English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Honing

Honing translate Turkish

91 parallel translation
One whole year I've been honing my backside to sit in on this game and what am I doing?
Bütün bir yılımı kıçımı bu oyuna oturtmak için biliyorum ve ne yapıyorum?
I have no worries and I focus on honing my skills
Hayatta hiç bir derdim stresim yok. hem kudretliyim hemde genç!
It takes years and years and years of honing that and working it and- -
Bu işte çalışmak ve iyice bileylenmek yıllar alır.
You see..... I have been honing my ability of elementary deductions to a razor's edge.
Bak... Nesnel tespit yeteneklerimi bir jilet keskinliğine gelene kadar biledim.
I have devoted many years of my life honing my considerable intelligence so that I could impart a subject this complex with lucidity.
Hayatımın uzun yıllarını zekamı geliştirmeye adadım ki, böyle karmaşık bir konuyu açıkça anlatabileyim.
Hey, I've been honing.
Taşlama yapıyordum.
Like I haven't been sitting here honing for the last two hours?
Burada iki saattir oturup taşlarla oynamıyormuşum gibi.
If you are to succeed in honing your telepathic abilities, you must learn to control these emotional outbursts.
Telepatik kabiliyetlerini kullanmayı başarmak istiyorsan, bu şekilde ki, duygusal patlamalarını kontrol etmelisin.
Well, Hooverjust goes on honing her craft.
Hoover sanatını icra etmeye devam ediyor.
And he spent the summer honing his talent like never before.
Bütün bir yazı yeteneğini geliştirmekle geçirdi.
This includes basic body conditioning and the honing of their martial arts skills.
Bunlar temel vücut kondisyonları ve onların uzakdoğu sanatları becerilerinin honlamalarıdır.
- Honing a signal.
- Sinyal alıyorum.
In tHe end, Eastwood spent seven years on Rawbide seven years of frustration, playing a limited character but also seven years of watching, learning and Honing His craft.
Sonuç olarak Eastwood Sığır Derisi'nde yedi yıl çalıştı. Yedi yıl sinir bozucu bir şekilde, aynı karakteri canlandırdı... ama yedi yıl boyunca izledi, öğrendi ve işinde ustalaştı.
So I tell myself that I'm "honing my eye."
Bu yüzden kendime şunu söylüyorum : Gözlerimi keskinleştiriyorum.
I've been working out, learning some new tricks, honing my... instincts.
Dersimi çalıştım, yeni numaralar öğrendim Ve içgüdülerimi geliştirdim!
When you did the outside loop last week, what was that? Honing your skills?
Geçen hafta attığın takla da mı becerilerini geliştirmek içindi?
He's now housed in the city's finest juvenile facility, where I'm sure he's honing his criminal skills.
Şu anda şehrin en iyi çocuk evinde. Eminim yeteneklerini geliştiriyordur.
By honing those skills which make me useful... I stave off my inevitable obsolescence.
Beni yararlı hale getiren becerilerimi geliştirerek... önlenemez eskimemi defediyorum.
You stay home honing your ability to program a VCR?
Evde oturup videoyu programlama becerini mi geliştiriyorsun?
Willow, we could spend another two years here training and practising and honing your powers and still there'd be no way of knowing that the friends you left behind you are still your friends.
Willow burada iki yıl kalıp çalışıp, pratik yapabiliriz güçlerini dengeleyebiliriz ama yine de arkanda bıraktıklarının hala arkadaşın olup olmadığını bilmenin bir yolunu bulamayız.
I spent nine years honing my skill while you hid in the woods... because you were afraid.
9 yıldır yeteneğimi ilerlettim, sense korkudan ormanda gizlendin.
- That sets up a honing device.
- O bir uyarı aletini çalıştırır.
I've been working out, learning some newtricks, honing my... instincts.
Dersimi çalıştım, yeni numaralar öğrendim Ve içgüdülerimi geliştirdim!
Never. I'm honing my wench skills.
Asla. Cadılık becerilerimi geliştiriyorum.
We also know he watches his words So that crossword's either a sign... of honing a talent or correcting a deficiency.
Söylediklerine dikkat ettiğini de biliyoruz. Bulmaca çözmek ya bir yetenek gösterisidir... ya da bir eksikliğin üstünü örtme çabası.
