English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Homelessness

Homelessness translate Turkish

64 parallel translation
to those of you who campaign for an end to homelessness, and to you, the first president of the Children's department, the best friend of children,
evsizliğe son verilmesi amacıyla kampanya yapanlar için, ve size, Çocuk Bölümünün ilk başkanı, çocukların en iyi arkadaşı,
Just unemployment and homelessness charges.
Sadece evsizlik ve işsizlik suçlarınızı yazıyorum.
We want to find a funny, upbeat way of bringing the issue of homelessness to TV.
Komik, tempolu bir şekilde evsizler konusunu TV'ye taşımalıyız.
Now, our crybaby defence may like to turn this into an issue on homelessness but we can't forget the law, and the law states book three, paragraph 5350875, that what Goldilocks did was against the law.
Bu acıklı savunma davayı evsizlik konusuna döndürebilir fakat yasaları göz ardı edemeyiz ve mülki hukukun üçüncü maddesi, 5350875 fırkasına göre Goldilocks'un yaptığı yasalara aykırıdır.
Homelessness is high.
Evsizler arttı.
But you ever notice we got no war on homelessness, ahn?
Ama fark etmişsinizdir,... evsizliğe hiç savaş açmadık!
No war on homelessness.
Evsizliğe savaş açmadık.
If you could find a solution to homelessness where the corporate swine, and the politicians could steal a couple of million dollars each, you'd see the streets of America begin to clear up pretty goddamn quick, I'll guarantee you that!
Evsizliğe çözüm bulduğunuz zaman, ki kodumun şirketleri ve siyasetçiler bundan kişi başı milyon dolar cepleyebiliyor, size garanti veriyorum, Amerika sokakları büyük bir hızla temizlenir!
I got an idea about homelessness.
Evsizlik hakkında bir fikrim var.
It's not homelessness.
Evsizlik değil,
Hunger, homelessness..
Açlık, açıklık.
An image that practically begs to be felt, and in which weak souls manage to project longing, melancholy, and all the other crushing, romantic feelings of homelessness.
Sanki bir yuvaya ait olamamanın getirdiği melankolik bir duyguyu yansıtıyor.
You were born to play an adolescent struggling with homelessness and heroin addiction.
Sen yeni doğmuş, yeni yetme eroin bağımlısı bir evsizi oynamaya çalışıyorsun.
Homelessness, precariousness, destitution.
Geçen gece, halkın inancı şişko Thiers'in hakkından geldi.
Homelessness Now, this is an awful, awful problem and one solution that I advocate is give them a hot meal
Çok berbat bir sorun. ... ve benim savunduğum çözüm, onlara sıcak bir yemek vermek.
And that reformed agenda being, not only universal health care, and child care, and dealing with the widening inequalities in our society, and homelessness, many things that many citizens - particularly middle income citizens just didn't want to deal with.
Yenilenmiş gündem yalnız sağlık sektörünü içermiyordu ayrıca çocuk sağlığı, halk arasında büyüyen eşitsizlik evsizlik ve özellikle orta gelirli vatandaşların uğraşmak istemediği daha nicelerini kapsıyordu.
How could Reagan live in a White House, which has a Iot of rooms, and there be homelessness?
Evsizlik sorunu varken, Reagan yüzlerce odası olan Beyaz Saray'da nasıl yaşayabilir? Bir de yardım etmekten bahsediyor.
Before homelessness called.
Evsizliğin çağrısından önce.
An ominous sense of homelessness and loneliness struck Grace this evening
O akşam uğursuz bir yurtsuzluk ve yalnızlık hissi kapladı Grace'in içini.
without warning the homelessness transferred into a strange desire to move up that rusty pipe against the flow of dirty water into where naked bodies were being washed in cheap soap
Ne olduğunu bile anlayamadan bu "yurtsuzluk" hissi yerini, kirli suyun akmakta olduğu paslı boruyu takip ederek, çıplak bedenlerin ucuz sabunla yıkanmakta olduğu yere gitme arzusuna bıraktı.
Yeah, like poverty and homelessness.
Sanki bundan güzel bir şey çıkacak. - Evet. Fakirlik ve evsizlik.
And a lot of people say he invented homelessness.
Çoğu insan evsizliği onun icat ettiğini söylerdi.
He wants me to look into young people nationwide, focusing on education, homelessness, criminality.
