parçası olabilir mi, bizim kendiliğinden büyüyen uzaylı yaşamımızın?
Yeah, well, if you'd rather have your homegrown dweeb squad administer Manticore, be my guest.
Manticore'yi senin yetiştirdiğim aptallar sürüsünün yönetmesini istiyorsan, önden buyur.
Homegrown trachea.
Ev yapımı nefes borusu.
We got a drug and arms dealer named Fadhil running a homegrown terrorist assembly line out by the Madre de Dios River basin.
Elimizde Fadhil adında bir silah kaçakçısı var. Madre De Dios Nehri havzasında terörist yetiştiriyor.
I doubt the hope of all humanity lies in sketchy homegrown science.
Tüm insanlığın umudunun, yarım yamalak ev biliminde yattığından şüpheliyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]