English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Honest citizens

Honest citizens translate Turkish

32 parallel translation
Honest citizens of Bagdad,... here is a thief to be flogged.
Bağdat'ın dürüst vatandaşları, işte kırbaçlanması gereken bir hırsız.
Do you have a prejudice against hiring honest citizens?
Dürüst vatandaşları işe alma konusunda ön yargın mı var?
That crime was increasing and honest citizens were having a hard job to put the gangsters in jail.
Suç oranı giderek artıyordu ve dürüst vatandaşlar da suçluları cezaevine tıkmakta oldukça zorluk yaşıyorlardı.
Well, I needn't tell you, sir, that in Germany the gangsters finally succeeded in putting the honest citizens in jail.
Söylememe gerek yok efendim ama Almanya'da en sonunda suçlular dürüst vatandaşları cezaevlerine kapatmayı başardı.
You are here for us to try and make something of you, to turn you into industrious and honest citizens.
Sizi çalışkan ve güvenilir bir vatandaşa döndürmeyi denememiz için bize getirildiniz.
He only has one goal : media attention and better sales, by scaring honest citizens.
Onun tek amacı, dikkat çekmek dürüst halkı tedirgin ederek tirajını arttırmak.
We are honest citizens, healthy elements of Society, anti-bodies in the fight against infection.
Biz dürüst vatandaşlarız, Toplumun sağlıklı unsurları, hastalıkla savaşımda antikorlar.
And now tell Vassia what you said before, only this time the way honest citizens speak.
Az önce Vassia'ya söylediklerini tekrarla. Ama bu sefer normal bir vatandaş gibi olsun.
´ bbutchering honest citizens and farmers on portable gallows.
Dürüst vatandaşları ve çiftçileri tekerlekli darağaçlarında katlediyor.
Because their sins prevent them from ever becoming honest citizens again, because they have lost the chance for ever to live freely with a clear conscience under the protection of the law, enjoying their days.
Çünkü günahları dürüst birer vatandaş olmalarını engelliyor. Vicdan rahatlığıyla, özgür, kanunların koruması altında, günlerini mutluca geçirme şanslarını kaybettiler.
We need an entire new order in our society, a coalition of political figures, law-enforcement officers and honest citizens.
Toplumda tamamen yeni düzene ihtiyacımız var ; politik kişiliklerin,... adalet uygulayıcıların ve dürüst vatandaşların koalisyonuna.
You know, one day, honest citizens are gonna stand up to you crooked cops.
Birgün dürüst vatandaşlar düzenbaz polislerin karşısına dikilecekler.
Thank you very much, I really appreciate an honest citizens like yourself helping us out ongoing search raid and shit thank you very much.
Çok teşekkürler, gerçekten sizin gibi, bize devam eden polis soruşturmalarında yardım eden onurlu vatandaşları takdir ediyorum ve kahrolası teşekkürler.
- Soldiers, naming no legions, thought it funny to tip them out over the heads of honest citizens.
Bunları dürüst yurttaşların başından aşağı dökmeyi komik buldular.
The scum terrify honest citizens in freedom's name.
O pislikler dürüst vatandaşlara özgürlük adına dehşet yaşatıyorlar!
They were honest citizens. Complied by society.
Topluma uyumlu, dürüst bireylerdi.
Every day, the needs of honest citizens are put second to greed and personal gain.
Her gün, dürüst vatandaşların gereksinimleri açgözlülük ve kişisel hırslara kurban ediliyor.
- What are you doing, except smashing doors of honest citizens?
Masum insanların kapılarını kırmak dışında ne yapıyorsun?
I protect honest citizens.
Dürüst vatandaşları korurum.
Jury duty is the best way for honest citizens to punish lawbreakers.
Jüri görevi, dürüst vatandaşların suçluları cezalandırmasının en iyi yoludur.
Once he had a fair amount of honest citizens in his debt, Well, he made the transition into being a loan shark.
Ona borçlanan dürüst vatandaşların sayısı yeterli gelince tefeciliğe geçiş yaptı.
It's good to know there are still honest citizens like yourself in this crime driven mess of a country.
Şu günlerde suçla çalkalanan memleketimizde sizin gibi... -... dürüst vatandaşların olduğunu bilmek mutlu etti.
NARRATOR :... earning millions, while honest citizens stand on bread lines.
... dürüst vatandaşlar ekmek sırasında beklerken o milyonlar kazanıyor...
Honest citizens driven mad, tearing each other limb from limb just because you decided that this city's security is not your concern!
Sırf bu şehrin güvenliğinin seni ilgilendirmediğini düşündüğün için alnı açık vatandaşlarımız delirecek ve birbirlerine saldırmaya başlayacak!
I ask you, dear brethren... why should that which is forbidden to us, honest and honourable... citizens, be permitted to a loose-living painter?
Sorarım size, sevgili kardeşlerim bizim gibi dürüst ve onurlu yurttaşlara yasak olan şey neden ahlaksızca yaşam süren bir... bir ressam için serbest olsun?
A sincere and honest desire to mold you into good, able and useful citizens.
Dürüst ve samimi bir istek sizi iyiliğe ulaştıracak ve yararlı vatandaşlar olacaksınız.
Your father never killed any hardworking', tax-paying citizens or honest cops.
Baban asla çok çalışıp vergi ödeyen, çalışkan halktan birini ya da dürüst polisleri öldürmemiş.
'cause they're honest, middle-class citizens.
Çünkü dürüst, orta karar vatandaşlar.
You mean honest, tax-paying citizens?
Vergisini ödeyen dürüst vatandaşlar mı yani?
NASA owes it to the citizens from whom it asks support to be frank, honest and informative.
NASA bunu kendisinden destek istediği samimi, dürüst ve bilgilendirici vatandaşlara borçludur.
Lawful citizens of New Providence Island, who, after decades of struggle, have finally have found a way to sell their sugarcane to honest markets.
Yıllardır süren savaş ve zorluklar sonunda, mallarını yasal yollardan satabilecek bir halk olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]