Ülkenin her yanından gençleri mercek altına alıp eğitim, evsizlik ve suç oranı gibi konulara bakmamı istiyor.
As you know, homelessness and hunger are real problems in our city.
Bildiğiniz gibi, evsizlik ve açlık şehrimiz için su götürmez bir sorun.
- Homelessness?
- Evsizlik mi?
I don't see the school project as yielding the same kind of impact as our attention to homelessness can.
Okul projesindeki yaptıklarımız evsizler haberindeki rolümüzle aynı etkiyi yapmıyor bence.
- Yeah, but... - From now till the end of the year, let's focus not only on covering the murders, but on the nature of homelessness itself.
- Bugünden itibaren yıl sonuna kadar bu cinayetleri haber yapmakla birlikte evsizliğin doğasına da dikkat çekeceğiz.
And no one is ever in favor of homelessness...
Kimse evsizlikten yana olmaz.
Homelessness.
Evsizlik.
Homelessness it is there, gents.
Evsizlik, beyler.
What do we want to say about homelessness?
Evsizlik hakkında neyi vurgulamak istiyoruz?
Then I see joblessness, homelessness and depression.
Ve sonrasında işsizlik, evsizlik ve depresyon görüyorum.
AND THE REST HAVE FACED MANY PROBLEMS, IN SOME CASES EVEN HOMELESSNESS.
Diğerleriyse, evsiz kalmaya kadar varan pek çok sorunla boğuştu.
" Hey, how's that homelessness working out for you?
"Hey, evsizlik nasıl gidiyor?"
In order to increase awareness of homelessness, security has been given binoculars.
Evsizliğe karşı bilinçlendirme amacıyla, güvenlik ekibine dürbünler dağıtılmıştır.
Yeah. they can stand to learn a lesson or two from us because we would never take our homelessness and shove it down everybody's face.
Bizden bir şeyler öğrenebilirler çünkü biz evsiz barksızlığımızı alıp insanların gözlerine sokmuyoruz.
How big business is crushing the underclass, How homelessness is the biggest tragedy in america.
"Kapitalist düzen halkı eziyor,... işsizlik, evsizlik en büyük sorun" diyorsun.
He called in a panic and because Camille is curing homelessness at the community center, I showed up like a knight in shining armor to be on Sydney duty.
Panik içinde telefon açtı ama Camille sosyal yardım merkezinde hâlâ evsizlere yardım ettiği için Sydney'e bakabilmek için parlayan zırhımla bir şovalye gibi yetiştim.
Homelessness.
EVSİZLERİN TANIMI "Evsizler."
Homelessness. It's about the homeless.
"Evsizler." Evsizlerle ilgili.
Coach Sylvester, I've heard you say on several occasions that you don't believe in homelessness.
Koç Sylvester, birkaç defa evsiz kalmaya inanmadığınızı söylediğinizi duydum.
The plight of homelessness was treated with the exact same style as this Hollywood musical.
Evsiz barksız olma hali, Hollywood müzikali edasıyla ele alınır.
- You know, there are stops between a leaky attic and total homelessness.
- Tamamen evsiz olmakla, sızıntılı bir çatının arasında başka duraklar da olduğunu bilirsin.
Giuliani promises tougher approaches to homelessness and crime...
Giuliani evsizlik ve suça karşı daha sert yaklaşacağını belirtiyor.
Depleted uranium has been linked to neurological damage, which could explain his homelessness.
Zayıflatılmış uranyum nörolojik hasarlara neden olur bu da neden adamın evsiz olduğunu açıklayabilir.
OK, Here's actual homelessness right in front of me.
Bu tam da gözlerimin önündeki bir evsizlik meselesi.
"The thought of my affliction and my homelessness is wormwood and gall."
"Elemimin ve yersiz yurtsuz kaldığımın düşüncesi..." "... hem acılara gark ediyor, hem de utanca boğuyor. "
He suffered through beatings, stonings, shipwrecks, imprisonments, homelessness, and all of that without wi-fi.
Onu dövdüler, ona taş attılar zarar verdiler, onu hapis ettiler, evsiz kaldı ve bunlar olurken wi-fi yoktu.
You can rearrange homelessness?
- Evsizliğe mi ayarlama yapacaksın?
Whatever they call homelessness, that's what you are.
- Alçalmadım. - Sana ne tür evsiz derlerse osun.
- And homelessness.
- Ve evsizlik de.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]