I don't know what he was doing, whether he was honing his talents in another direction.
Ne iş yaptığını bilmiyorum,... yeteneklerini bir başka yönde kullanıp kullanmadığını da.
Is that what you spent all those years honing your skills for?
Bunca zamandır yeteneklerinizi bunun için mi geliştirdiniz?
Then start honing your weapons for tonight's demonstration.
Bu geceki gösteri için silahlarınızı parlatmaya başlayın.
I'm honing in on your coordinates.
Koordinatlarını tamamlıyorum.
Well, agent merriweather spent the last 25 years honing his ability to sense danger... To notice anything outside of the ordinary...
Ajan Merriweather son 25 yılını, sıradışı herşeyi farkedebilmek için tehlikeyi sezme yeteneğini geliştirmeye harcamıştı.
Honing hunting skills.
Ballı avlanma yeteneği. Ballı mı?
Who uses words like "honing"? I don't even words like "honing."
Ben bile kullanmıyorum böyle şeyler.
Focus on honing those skills, not on how well you can juggle schedules or fill out paperwork.
Yeteneklerini gelistirmek için odaklan, kagit islerini, ve çalisma programini nasiI daha iyi yapacagin konusuna degil.
You honing your games for the club championships this weekend?
Haftasonu yapılacak olan şampiyonaya mı hazırlanıyorsunuz?
It used to be we each had a piece of the pie, but now she's honing in on my territory, and it's not fair.
Eskiden ikimizde pastadan payımızı alırdık, ama artık benim bölgemde dolaşmaya başladı, ve bu adil değil.
Honing in on the host server right now.
Şu an sunucuya girmeye çalışıyor.
I can't be honing my skills at the same time I'm teaching y'all Ping-Pong 101.
Çocuklara Pinpon dersi verirken yeteneklerimi geliştirmem mümkün değil.
It's a honing device.
Tahrik cihazı.
Do you think there could have been more, Earlier victims when he was honing His skills?
Bir yere varamıyoruz. Sence daha fazlası olabilir mi? Deneyim kazanırken öldürdüğü eski kurbanlar var mı?
He becomes obsessed with improving his skills, honing his m.o. And tailoring his weapon to his deadly purpose.
Yeteneklerini ve yöntemini geliştirmeye çalışıyor... ve ölümcül amacı için silahını elden geçiriyor.
This exercise is about honing in on your natural instincts.
Bu egzersiz sizin doğal sezgilerinizi bilemekle ilgili.
- Honing in.
Çıkartıyorum.
I don't have a completely clear picture on that, but i am honing. i am a honer.
Resmin tamamını göremiyorum ama iz üstündeyim.
Traveling far and wide with good friends while honing his many battling skills.
Arkadaşlarıyla yurdun dört bir yerinde seyahat ederek Birçok savaş becerisi kazandı.
Like a fighter in training, Hercules is honing the skills necessary to survive in a hostile world - physical strength, mental toughness, and relentless endurance.
Herkül antrenman yapan bir savaşçı gibi, düşman bir dünyada hayatta kalmak için gerekli becerileri, yani fiziksel gücünü, zihinsel dayanıklılığını ve dayanıklılık süresini geliştirmektedir.
Okay, it's technically illegal moonshine, but we are scientists honing our craft.
Pekala teknik olarak yasadışı içkiye girer ama becerilerini geliştiren bilim insanlarıyız biz.
No, I spent literally hours honing my reply of a masterpiece That's definitely interested but Not too desperate for this
Saatlerce ilgili görünen ama çok da çaresiz olmayacak bir şey yazmaya çalıştım.
Years of honing my craft, and finally my dream is coming true.
Yıllarca mesleğimi icra ediyorum ve sonunda hayalim gerçek oluyor.
See, Ben was honing in on your turf on Jenny.
Jenny ile.
Honing?
Ballı gibi kelimeyi kim kullanır ki?
this bleak environment called tundra is home to remarkable creatures finely tuned to survive the brutal conditions here. one arctic resident has been honing his survival skills for millennia.
Binlerce tür havan ve bitki çeşidiyle Kafkasya yeryüzünde biyolojik açıdan en zengin bölgelerden bir tanesidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]