English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Hooded

Hooded translate Turkish

238 parallel translation
Coming soon... "Arizona Jim Against the Hooded Fascist"
Çok yakında! "Arizona Jim Maskeli Faşistlere Karşı"
Estelle, led astray by the sordid hooded fascist... had a certain amount of luck :
Kötü kalpli faşist tarafından baştan çıkarıIan Estelle'in biraz şansı vardı :
With all those hooded men gathering there in town, I have to be honest I am sorry, but I am forced to hope they'll do him in right away.
Tüm o kukuletalı adamlar kasabada toplandıktan sonra, üzgünüm ama dürüst olmak gerekirse, onu hemen öldürmelerini ümit ederim.
Haven't you got one lead from those hooded monkeys?
Şu kukuletalı maymunlardan ipucu elde edemedin mi?
Doctors spiriting hooded figures around cause comment.
Doktorlar ve örtülü hastalar dedikoduya neden olur.
The Hooded Menace.
Başlıklı Tehlike.
I saw a sterange car with hooded lights in the grove near Temple House.
Tapınağın yanındaki bahçede farları kapalı yabancı bir araba gördüm.
I met a hooded man today who bade me warn you not to harm his people.
Bugün, halkına zarar vermemen için seni uyaran kukuletalı bir adamla tanıştım.
This hooded viper simply slithers into the forest.
Bu kukuletalı sürüngen ormanın içinde buhar oluyor.
These hooded men said that good white Christians would not stand for his troublemaking and to get out of town.
Kapüşonlu Klan üyeleri, Beyaz Hıristiyanların onunla uğraşmak istemediklerini ve kasabayı terk etmelerini söylemiş.
" Gasco Thunder, Hooded Lady, Mr. P, Lotsa Luck, and Rosie D...
"Gasco Thunder, Hooded Lady, Mr. P, Lotsa Luck ve Rosie D..."
That hooded assassin who did do it... he fights as well as I do... maybe better.
O başlıklı katil bunu yaptı... benim kadar iyi dövüşüyordu... belki de daha iyi.
Are you sure that none of the villagers saw you fighting this mysterious hooded man?
Eminmisin hiçbir köylünün seni bu gizemli kapşonlu katille dövüşürken görmediğine?
She said that she fought with a hooded man, and kept him from killing the one man who did survive.
O dedi ki kapşonlu katille dövüşüyormuş, ve kurtulan adamı katilden uzak tutmaya çalışıyormuş.
There was no hooded man, there was only her.
Kapşonlu katil yoktu, yalnızca o vardı.
This brave and noble woman... she was the last thing I saw... battling a cowardly hooded man who attacked us.
Bu cesur ve onurlu kadın... Gördüğüm en son şey olan o... bize saldıran alçak kapşonlu adamla dövüştü.
He's going to try to ricochet off the toilet with a hooded 7-iron.
Demir 7'liyle tuvaletin üzerinden atmaya çalışıyor.
And out of nowhere, Xena came upon a fierce-hooded warrior who had just laid waste to a group of villagers.
Ve bilinmedik bir yerde, az evvel bir grup köylüyü harap edip bırakan vahşi bir başlıklı savaşçının üzerine doğru geldi.
- Until... - This brave and noble woman She was the last thing I saw battling a cowardly hooded man who attacked us.
- O ana kadar... bu cesur ve asil kadın... o gördüğüm son şeydi... korkakça bize saldıran başlıklı adamla dövüşüyordu.
Here in Argentina, brown-hooded gulls are nesting.
Burada Arjantin'de kahverengi başlı martılar yuva yapıyor.
This time I want a hooded spotted puppy coat.
Bu sefer başlıklı bir benekli yavru kürkü istiyorum.
Yeah. He was wearing, uh, dark clothes and a... a hooded sweatshirt.
Evet, koyu renkli giysileri ve kapüşonlu bir sweatshirt'ü vardı.
No, he had a hooded sweatshirt and a heavy jacket.
Hayır, kapüşonlu sweatshirt'ü vardı ve bir de ağır bir kabanı.
He got beaten up in his garage. Two hooded guys.
Garajında dövülmüş. 2 maskeli herif :
It looks like a hooded monk...
Cüppeli keşiş gibi...
- Hooded.
- Kapşonlu.
There's some fellows in a van wearing hooded cloaks.
Ayrıca bir kamyonetin içinde tanımadığım bir grup kapşonlu tipler vardı.
These guys come out in hooded sweatshirts... talking about, " Y'all know the words.
Bu adamlar giyerler kukuletalalarını sonra,.. ... " Sözleri biliyorsunuz.
This is Melibe - the hooded sea slug.
Bu Melibe - deniz tavsani.
He walks here and there, they say as an old man hooded and cloaked.
Orada burada dolaşıyor, dediklerine göre kukuletalı ve pelerinli yaşlı bir adam kılığında.
Last seen 7 / 14 / 99, wearing a hooded yellow raincoat.
En son 14 / 7 / 99'da görüldü, kapişonlu sarı yağmurluk giyiyordu.
- What is real are those hooded freaks.
- Gerçek bu kapüşonlu düşkünleri nelerdir edilir.
Red hooded sweatshirt, black pants, tennis shoes.
Kırmızı kapşonlu süveter, siyah pantolon, tenis ayakkabıları.
Hooded seals have their own particular way of impressing rivals.
Balonlu foklar rakiplerini etkilemek için özgün bir yola başvurur.
Look out for a vehicle, after armed robbery by three hooded men, flight direction unknown.
Bir aracın peşindesiniz, siIahIı soygun maskeIi üç adam, kaçış yönü beIIi değiI.
Calling all cars, re a vehicle a black wagon, with 3 hooded men...
Tüm birimIere, araç siyah bir kamyonet, 3 maskeIi adamIa...
All we have is two hooded figures, the make of the truck and a fake license plate.
Elimizde sadece iki şey var, kamyonun lastik izleri ve sahte plakası.
Now we go after the little red-hooded girl.
Şimdi kırmızı başlıklı kızın peşindeyiz.
In the meantime, I'd have your men canvass the neighborhood again see if they saw a guy in a hooded sweatshirt.
Mahalleliye siyah kapşonlu sweatshirt giyen birisini görüp görmediklerini sormaları için adamlarını görevlendir.
Dude always wore a hooded sweatshirt and shades.
Her geldiğinde kapüşonlu sweatshirt giyiyordu ve gözlüklüydü.
Hooded jacket.
Kaban.
We won't take out all of it since we know from the photo you've always had slightly hooded eyes.
Fotoğraftan gördüğümüz kadarıyla çıkıntılı gözleriniz olduğu için hepsini almayacağız.
Bloody rain, black dogs, hooded ferrymen...
Kanlı yağmurlar... Kara köpekler... Yıllardır.
Where eyewitnesses say that a tall caucasian man in a hooded sweatshirt Forced six-Year-Old colleen platt into the car.
Görgü tanıkları, üstünde kapişonlu bir sweatshirt olan uzun boylu, beyaz bir adamın altı yaşındaki Cody Platt'i arabaya bindirirken gördü.
Like the hooded cobra senses the rapid heartbeat of a panic-stricken kangaroo rat.
Tıpkı paniğe kapılmış bir kanguru sıçanının hızlı kalp atışlarını sezinleyen kobra yılanı gibi.
These are hooded nudibranchs.
Bunlar körüklü tuzlu su omurgasızlarıdır.
The trees. They kinda look like those hooded creatures in the movie, don't they?
Ağaçlar ; filmdeki acayip yaratıklar gibi görünmüyorlar mı?
- You've got a lot of those hooded sweatshirts- - Like the mulignans wear that you watch on mtv.
Birisi kapşonlu kazağın var tıpkı şu MTV'de gördüğün maymunların giydiğinden.
[Hooded Man] There's one!
- Kahrolsun!
- Hooded spotted p-puppy coat?
- Başlıklı bir b-benekli yavru kürkü mü?
- "Hooded spotted poopie coat?"
- "Başlıklı bir benekli yavru kürkü mü?"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]